TR EN

Dil Seçin

Ara

Makam-ı Mahmud / Aile Okulu

“En büyük insan kimdir?” sorusuna bütün dünya aynı cevabı veriyor: O, Hazret-i Muhammeddir.

Ona inananlar kadar, inanmayanlar da biliyorlar ve kabul ediyorlar ki, insanlık tarihinde onun kadar etkili bir başka kişi görülmemiştir.

Onun dostları kadar düşmanları da biliyorlar ve kabul ediyorlar ki, insanlar arasında ahlâkı onun kadar güzel olan kimse görülmemiştir.

Peygamberimizin üstün özellikleri saymakla bitecek gibi değildir. Onun bu özelliklerini dile getirmek için pek çok unvan kullanılmıştır.

Meselâ ona insanlığın şerefi, övünç kaynağı denmiştir. Kâinatın övünç kaynağı denmiştir. Kâinatın efendisi denmiştir.

İnsanlar arasında en fazla övülen kimsenin Peygamberimiz olduğunda kuşku yok.

Peki, o böyle bir övgüyü nasıl kazandı?

Oysa o, dünyamıza bir yetim olarak gelmiş, sıradan insanların arasında 63 senelik bir mütevazı hayat sürdükten sonra aramızdan ayrılmıştı.

Bizden biri olarak yaşamış, bizden biri olarak çıkmıştı Rabbinin huzuruna.

Sultan değildi, hükümdar değildi. İnsanlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktu.

Ama hiçbir hükümdar onun gibi sevilmedi.

Onu görenler, sadece onunla beraber yaşayan bir nesilden ibaretti.

Ama onun sevgisi çağların ötesine uzandı.

İnsanlar onu kitaplarda okuyup sevdiler, rüyalarda görüp sevdiler.

Sözlerin en güzeli onun için söylendi.

Şiirlerin en güzeli onun için yazıldı, bestelendi.

Dillerden övgüsü, gönüllerden sevgisi eksik olmadı hiçbir zaman.

Çünkü o, Allah’ın en sevgili kuluydu.

Onu Allah sevdi ve sevdirdi. Onu Allah övdü ve övdürdü.

Göktekiler ve yerdekiler onu sevdi.

Göktekiler ve yerdekiler onu övdü.

Böylece o, âlemlerde başka hiç kimseye nasip olmamış bir makama yüceltildi.

Onun adı “Makam-ı Mahmud” idi. Yani, Övülmüş Makam.

Bunu, Âlemlerin Rabbi, İsrâ Sûresinin 79uncu âyetinde müjdeledi.

Peygamberimiz ise bu müjdenin üstüne bir müjde daha ekleyip bize bildirdi.

Dedi ki: O Şefaat Makamıdır.

Her Peygamberin bir duası vardı.

Peygamberimiz, duasını bizim için Kıyamet Günü’ne sakladı.

O gün geldiğinde, ilk ve en büyük şefaat izni ona verilecek.

Peygamberimiz, Hamd Sancağını açıp inananları onun altında toplayacak.

Âlemlerin Rabbi, ona “Şefaat et.” buyuracak. “Şefaatin kabul edilecek.”

“Ümmetimi bana bağışla yâ Rabbi.” diye yalvaracak insanların en şefkatlisi. “Ümmetimi kurtar. Ümmetimi bağışla.”

Ve Âlemlerin Rabbi, onun ve bizim yüzümüzü güldürecek.

Peygamberimize, şefaatinin kabul edildiğini bildirecek.

Yürekten ve içtenlikle kim “Lâ ilâhe illâllah, Muhammedün Resulullah” demişse, o gün Peygamberimizin şefaatiyle sevinecek.

İşte onun için biz ezanı her dinleyişimizde, Peygamberimizden öğrendiğimiz duayı tekrarlarız:

“Allahım, Peygamberimize vaad ettiğin Makam-ı Mahmudu ver.” diye.

O günde onun sancağı altında olmak için, onunla sevinçlerin en büyüğünü paylaşmak için.

 

( Aile Okulu dizisinin beşinci kitabı, En büyük insan: Peygamberimiz”den alınmıştır.)