Günümüzde yapay zeka (YZ) teknolojileri, eğitim alanında bir çok yeniliğe öncülük ediyor. Eğitim sistemleri, öğrenci başarısını artırma, öğrenme süreçlerini bireyselleştirme ve öğretim verimliliğini yükseltme amacıyla yapay zekadan faydalanmaya başladı. Türkiye, Estonya ve dünya genelinde birçok ülke, bu teknolojinin sunduğu fırsatları değerlendirmek ve geleceğin eğitim modelini inşa etmek için stratejik adımlar atıyor.
Türkiye’de Eğitimde Yapay Zeka Uygulamaları
Türkiye, dijital dönüşüm sürecinde yapay zekanın eğitimde kullanılmasına yönelik kapsamlı politikalar geliştirmeye başlamış durumda. 2021 yılında yayınlanan “Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 2021-2025”, YZ alanında son dönemde yaşanan gelişmeler ve ülke ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, 12. Kalkınma Planı doğrultusunda 2024-2025 Eylem Planı olarak güncellendi. Bu eylem planındaki 71 maddeden 12’si Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğunda tanımlanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın dijitalleşme stratejileri çerçevesinde, uzaktan eğitim uygulamalarının pandemi döneminde hız kazanmasının ardından, yapay zeka temelli çözümler de sisteme entegre edilmeye devam ediyor. Örneğin, EBA (Eğitim Bilişim Ağı) ve MEBİ (Millî Eğitim Bakanlığı Bireysel Öğrenme) platformuna entegre edilen YZ destekli uygulamalar sayesinde, öğrenci performans verileri gerçek zamanlı olarak izlenip analiz edilebiliyor.
Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim alanındaki dijitalleşme ve veriye dayalı karar alma süreçlerini güçlendirmek amacıyla Yenilik ve Eğitim Teknolojileri (YEĞİTEK) Genel Müdürlüğü bünyesinde “Yapay Zekâ ve Büyük Veri Uygulamaları Daire Başkanlığı” kurulduğunu 6 Martta duyurdu.
Bakanlık bünyesindeki yeni birim, yapay zekâ uygulamalarının eğitimdeki kullanım alanlarını belirleyerek stratejiler geliştirecek ve yapay zekâ okuryazarlığını artıracak eğitim programları ile materyaller hazırlayacak.
Estonya: Dijitalleşmede Öncü Bir Model
Estonya, son yıllarda dijital dönüşüm alanında dünya çapında örnek gösterilen ülkelerden biri haline geldi. Estonya, eğitimde dijitalleşme altyapısını oluşturmak için 1996 yılında Tiger Leap adıyla kapsamlı bir program uygulamaya başladı. Küçük bir nüfusa sahip olmasının, Estonya eğitim sistemindeki dönüşümü kolaylaştırdığı söylenebilir. Ülke, öğretmen ve öğrencilerin dijital becerilerini geliştirmek amacıyla YZ tabanlı araçlara yatırım yapıyor. Estonya, Şubat ayında yapılan açıklama ile ülkenin tamamında orta eğitim siteminde yapay zekayı aktif olarak kullanacağını duyurdu. Programı başlatan Cumhurbaşkanı Alar Karis, YZ’nın dünyayı kalıcı olarak değiştirdiğini ve eğitimin buna uyum sağlaması gerektiğini belirterek, Tiger Leap’in Estonya’yı dijital dünyaya taşıması gibi, yeni başlattıkları AI Leap programının da öğrenmeyi daha akıllı ve daha bireysel hale getireceğini vurguladı.
Program 2025-2026 öğretim yılında başlayacak ilk aşaması 20.000 lise öğrencisini (10-11. sınıflar) ve 3.000 öğretmeni kapsayacak. Sonraki yıl, meslek okullarına ve yeni 10. sınıf öğrencilerine genişletilecek ve 38.000 öğrenci ve 2.000 öğretmen daha eklenecek. Kısa zamanda tüm öğrencilerin kapsama alınması mümkün. Bu arada Estonya’nın 1.360.000 olan toplam nüfusunun, Türkiye’de orta öğretim düzeyinde herhangi bir sınıfa devam eden öğrenci sayısı kadar olduğunu belirtelim.
AI Leap 2025, öğrencilere son teknolojiyi sağlamak için ChatGPT Edu’nun geliştiricisi OpenAI ve diğer bir Doğal Dil İşleme modeli olan Claude’nin geliştiricisi Anthropic desteği ile ilerliyor.
Open AI ise yapılan anlaşmayı: “Bugüne kadar ChatGPT, küresel olarak öğrencilerin eğitimlerini bireyselleştirmeleri ve kişisel gelişimlerini ilerletmeleri için başvurulan bir araç haline geldi. ChatGPT kullanıcılarının çoğu (beşte dördü) 35 yaşın altında ve ChatGPT ile yazışmaların çoğu öğrenme ve okul ödevlerine odaklanıyor. YZ okuryazarlığı programlarını destekleyerek, YZ’ya erişimi genişleterek ve YZ eğitimini erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmek için politikalar geliştirerek, öğrencilerin geleceğin iş gücü olarak daha donanımlı olmalarını sağlayabiliriz. OpenAI, Estonya’ya eğitim sistemleri için oluşturulmuş ChatGPT’nin özelleştirilmiş bir versiyonu olan ChatGPT Edu’nun ve uygulama arayüzlerinin kullanımını sağlayacak. İş birliği ayrıca, öğretmenlerin günlük işlerini idari görevlerden kurtararak zamandan tasarruf etmelerini sağlayacak ve öğrencilerin tasarım ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerini destekleyecek, öğretim ve öğrenmeye odaklanan özel GPT’ler gibi özel kullanım durumları için teknik destek ve bilgi paylaşımını da kapsayacak” açıklaması ile duyurdu.
Sonuç
Eğitimde YZ, hem öğretim yöntemlerini hem de öğrenme deneyimlerini dönüştüren kritik bir teknoloji olarak öne çıkıyor. Türkiye, Estonya ve diğer ülkeler, YZ’nın sunduğu fırsatları değerlendirerek, eğitimde bireyselleştirilmiş, veriye dayalı ve etkileşimli öğrenme ortamları oluşturmayı hedefliyor. Bu dönüşüm, öğrencilerin bireysel potansiyellerini en üst düzeye çıkarmasının yanı sıra, öğretmenlerin de daha stratejik ve etkili yöntemlerle eğitim vermesine zemin hazırlamaya aday.
Gelecekte, YZ destekli eğitim sistemlerinin yaygınlaşmasıyla, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, öğrencilerin gelişiminin daha yakından takip edilmesi ve öğretim süreçlerinin optimize edilmesi bekleniyor. Ancak, bu dönüşümde öğretmen eğitimine yönelik yapılacak düzenlemelerin de büyük önem taşıdığı muhakkak. Eğitimde YZ’nın doğru ve dengeli kullanımı, sadece teknolojik bir yenilik değil; aynı zamanda toplumsal dönüşümün, ekonomik büyümenin ve geleceğin eğitim modelinin temel yapı taşlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak, YZ teknolojilerinin eğitimde kullanımı, dünya genelinde hızla yaygınlaşıyor. Bu gelişmeler, geleceğin eğitim sistemlerinin temelini oluştururken, yenilikçi ve kapsayıcı eğitim modellerinin geliştirilmesine de katkı sağlayacaktır. Her ne kadar teknolojik altyapı, öğretmen eğitimi ve yasal düzenlemeler gibi konularda aşılması gereken engeller olsa da yapay zekanın eğitimdeki potansiyeli, uzun vadede öğrenme süreçlerinin kalitesini artırarak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük kazanımlar elde edilmesine imkan verecektir.