Yarın Olacak
Yarın, diyorum soranlara, kulakları çınlatan gür sadâlarla müjdeler yayılacak bütün yeryüzüne, bir an daha beklemeden ve ertelenmeden üstelik, yarın olacak!
Ara
Yarın, diyorum soranlara, kulakları çınlatan gür sadâlarla müjdeler yayılacak bütün yeryüzüne, bir an daha beklemeden ve ertelenmeden üstelik, yarın olacak!
Kahkahalar maraz habercisi, isler uçuşuyor odalarda, melekler çığlık çığlığa eyvahlarla kaçışta...
Parmaklar dokunmatik girdaplarda divane, ne tesbih kokusu, ne mushaftan sayfalar, ne de şahitlik...
Sensiz silik sûretler dökülüyor sokaklara, adımlar topal, nefesler dar, bakışlar bulanık...
Avucumda ısıtıyorum sevginin ellerini, uyanan bir volkan ağzı kalbim...
Hakikat tülleri takıyorum pencerelere, kem nazarlar dağlansın, mahrem nedir bilinsin diye, peşimde bin türlü hafiye...
Sakladım, sakındım, hep noksan yazdım gönlüme düşeni, kimseye söylemedim, erteledim uzak gölgeliklere...
Ama bekle sen, gün belini doğrultunca batıdan, kaçacak küflü küfürlü diller sokak sokak, gizli saklı ne varsa kalbimde âşikar saçılacak, usta şairlerin kabaran kibri sönecek bir bir, konuşmak istedikçe susacaklar...
Dünün güneşinde renk renk konuşanlar, geç kalınmış pişmanlıklarla susacaklar...
Yarın, diyorum soranlara, kulakları çınlatan gür sadâlarla müjdeler yayılacak bütün yeryüzüne, bir an daha beklemeden ve ertelenmeden üstelik, yarın olacak!
Yolların tıkandığı, önümüzde uzanan patikaların bizi hiçbir yere götürmeyeceğini düşündüğümüz zamanlar vardır.…
“En güzel yastığın nedir?” diye sorsalardı bana, hiç tereddütsüz “yarın” derdim. Yastık……
Sesimiz karşı dağlardan yankılanır bize döner. Tutumlarımız, tercihlerimiz, yaptıklarımız da geleceğin dağlarında…
Gece vakti bir ses… Ruhuma dokundu: “Yusuf’um, Musa’nın Mısırında… Kardeşlerin birbirini öldürüyor……
İnsana akıl verilmiş ve bu sayede geçmişte neler olduğunu merak ettiği gibi,…
Satır Arkası