TR EN

Dil Seçin

Ara

Bazı Bilim Adamlarının Yaratılış İle İlgili Görüşleri

Bazı Bilim Adamlarının Yaratılış İle İlgili Görüşleri

Din ile pek ilgisi olmayan bazı insanlar sık sık Din dogmatiktir, bazı bilim insanları da Allah’ın varlığına inanmıyor.” şeklinde ifadeler kullanmaktadırlar. Gerçek ile alakası olmayan bu ifadelerin, doğru olmadığı geçmişten günümüze bazı bilim insanlarının doğaüstü bir gücün, yani yaratıcının varlığını kabul etmelerinden” kolaylıkla anlaşılabilir. Bu bilim insanları arasında Kepler, Galilei, Newton, Planck, Dirac, Einstein, Townes, Anfinsen, Schawlow, Flew, Penzias, Becker, Hawking, Davies, Fornæss ve Glynn… gibi birçok önemli bilim insanı bulunmaktadır. Bu çalışmada bu bilim insanlarının yaratıcı ile ilgili bazı ifadelerinden örneklere yer verilecektir.

 

Alman gök bilimci ve matematikçi Johannes Kepler (1571-1630) daha çok gezegenlerin hareketleri ile ilgili çalışmaları ile tanınır. Keplerin Tanrı’nın evreni yarattığı ile ilgili görüşü şöyle idi:

Kepler aşırı dindar bir bilim adamıydı. Matematiği Evrene başarıyla uygulayan ilk bilim adamlarındandı ve bu uygulamanın arkasında Tanrı’nın Evreni matematiksel bir planda yarattığı ve insanların bu planı anlayabileceği düşüncesi vardı. Bilimsel yazıları mistik ve dini argümanlarla doluydu.”[1]

 

İtalyan matematikçi, fizikçi, filozof ve astronom Galileo Galilei (1564-1642). Rönesans’ın bilimsel devrimine büyük katkıda bulunan Galileiye, gözlemsel astronominin babası”, modern fiziğin babası” ve bilimin babası” gibi isimler de takılmıştır. Galileo, Yaratıcı ile ilgili görüşünü şu ifadelerde bulabiliriz:

Galileinin gözünde Tanrı, doğanın kitabını bir bakıma matematiksel simgelerle yazmıştı. Yani matematik, Tanrı’nın evreni yazdığı dildi. Galile de Kopernik ve Kepler gibi doğa yasalarını Tanrı’nın bir sanatı olarak görüyordu.”[2]

 

Isaac Newton (1643-1727), İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom ve filozoftur. 1687’de yayımladığı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica adlı kitabıyla klasik fizik mekaniğinin temelini oluşturmuş ve bu eser, dünya tarihinin en önemli bilimsel kitaplarından biri olmuştur. Oldukça dindar olan Newtonun din ile ilgili bazı görüşlerini ifade edelim:

O dönemde Newton, en ünlü denklemi ve onun insanı şaşırtan sonuçları üzerinde iyice düşünmüş ve şu itirafta bulunmuştu: ‘Göksel olguları kütle çekimi kuvvetiyle açıkladık, ancak bu kuvvetin nedenini bilemedik.’ 

En sonunda, bütün bunları yapanın Tanrı olduğu konusunda ısrar ediyor ve şunları söylüyordu: Güneş, gezegenler ve kuyruklu yıldızlardan oluşan bu en güzel sistem, ancak bilgili ve güçlü bir varlığın bilgisi ve hâkimiyetiyle işleyişini sürdürebilir.”[3]

Bilimle ciddi bir şekilde uğraşan herkes, doğanın kanunlarının, insanoğlundan üstün ve karşısında tüm alçakgönüllülüğümüzle saygı duymamız gereken yüce bir Gücün varlığının tezahürü olduğuna inanır.”[4]

 

Louis Pasteur (1822-1895), kuduz aşısını bulan Fransız mikrobiyolog ve kimyagerdir. Pasteur, çok bilmenin Yaratıcıya ulaştıracağını ifade etmektedir:

Bilimin azı Tanrı’dan uzaklaştırır, ama çoğu, ona götürür.”[5]

 

Max Karl Ernst Ludwig Planck (1858-1947), Alman fizikçi ve 1918 Nobel Fizik Ödülü sahibi. Planck, Kuantum Kuramı'nı geliştirdi ve Termodinamik yasaları üzerine çalıştı. Kendi adıyla bilinen Planck sabitini ve Planck ışınım yasasını buldu. Din ile bilimin birbiri ile uyum içinde olduğu ile ilgili ifadesi şöyledir: Biri diğerini tamamladığı için din ve bilim arasında gerçek bir karşıtlık olması mümkün değildir.”[6]

 

Paul Adrien Maurice Dirac (1902-1984), İngiliz fizikçi ve matematikçidir. Kuantum mekaniğinin kurucularındandır. Fermiyonların davranışını açıklayarak antimaddenin keşfine olanak veren ve kendi adı verilen Dirac denklemi ile tanınır. Dirac, 1933 Nobel Fizik Ödülü'nü Erwin Schrödinger ile paylaşmıştır. Dirac, Tanrınnın evreni yaratırken ileri düzeyde matematik kullandığını ifade etmektedir:

Tanrı üst düzey bir matematikçidir ve evreni yaratırken ileri düzeyde matematik kullanmıştır.”[7] 

 

Albert Einstein (1879-1955), teorik fizikçi. Tüm zamanların en iyi fizikçilerinden kabul edilen Einstein, daha çok görelilik teorisini geliştirmesiyle tanınır. Aynı zamanda kuantum mekaniğinin gelişimine önemli ölçüde katkılarda bulunmuştur. Bir Yaratıcıya inanan Einsteinin bu konudaki bazı görüşleri:

Dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür. Bilimle ciddi bir şekilde uğraşan herkes, doğanın kanunlarının, insanoğlundan üstün ve saygı duyulması gereken bir gücün varlığının delili olduğuna inanır... Bilim alanındaki başarılı ilerlemelerden bizzat haberdar olan biri, yaşamda kendini gösteren aklın ve mantığın ihtişamının verdiği derin saygı duygusundan etkilenir... Benim dindarlığım oldukça üstün bir ruha karşı mütevazı bir hayranlığı içerir ki; bu üstün ruh kendini zayıf ve gelişmemiş akıllarımızla algılayabildiğimiz küçük ayrıntılarda belli eder. Kafamdaki Tanrı fikrini, anlaşılması oldukça zor olan Evrende kendini ortaya koyan bu üstün güce duyduğum derin inancım şekillendirmektedir.”[8]

Ben Tanrı’nın bu dünyayı nasıl yarattığını öğrenmek istiyorum… Ben Tanrı’nın düşüncelerini öğrenmek istiyorum, gerisi tamamen ayrıntılardan ibarettir.”[9]

 

Charles Hard Townes (1915-2015), 1964 Nobel fizik ödülü almıştır. Townes en çok maserler üzerindeki teori ve uygulama çalışmaları ile bilinir. Maserlerin ana patentini alan Townes ayrıca maser ve lazer araçları ile bağlantılı kuantum elektroniği üzerinde de çalışmıştır. Townes de Tanrı inancını şöyle ifade etmiştir: Tanrı kavramına ve tanrının varlığına inanıyorum.”[10]

 

Christian Anfinsen Jr (1916-1972), Amerikalı biyokimyacıdır. Anfinsen, özellikle bir amino asit sekansı ve biyolojik olarak aktif bir konformasyon arasındaki bağlantı ile alakalı ve ribonükleaz ile ilgili çalışmalarından dolayı William Howard Stein ve Stanford Mooreile ile beraber 1972'de Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır. Yaratılışa inanmayanlar ile ilgili aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır:

Bence ilk var edişe inanmayan ancak bir ahmak ateist olabilir. Evreni ilk elden harekete geçiren, sonsuz bir öngörü ve bilgiye sahip olan, kavranamaz bir Gücün ya da Kudretin var olduğunu kabul etmeliyiz.”[11]

 

Arthur Leonard Schawlow (1921-1999), Amerikalı fizikçi. Schawlow, lazerler ile ilgili yaptığı çalışmalar ile tanınır. Bu çalışmaları sayesinde 1981 yılında Nicolaas Bloembergen ve Kai Siegbahn ile birlikte Nobel Fizik Ödülü'nü paylaşmıştır. Schawlow, bir Tanrı’nın varolması gerektiğini aşağıdaki sözler ile ifade etmektedir:

Bana öyle geliyor ki, hayatın ve evrenin mucizeleriyle yüz yüze kaldığında sadece ‘nasıl?’ diye değil ayrıca ‘neden?’ diye sormalı. Olası cevaplar ancak dinsel olabilir… Evrende ve kendi hayatımda Tanrı’nın varlığına dair bir ihtiyaç hissediyorum.”[12]

 

Antony Flew (1923-2010), İngiliz filozof. Analitik düşünce okuluna bağlılığı ve din felsefesiyle ilgili çalışmalarıyla tanınır. Flew, geçmişte ateizmi kuvvetle desteklerdi, Tanrı hakkında bir kanıt ortaya çıkıncaya kadar ateizmin kabul edilmesi gerektiğini savunurdu. 9 Aralık 2004 tarihli Associated Press aşağıdaki başlık ile çıktı:

“Ünlü Ateist Artık Tanrı’ya İnanıyor: Dünyanın Önde Gelen Ateistlerinden Biri, Artık Büyük Ölçüde, Bilimsel Kanıtlara Dayanarak Tanrı’ya İnanıyor.”[13]

 

Arno Allan Penzias (1933-…), Alman asıllı Amerikalı fizikçi. 1978 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü kazandı. Şimdiye kadar elde edilen bilimsel verilerin yaratılışı desteklediğini ifade etmektedir: 

“Şu ana kadar elde edilen bütün bilgiler yaradılışı desteklemektedir.”[14]

 

Ulrich Becker (1938–2020), Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde Fizik Profesörlüğü ve İsviçre Cenevredeki Avrupa Araştırma Konseyi üyeliği yapmıştır. Becker, Yaratıcı olmadan bizim var olmamızın mümkün olmadığını ifade etmektedir. 

Bir yaratıcı olmadan benim var olmam nasıl mümkün olabilir ki? Bu soruya verilen ikna edici bir yanıttan haberdar değilim.”[15]

 

Stephen W. Hawking (1942-2018), İngiliz fizikçi, kozmolog, astronom, teorisyen ve yazar. Stephen Hawking, Einstein'dan bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul edilmektedir. Cambridge Üniversitesi Lucas Kürsüsünde Matematik-Fizik profesörü olarak otuz yıl çalışmıştır. Hawking, kâinatın yaratılışını inceleyince bunun ancak Tanrı tarafından yapılabileceğini şöyle ifade etmiştir:

Kâinatın niçin bu şekilde başladığını, bizim gibi varlıkları yaratmaya niyetlenen İlahın işi olarak görmenin dışında, açıklamak çok zor.”[16]

 

Paul C. W. Davies (1946-…), İngiliz fizikçi, yazar ve yayıncı. Arizona State Üniversitesi'nde profesör olarak BEYOND Direktörü. Kaliforniya'daki Chapman Üniversitesi Kuantum Araştırmaları Enstitüsü'nde görevlidir. Davies, bilimsel gelişmelerin yaratılışı desteklediğini ve bilimin ancak Tanrı fikrini kabul ettiğinde gelişebileceğini ifade eder:

Bu aralar evrenbilimci ve gökbilimcilerin çoğu bundan yaklaşık on sekiz milyar yıl önce gerçekten bir yaratılış olduğu biçimindeki, fiziksel evrenin popüler olarak ‘Büyük Patlama’ adıyla anılan müthiş bir patlamayla ortaya çıktığı şeklindeki kurama destek veriyor. Bu hayret verici kuramı destekleyen çok sayıda kanıt var. Tüm ayrıntıları kabul edip etmemek size kalmış ama (bir çeşit yaratılış olduğuna ilişkin) temel varsayım bilimsel açıdan ikna edici görünüyor. Bunun nedeni kökenini doğrudan, fiziğin bilinen en evrensel yasası olan termodinamiğin ikinci yasasının yön verdiği geniş bir bilimsel kanıt hacminden alıyor.”[17]

Bilim ancak bilim adamı, Tanrı’yı tamamen kabul eden bir dünya görüşü benimsediğinde ilerleyebilir.”[18]

 

John Erik Fornæss (1946-…), Oslo Üniversitesi'nden Matematik alanında yüksek lisans derecesine ve ABD Washington Üniversitesi'nden Matematik alanında doktora derecesine sahiptir. Daha önce Princeton Üniversitesi'nde ve daha sonra Michigan Üniversitesi'nde Matematik Profesörü olarak görev yaptı. Fornæss, Tanrı’ya inandığını ifade eder: 

Ben Tanrı’nın var olduğuna ve Tanrı’nın evrene bütün seviyelerini, temel parçacıklardan canlı varlıklara, galaksi kümelerine kadar kapsayacak bir yapı kazandırdığına inanıyorum.”[19]

 

Patrick Glynn. (1951-…), lisans ve doktora eğitimlerini Harvard Üniversitesinde tamamlayan ve George Washington Üniversitesinde öğretim üyeliği yapan, üniversite yıllarında önce agnostik sonra da ateist biri iken ancak daha sonra özellikle modern bilimin verilerinin etkisiyle ateizmi terk ederek Tanrı’nın varlığını kabul etmiştir:

“İnsancı İlke, bilim tarihinde önemli bir dönüm noktasıydı. Öyle ki ilk kez bilimsel bir keşif bizi, Tanrı’nın varlığı fikrinden uzaklaştırmaktan ziyade, ona doğru götürüyordu. Yüzyıllardan beri bilim, evrenin yaratılmış ya da tasarlanmış olduğu önermesini yavaş yavaş ortadan kaldırıyordu. Fakat birdenbire, bilim adamları evrenin bilgi ve irade ürünü olduğu sonucunu verecek bir takım gerçeklerle karşılaştılar. Öyle ki binlerce büyük ve küçük detayda bilgi ve hikmet eseri olarak tasarruf eden bir Tanrı’nın yokluğunda biz de var olamayacaktık.”[20]

 

Kaynaklar:

1. E. Doko, Dahi ve Dindar: Isaac Newton, İstanbul Yayınevi, 2011. (s: 68)

2. E. Dorman, Modern Bilim: Tanrı Var, İstanbul Yayınevi, 2018. (s. 51)

3. M. Guillen, Dünyayı Değiştiren Beş Denklem (Five Equations That Changed The World), Tübitak Yayınları, 2001. (s. 64)

4. E. Doko, Dahi ve Dindar: Isaac Newton, İstanbul Yayınevi, 2011.

5. J. Guitton, Bilim ve Tanrı, Simavi Yayınları, 1993. (s. 5).

6. E. Dorman, Modern Bilim: Tanrı Var, İstanbul Yayınevi, 2018. (s. 57)

7. A. Flew, Yanılmışım Tanrı Varmış, Profil Kitap, 2020. (s. 103)

8. E. Dorman, Allah’ın Parmak İzi, Destek Yayınları, 2017. (s. 167)

9. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 24)

10. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 139)

11. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 81)

12. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 123)

13. A. Flew, Yanılmışım Tanrı Varmış, Profil Kitap, 2020.

14. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 99)

15. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 53)

16. S. Hawking, Zamanın Daha Kısa Tarihi. Doğan Kitap 2009.

17. P. Davies, God and The New Physics (Tanrı ve Yeni Fizik, Çev: B. Gönülşen), Alfa 2013. (s. 24)

18. A. Flew, Yanılmışım Tanrı Varmış, Profil Kitap, 2020. (s. 104)

19. H. Margenau, R.A. Varghese, Kosmos, Bios, Teos, Gelenek Yayıncılık, 2002. (s. 63)

20. E. Dorman, Modern Bilim: Tanrı Var, İstanbul Yayınevi, 2018. (s. 80)