TR EN

Dil Seçin

Ara

Hayatın Korunması

İnsanın korumakla görevli olduğu değerlerden birincisi hayattır. Hayat, dünya ve ahiretin mücevheridir. Dünya onun ile ayakta durur ve ona hizmet eder. Bediüzzaman Hazretlerinin buyurduğu gibi, Hayat, şu kâinatın en ehemmiyetli gayesi, hem en büyük neticesi, hem en parlak nurudur.” Özellikle insan hayatı, Cenab-ı Hakkın en ehemmiyetli, en müstesna, kendisine en çok ikram edilmiş, en sevgili bir mahlûkudur. Bundan dolayı hakiki İslâm terbiyesi alan bir insan, hayatın kıymetini takdir eder ve korunmasına pek ziyade hassasiyet gösterir.

Bir insan için en büyük nimet hayat nimetidir. İnsan kendi maddî ve manevî hukukunu korumaya nasıl mecbur ise; diğer insanların hukukunu da korumaya ve gözetmeye o derece mecburdur. Çünkü, bütün insanlar aynı anne ve babanın çocuklarıdırlar. Şu halde, insanlık olmak itibarıyla birbirlerine kardeştirler. Birbirlerinin hayatını muhafaza etmekle mükelleftirler. Çünkü bir insanın hayatına son vermek bütün insanların hukukuna tecavüz etmek demektir. Kuran, insan hayatının önemini ve ona kastetmenin ne kadar büyük bir vebal olduğunu ifade sadedinde şöyle buyurmaktadır:

Kim bir canı, bir cana karşılık veya yeryüzünde bir fesat çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.”1 

Bundan dolayı İslâm Dini, hayatın korunmasına büyük bir ehemmiyet vermektedir. Cenab-ı Hak, insan öldürmeyi kesinlikle haram kılmış, büyük günahlardan saymıştır. Kıyamet gününde en evvel görülecek dava kan davasıdır. Peygamber Efendimiz (asm) Veda Hutbesinde başta kan davası olmak üzere cahiliye devrinden kalan bütün kötü âdetleri kaldırdığını beyan etmiştir. Hatta Cenab-ı Allah, katlin önünü almak için kısas’ı emretmiştir. Demek ki, kısasın şeriatta yer alması hayatı muhafaza içindir.

İslâm dini merhamet ve şefkatin kaynağıdır. Buna binaen, değil insan öldürmeyi, hayvanı bile lüzumsuz yere öldürmeyi yasak etmiştir.

Demek ki, hayat; gerek insanda gerekse diğer canlılarda mukaddes ve mükerremdir. Çünkü hayat, En küçük bir mahluku bir kâinat hükmüne getiren mucizekâr bir hakikati ve fevkalade harika bir sanat-ı İlahiyedir.”2 Ona kastetmek insanı cehenneme götürmeye en büyük bir vesiledir.

Cenab-ı Hakkın yanında hayatlar içerisinde en kıymetlisi insan hayatıdır. Çünkü, insan Cenab-ı Hakkın en sevgili ve en şerefli mahlukudur. Allah dünyayı ve ondaki bütün nimetleri insan için, insanı da kendisi için yaratmıştır. Öyleyse insanın yaratılış gayesi Allah-ü Teâlâ Hazretlerini hakkıyla tanıyıp Ona itaat etmesi ve Onun marifet ve muhabbetine mazhar olmasıdır. Bu da ancak hayatın devamıyla olur. Bu noktada hayatın kıymeti büyüktür. Dinimizde hayata zarar veren birçok şeyin haram olması da hayatın ne derece ehemmiyet ve kıymeti olduğunu gösterir.

Hayat, insana ahirette hesabı görülmek üzere emaneten verilmiş bir sermayedir. Bu sermayeyi maddî ve manevî zarardan korumak insan için en önemli bir vazifedir. Şu hale göre insanın, hesap gününden önce nefsini hesaba çekmesi aklın gereğidir ve ihmal edilmeyecek kadar hayatî bir meseledir.

İslâm dini hayatın muhafazasına ehemmiyet verdiği gibi, insanı her türlü zilletten, aşağılanmaktan korumaya da o kadar ehemmiyet vermiştir. Mesela, içkiden, kumardan, sefahetten men ettiği gibi yalandan gıybetten, iftiradan ve kötü lakap takmaktan da men etmiştir. Hasılı İslâm, insanın şeref ve haysiyetini zedeleyen her türlü davranış ve sözü yasak etmiştir.

Kuran-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak mealen şöyle buyurulmaktadır:

Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavim ile alay etmesin. Olur ki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden (yani alay edenlerden) daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınları (alaya almasın). Olur ki onlar kendilerinden daha hayırlıdır. Kendi kendinizi ayıplamayın. Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.”3

İşte İslâm nazarında bu kadar kıymetli olan hayat, ancak gerektiğinde din gibi, vatan gibi, masumların korunması gibi, şeref, haysiyet, namus gibi ulvi gayeler uğruna feda edilebilir.

İslâm nazarında kişinin haysiyet ve şerefi, namus ve itibarı da hayatı kadar önemlidir, mukaddestir.

 

1- Maide, 32

2- Lem’alar, 329

3- Hucurat, 11