TR EN

Dil Seçin

Ara

Karantina Uygulamaları / Bilginiz Olsun

Karantina Uygulamaları / Bilginiz Olsun

Bulaşıcı hastalıklar sebebiyle çeşitli tedbirlerin alınması ve hastalığa yakalanmış olanların diğer insanlardan ayrı tutulması, öteden beri görülen bir uygulamadır.

Bulaşıcı hastalıklar sebebiyle çeşitli tedbirlerin alınması ve hastalığa yakalanmış olanların diğer insanlardan ayrı tutulması, öteden beri görülen bir uygulamadır.

Bilindiği gibi bulaşıcı bir hastalığa maruz kalan şüpheli durumdaki insan ve hayvanları, hastalığın en uzun kuluçka devresine eşit bir süre kimse ile temas ettirmemek suretiyle alınan önlemlerin hepsine ‘karantina’ adı denilmektedir.

Karantina kelimesi, 17. yüzyıl Venedik aksanında “kırk günlük periyot” anlamına gelen ‘quarantena’ kelimesinden gelir.

Gemilerin ve personelin limana alınmadan önce tedbir olarak bekletilmesi, ilk olarak Venedik kontrolündeki Ragusa (Dubrovnik) şehri limanında uygulanmıştır. Büyük veba salgını sırasında başlatılan bu uygulamayla, Ragusa limanına girecek olarak gemilerdeki personel şehre alınmadan önce 30 gün bekletilirdi, bu yüzden buna önceleri “otuz günlük periyot” anlamına gelen ‘trentina’ denilmiş; daha sonraları bekleme süresi 40 güne uzatılınca uygulamaya ‘quarantena’ denilmiştir.

 

PEYGAMBER EFENDİMİZ (ASM) KARANTİNA HAKKINDA NE DEDİ?

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm), veba hakkındaki emri tüm bulaşıcı hastalıklar konusunda yol gösterici bir önlem olmuştur. Peygamberimizin emri şöyledir: “Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba çıkarsa o bölgeden ayrılmayın.” (Buhârî, Tıb, 30; Müslim, Selâm, 92).

Ayrıca, cüzzamlı hastalardan kesinlikle uzak durulmasını isteyen Resûl-i Ekrem (Buhârî, Tıb, 19), kendisine biat etmek üzere Medine’ye gelmekte olan Sakif heyetinde cüzzamlı bir hastanın bulunduğunu haber vermeleri üzerine, onun şehre girmeden geri dönmesini istemiş ve biatının kabul edildiğini bildirmiştir. (Müslim, Selâm, 126; İbn Mâce, Tıb, 44)

Yine Peygamber Efendimiz’in eşlerinden birisinin gözünün iltihaplanması üzerine, başkasına sirayet etmemesi amacıyla iyileşinceye kadar onu tecrit etmesi en çarpıcı örneklerden biridir. (Kettânî, I, 359)

Peygamber Efendimiz, bulaşıcı hastalıklar konusunda, hastalıklı hayvanların sağlıklı hayvanlardan ayrı tutulması gerektiğini de belirtmiştir. (Müslim, Selâm, 104-105; Ebû Dâvûd, Tıb, 24).

Daha sonraları Suriye’ye gitmek üzere yola çıkan Hz. Ömer’e bölgede veba salgını olduğu haber verilince geri dönmüştür. (Buhârî, Tıb, 30; Müslim, Selâm, 98; Taberî, IV, 57-58)

Emevî Halifesi I. Velid cüzzamlıların tecridine yönelik tedbirler almış, yaptırdığı hastahanede onların bakım ve tedavileri için para tahsis etmiştir. (Taberî, VI, 437; Makrîzî, II, 405)

 

KARANTİNA UYGULAMALARININ YAYILMASI

Karantina uygulamalarının yaygınlaşmasında ve karantina teşkilâtlarının kurulmasında büyük salgınlar etkili oldu.

1403 yılında Venedik’te bir ada üzerine ‘lazaretto’ denilen ilk karantina hastanesi kuruldu, gemiler karantina sonuna kadar bu adada bekletilmekte ve daha sonra limana alınmaktaydı; bugün kullandığımız ‘izolasyon’ kelimesi de İtalyanca ‘isola’, yani ‘ada’ kelimesinden türemiştir.

14. yüzyılın sonlarından itibaren Doğu Akdeniz limanlarında tatbik edilmeye başlanan karantina önlemleri, daha sonraki dönemlerde karayolu ulaşımında da uygulandı.

Osmanlı Devleti’nde ilk karantina uygulaması 1831 yılındaki büyük kolera salgını sırasında olmuştur.

Osmanlı topraklarında karantina daha sistemli olarak 1835 yılında Çanakkale’de uygulandı. Akdeniz çevresini etkileyen kolera dolayısıyla Çanakkale’de karantina çadırları kuruldu; Marmara ve İstanbul’a gidecek gemiler burada bir süre bekletildi.