TR EN

Dil Seçin

Ara

DOĞRULUKTAN AYRILMA

Süleyman Nazif Bursa’da mektupçu iken, aldatılan bir köylü şikâyete geldi. Muhatabının haksızlıklarından, gadrinden dertlenerek, kendisinin de aynı insafsız yola girebileceğini, o zaman karşısındakinin kendisinden daha da güç duruma düşeceğini söyleyerek, pek de farkında olmadan aruz kâfiyeli şöyle dedi:

“Sen âlimsin, bir yol göster, kurtar beni.”

Süleyman Nazif, şair ve tarihçi olan babası Sait Paşa’nın meşhur mısraı ile cevap verdi:

“Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni.”

 

 

ALDIRMAK

Basra’nın büyüklerinden birisi, Hz. Rabia’nın yanında oturuyordu. Söz arasında:

“Bu dünya berbat” dedi.

Hz. Rabia ona şu cevabı verdi:

“Sen dünyaya düşkünsün. Bakma bu lâkırdına. Dünyayı sevmeseydin onun kötülüğüne-iyiliğine zaten aldırmazdın. Düşkünlüğün var ki onu incelemektesin.”

 

 

ÖNEMLİ OLAN

Sokrat’a dediler ki:

“Sözünü kabul etmediler.”

O da şöyle cevap verdi:

“Kabul edilmesi bana lâzım değildir. Bana gereken şey, doğruyu söylemektir.”

 

 

ALDANMAK

Hz. Ömer, hangi kölesini namaz kılarken görse derhal azat ederdi. Köleleri de bazen, mescide gidip cemaatle namaz kılar ve Hz. Ömer’i aldatırlardı. Hz. Ömer, onların yalandan namaz kıldıklarını, niyetlerinin ne olduğunu bilirdi. Lâkin bilmesine rağmen yine de azat ederdi. Azatlı kimseler ise azat olduktan sonra cemaatle namaz kılmazlardı.

Bir gün Hz. Ömer’e dediler ki:

“Yâ Ömer! Kölelerin seni aldatıyorlar. Kendilerinin azat edilmesi için, sırf bu maksatla cemaatle namaz kılıyorlar.”

Hz. Ömer dedi ki:

“Aldanırsam ben Rabbimle aldanayım. Aldatırlarsa beni Rabbimle aldatsınlar. Zira dostla aldanan aldanmaz.”