TR EN

Dil Seçin

Ara

Tutunacak Dal Varsa…

Tutunacak Dal Varsa…

Yaşadığın hayat Süleyman ismine fazla gelir “Kanuni” derler. Bazen ona bile sığmazsın “Muhteşem Süleyman” demek zorunda kalır düşmanların bile.

Bazen fethettiğin yerler adının yanında ekber kalır. “Fatih” demek zorunda kalır insanlar seni çağırırken. Hatta, Mehmet demeyi unutur en sevdiklerin…

Kahraman olursun, Selim adı çok yavan kalır meşrebini anlatırken. “Yavuz” adamdı o demek zorunda kalır insanlar senden bahsederken…

Ömrün boyunca Amr bin Hişam olarak çağırılırsın. Kocaman kocaman çocukların, mevkin, malların olur. Sonra asırlar senin cehaletine şahitlik eder, Ebu Cehil olarak anılırsın. Adın sanın unutulur, geriye sadece akıllarda cehaletin kalır.

Bugünlerde hep bunu düşünüyorum…

Coğrafya gerçekten kader mi? Ya da coğrafya dediğimiz şey insanın kafasında belirlediği bir çaresizlik mi?

Cevabını tam olarak bulamadım, lakin nerede, hangi isimle, kimin çocuğu olarak doğduğumuzdan daha çok, bu dünyada nasıl yaşadığımız ve nasıl ayrılacağımıza odaklanmamız ve bunu önemsememiz lâzım sanırım.

Yoksa Pargalı İbrâhim olarak doğar, Makbul İbrâhim Paşa olarak yaşar, Maktul İbrâhim Paşa olarak gidersin bu dünyadan.

Ya da bir Fransız soylusu olarak dünyaya gelir adına Comte de Bonevella derler. Hayat seni öyle yerlere sürükler ki hayat sana Ahmet Paşa ünvanını layık görür. Tarih seni Humbaracı Ahmet Paşa olarak anar.

Bazen sanki bizden artık bir şey olmaz gibi bir umutsuzluğa kapılıyor, kendimizi saplandığımız bataklığın vicdanına bırakıyoruz. Bazen bir kafese kilitlenmiş kuş gibi çırpınıp duruyoruz. O kafesleri kendi ellerimiz ile kilitliyor, uçamadığımız için de kafesi suçlayan kuşlara benziyoruz.

Tutunacak dal varsa, hâlâ bağırarak yardım isteyebiliyorsak, hâlâ o bataklıktan çıkıp yeniden başlama şansımız var demektir.

Hayatımıza nasıl başladığımızdan ziyade ne olarak öldüğümüz daha önemli.

Her gün, yeni bir Bismillah olmalı bu yüzden de…

Ne geçmişte yaptığımız hatalar ayaklarımıza dolansın, ne de bugün içinde olduğumuz hal bizde kibire yol açsın.

Eğer hâlâ nefes alabiliyorsak hiçbir şey için geç değil.

Bu hayatta ölüm dışında her şeyin bir oluru bir çaresi mutlaka vardır.