TR EN

Dil Seçin

Ara

Geçinemiyorum Diyenlere Dört Tavsiye

Geçinemiyorum Diyenlere Dört Tavsiye

Her gün pek çok olumsuz haberlerle gündemimiz değişiyor. Kimi dinlesek bir sorup, bin ah işitiyoruz. Sadece birkaç dakikalık sosyal medyaya bakmak bile insanı ümitsizliğe atmak için yetiyor… Gündemde en yoğun konuşulan mevzu ise maalesef geçim sıkıntısı. Bu başlık altına rızık endişesi, bereketsizlik, borçların yükü altında kalma gibi alt maddeler ekleniyor. Farkında olmadan bizler de bu şikayet furyasına kulak kabartıp, bazen de kendi şikayetlerimizi de ekleyerek listeyi uzatıp gidiyoruz. Peki ne yapalım, şikayet etmek çözüm mü? Bu sıkıntılara karşı mümince bakış açımız nasıl olmalı?

 

1. İktisad Et, İsraftan Kaçın!

Allah Resulü (sav) “İktisat eden, ailece geçim sıkıntısı çekmez”1 buyuruyor. İktisat kelimesi tutumlu olma, ihtiyaç fazlasını biriktirme, her hususta itidal üzere bulunma ve lüzumundan fazla veya noksan sarfiyattan kaçınma anlamlarına gelmektedir.2 Yani bu hadis bize mealen, “Ailece tutumlu olsanız, ihtiyacınız kadar harcasanız, israf etmeseniz evinizde geçim sıkıntısı olmaz.” demektedir.

Maalesef israfa çok alıştık. “Yiyin, için, fakat israf etmeyin.”3 diyen Rabbimizin emrini her daim hatırlayalım. İnsanın hayatını devam ettirebilmesi için olmazsa olmazları yemek, içmek, giyinmek ve barınmak iken, ihtiyaç dışı harcamalarımıza ve alışkanlıklarımıza bakalım. Görenek belası ile alıp taksitleri altında ezildiklerimizi veya bir yeterken, ikişer-üçer aldıklarımızı gözden geçirelim bir an evvel kurtulmaya çalışalım.

 

2. Bereketsizliğin Nedenlerini Bul!

Gelirim yetmiyor, maaşımla ay sonunu getiremiyorum şikayetleri arkadaş sohbetlerinin sabit gündemi oldu nerdeyse. Peki bereket neden eksildi, bereketi artırmak için neler yapmalıyız?

 

Şükürsüzlük, Bereketsizliğe Vesiledir

Öncelikle elimizdeki nimetlerin şükrünü hakkıyla eda etmeliyiz. Çünkü şükür nimeti artırır. Nimetin bereketlenmesinin en büyük vesilesi şükürdür. Rabbimiz kelâmında şöyle buyuruyor: “Eğer şükrederseniz size (nimetimi) daha çok vereceğim.”4

Allah’ın verdiği el, ayak, göz, dil, eş, evlat, anne, baba ve sayıp da bitiremeyeceğimiz nimetlerin şükrünü hakkıyla eda ediyor muyuz? 

İnsan elinde olan nimetlerin farkına varmalıdır. Elinde olmayanları düşünmekle vakit harcayacağına; elinde olanlara bakmalı, onların kıymetini bilmeli ve hakkıyla şükretmelidir ki, Allah da o nimetlerin bereketini ihsan etsin.

Burada şunu da eklemekte fayda var. Nasıl ki, şükür nimeti artırır. Aynen öyle de şikayet etmek de nimetin azalmasına ve bereketin kalkmasına vesiledir. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin de ifade ettiği gibi “Nasıl şükür nimeti ziyadeleştiriyor; öyle de, şekvâ musibeti ziyadeleştirir.”5

 

İsraf Bereketi Kaldırır

İsrafın, nimetlere karşı hürmetsizlik olduğunu ve bereketi kaldıracağını unutmayalım. Harcamalarımızı gözden geçirelim. Haftalık, aylık ve yıllık harcama planları yapıp buna riayet etmeye çalışalım. Listelerimizde israf olacak kalemleri kaldıralım. Aciliyeti olmayan harcamaları da maddi sıkıntılarımız kalkıncaya kadar erteleyelim. Borçlarını ödemekte zorluk çekilen huzursuz bir ev mi, yoksa kiralık da olsa, yorganına göre uzanmış ayakların içinde huzurla dolaştığı mütevazi bir ev mi?

İstanbul’da meşhur bir cami vardır. Bir zat nefsinin çektiği şeyleri yemeyip, onların parasını kenara koyup bir mescid yaptırmış, adını da “Sanki Yedim Mescidi” koymuş. Üstad bunu şöyle veciz ifade etmiş: “Lezâiz çağırdıkça ‘Sanki yedim’ demeli. ‘Sanki yedim’i düstur edinen, bir mescidi yiyebilirdi, yemedi.6

Harcamalarımızda “lazım - elzem - olsa da olur olmasa da” gibi sıralamalar yapalım. ‘Olmasa da olur’ları “sanki oldu” deyip lazım ve elzem olanlara odaklanalım. Her alışverişten önce “alacağım şey ihtiyaç mı değil mi?” sorusunu aklımızdan çıkarmayalım.

 

Faizler, Krediler, Şüpheliler

Bereketsizliğin en büyük nedenlerinden birinin de maalesef hayatımıza her yerden giren bankaların, kredilerin ve faizlerin olduğunu bilelim. Rabbimiz kelâmında şöyle buyurur: “Allah faizin bereketini eksiltir, zekât ve sadakaları ise nemalandırır.”7

İsteyerek veya istemeyerek bulaştığımız bir faiz varsa mutlaka hayatımızdan çıkarmalı, tevbe ve istiğfar etmeli, bir daha bulaşmayacağımıza dair Allah’a söz vermeliyiz. Unutmayalım faizin azı da çoğu da haramdır. 

Şüphelilerden de uzak durmalıyız. Çok masum isimlerle çeşit çeşit faiz tuzakları hazırlandığını aklımızdan çıkarmayalım: “Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur…”8

 

3. Bereketi Artıracak Vesileler Arayalım

 

Şükrümüzü arttıralım:

Rabbimiz şükrederseniz nimetlerimi arttırırım diyor, o halde en önce elimizdeki nimetlerin şükrünü eda ederek işe başlayalım.

 

Sadaka verelim:

Allah rızası için verilen sadaka berekete vesiledir.

 

Bol bol sıla-yı rahim yapalım:

Akrabalarla olan bağımızı devam ettirmek de berekete vesiledir: “Kim rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akraba ile irtibatını sürdürsün!”9 diyen Allah Resulüne kulak verelim. İhmal ettiğimiz akrabalık bağlarını canlandıralım, hayır dualarını alalım.

 

İbadetimizi, zikrimizi ve duamızı artıralım:

Çalınacak en cömert kapının Rabbimizin kapısı olduğunu aklımızdan çıkarmayalım ve unutmayalım ki, “Her şeyin anahtarı Onun yanında, her şeyin dizgini Onun elindedir. Her şey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.”10

 

4. Rızka Allah’ın Kefil Olduğunu Unutmayalım!

Son olarak unutmayalım ki, Rızkı veren Allah’tır. Rabbimiz kelâmında “Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır.”11 buyuruyor. İktidarsız yavruların doğar doğmaz rızkını annesinin sinesindeki süt çeşmelerinden akıtan Allah’ın kudretini gözümüzle gördüğümüz halde, nasıl rızık konusunda sadece kendi irademize güvenebiliriz? Sadece insanlar değil, denizlerin altındaki balıklardan göklerde uçuşan kuşlara kadar her canlı en güzel şekilde rızıklandırılıyor. Hatta en zayıf canlılara en güzel rızıklar verilmiyor mu? İnsani ve hayvani yavrular buna en güzel örnekler değil mi? “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın”12 Demek rızık konusundaki endişemiz yersizdir.

 

Evet, madem Rızık Allah’ın taahhüdü altındadır, madem iktisad eden ailece geçim sıkıntısı çekmez ve madem şükür nimeti artırır. O halde israftan kaçınıp iktisat eksenli bir hayat sürecek olursak başta kendi hayatımız ve sevdiklerimiz olmak üzere toplumdaki tüm sıkıntılarımız bir bir ortadan kalkacak demektir. Şimdi şikayeti bırakıp, şükretme zamanıdır.

 

Kaynaklar:

1. Müsned, 1:447; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 5:454, no: 7939; el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, 3:36, 6:49, 56, 57.

2. https://sorularlarisale.com/osmanlica-ve-dini-terimler-lugati?kelime=iktisad 

3. A’râf Sûresi, 7:31.

4. İbrahim Suresi, 7.

5. Lem’alar, İkinci Lem’a.

6. Sözler, Lemaat

7. Bakara Suresi, 276.

8. Müslim, Müsâkât, 107.

9. Müslim, Birr, 20; Buhârî, Edeb, 12.

10. Yirminci Mektup, Birinci Makam, Birinci Kelime

11. Zâriyat Sûresi, 51:58.

12. Hud Suresi, 6