TR EN

Dil Seçin

Ara

Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun

Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun

Bendenizin Bediüzzaman’dan sonra hayatına dokunan iki önemli isim var. Biri ‘Ölümü Sevdiren Adam’ Selim Gündüzalp, diğeri Metin Karabaşoğlu. Allah Metin ağabeye uzun ömür versin. 

Selim ağabeyin çok sevdiği asıl yurdumuz olan ahirete göçmesini 12 Eylül akşamı 21.00 sularında öğrendim. Haberi alır almaz ilk birkaç dakika dondum kaldım. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Kendimi tutmaya çalıştım ve attığım bir-iki tweet sonrası sabaha kadar hüngür hüngür ağladım.

Selim ağabeyin kişiliği, karakteri, duruşu, bıraktığı eserler, yaptığı büyük hizmetler herkesin malumudur. Bunları anlatmak haddim değil.  Çok kişinin hayatına güzellik adına mutlaka dokunmuştur. Zafer yazıları, kitapları ve radyo-tv konuşmaları… Son yıllarda TRT 1’in iftar ve sahur programlarının vazgeçilmez ismi olmuştu. 

Radyo-TV demişken; onun ilk deneyimini anlatmak isterim. Radyoların hâlâ çok dinlenildiği özetle revaçta olduğu zamanlarda 2007-2014 arası kesintisiz Moral FM’de Sahur Bereketi programını canlı sunmuştum. 2007 Ramazan’ında Selim ağabeyi arayarak telefonla programa katılmasını rica etmiştim. Kimseyi kırmazdı ki, kırmadı ve programa katıldı. 

Genelde radyoların telefon bağlantıları 5-7 dakika arası sürer taş çatlasın 10-15 dakika. Selim ağabeyle kesintisiz 1,5 saate yakın konuşmuştuk. Sohbeti farklıydı, Sakarya ve muhtelif yerlerde yaptığı sohbetler gibi samimaneydi. Zuhurata tabi oluyor ve sözleri kalpten çıktığı, Allah ve Peygamber dolu olduğu için kalplere dokunuyordu. 

Program sonrası beni aradı ve “Nasıl oldu bu işlerin acemisiyim Fethi kardeşim” diye sormuştu. Ben de fevkalade ağabey demiştim “Bunu sürekli yapmalıyız.” 

Dünyaya açılan pencere olan 5-6 m2’lik kitaplar ve duvarları notlarla dolu olan odasından 2007-2011 arası kesintisiz Moral FM Sahur Bereketi programına telefonla katılmıştı. Hele 2008 sonrası haftada 3-4 kez telefonla programa katılırdı. Dinleyici inanılmaz teveccüh gösterir, hep birlikte o bereketli zamanlarda farklı âlemlere seyahat ederdik. Program biter biz ise sohbete devam ederdik. Hangi ara sahur yapardı inanın bilmiyorum. Programa bağlanmadığı günler dinleyiciler merakla sorarlardı. Selim ağabey nerede? Israrla onun katılmasını isterlerdi. Böylelikle ilk kez onunla tanışanlar ve ondan istifade etmeye başlayanlar olurdu. 

Bu sayısız programlarda hiçbir zaman konumuz şu olsun dememiştik. Geceden, yıldızdan, meyveden, oruçtan, hikmetten ilaahir başlar iman hakikatlerinin insanın ruhunu okşayan sokaklarında gezerdik.

Sonraları Bizim Radyo keşfetti Selim ağabeyi, ardından ısrarlarımız neticesinde Moral FM’de de düzenli programları olmaya başladı. Son yıllardaysa çok şükür TRT 1 vesilesiyle onun samimi sohbeti milyonlara ulaştı. 

Bu arada senede en az 2-3 sefer Sakarya’ya konferansa giderdik. Kıt imkanlarına rağmen bizi inanılmaz ağırlardı. 14 Nisan 2012’de Zafer’in 36. Yıl etkinliğinde Moderatör bendeniz, konuşmacılar Selim Gündüzalp ve Metin Karabaşoğlu’ydu. Bir çok konferans var ama bu en özeli ve güzeliydi. 

Onu yakından tanıdığım için Rabbime hamdediyorum. İnce ruhlu, adeta nezaket ve zarafet abidesiydi. Bunda çok sevdiği edebiyat, şiir, sanat ve tasavvuf musikisinin etkisi olduğunu düşünüyorum. Geriye bıraktığı eserleri kıyamete kadar hizmet edecektir. Ondan çok şey öğrendik.

Biz sevenleri, okuyucuları ise Yahya Kemal’in dediği gibi “Tekrar mülaki oluruz bezm-i ezelde, evvel giden ahbaba selam olsun erenler.” diyerek vuslatı bekleyeceğiz. Gül’e gül’e ağabey.