Bu soğuk günlerde, vücut ısımızın dengelenmesinde rol oynayan Cennet hurması, muhteşem lezzetiyle kış mevsiminde bize sunulan armağanlardan yalnızca biridir.
Bu bitkinin anayurdu Japonya ile Çin’dir. Türkiye’de Kuzey Anadolu ve en fazla da Akdeniz Bölgesi’nde Hatay ve Antalya civarlarında yetiştirilmektedir. Sonbahar mevsiminde olgunlaşan ve ufak bir portakal büyüklüğünde olan turuncu meyvelere sahiptir. Meyveleri, iyice tatlandığında taze olarak yendiği gibi, dondurularak, kurutularak da yenir. Ayrıca tatlı ve reçel yapılarak da tüketilir.
Trabzon hurması olarak da bilinen “Cennet hurması” aslında daha çok; Kara hurma, Cennet Elması, Japon Elması adlarıyla da bilinir. Adını nasıl anarsanız anın tek bir gerçek var ki, bu meyve tam bir sağlık deposu!
Cennet hurmasını nasıl yemek gerekir?
Sert ve olgunlaşmamış haliyle yenirse ağızda mavru bir burukluk bırakır ve yutmayı zorlaştırdığından olgunlaşmayan meyveleri pek yenilmez. Ancak, bal kıvamında, kendine özgü tadı ve kokusu ile olgunlaşmış haline doyum olmaz. Buruk meyvelerin yumuşatılması için en kolay yöntem; bir poşet içine veya kutuya elma veya muz ile beraber koymak. Elma veya muz, etilen gazı çıkardıkları için bir haftaya kalmadan hurmayı olgunlaştıracaktır.
Cennet hurması, üşütmüyor!
Tam bir kış mevsimi meyvesi olan Trabzon hurması, hem taze ve olgunlaşmış hali ile hem de kurutulmuş haliyle adeta bir insan sobası! İçeriğindeki yüksek karbonhidrat nedeniyle kış aylarında vücut ısısını dengede tutmaya yarayacak bir meyvedir. Ancak, yüksek karbonhidrat içeriğine bağlı fazla tüketildiğinde kan şekerini yükseltir. Şeker hastalığı olan bireylerin 1 orta boy cennet hurmasının yarısını bir ara öğünde tüketmelidirler.
Kalori bakımından da oldukça zengin olan Cennet hurmasının yaş meyvesinin 100 gramında 77 mg, kurutulmuş meyvesinde ise 350 mg kalori bulunur.
Cennet hurmasının içeriği ve faydaları
İçeriğinde bol miktarda protein, selüloz, fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, tanen, potasyum, mağnezyum, A, B1, B2, B3 ve C vitaminleri bulunur.
Antioksidan kaynağı: Yüksek düzeyde içerdiği askorbik asit ve fenolik bileşikler, bu meyveye yüksek düzeyde antioksidan özellik sağlamaktadır. Buruk tadı, içerdiği yüksek miktardaki fenolik bileşiklerden gelmektedir. Taze meyvesindeki antioksidanlar: likopen, lutein, zea-ksantin, kripto-ksantin, beta-karoten ve A vitamini. Aynı zamanda bu bileşikler, çeşitli hastalık süreçlerinde olumsuz rol oynayan, vücudun savunma sistemini bozan metaboliklere karşı, vücudumuzu koruyucu faydaları vardır.
Mide bağırsak problemlerine son: Cennet meyvesinde yaratılan özellikler sayesinde, bağırsak florasında bulunan yararlı ve zararlı bakterileri dengeler. Lif içeriğinin yüksek olması, mide-bağırsak sisteminin çalışmasını sağlayarak kabızlığı önlemeye faydası olur. Mide barsakta oluşabilecek irritabl barsak sendromunu engeller. Özellikle on iki parmak bağırsağı şikayetleri için mükemmel bir yardımcı ve destekleyicidir.
Diyet meyvesi: Cennet hurması, diyet lifi açısından oldukça zengindir. 100 gr cennet hurması 3,6 gr lif içerir. Bu sebeple zayıflama programında olan hastalar, ara öğünlerinde tüketebilirler.
Atom bombasına direndi!
İkinci Dünya savaşında, ABD’nin Japonya’nın Nagasaki şehrine atom bombası atmasının ardından, Güney Japonya kenti Nagasaki’deki patlamanın olduğu yerde ilk biten bitki olmasıyla da dikkatleri üzerine çekmiştir Cennet hurması.
Her bir bitki, hayattar bir ilaç gibidir
Cennet hurması gibi meyvelerde şifa verici kimyevî maddelerin bulunması, tabiat galerisinin aynı zamanda bir eczahane olarak tanzim edildiğini bizlere göstermektedir. Risale-i Nur’da “…her bir nebat, hayattar bir tiryak gibidir ki, çok müteaddit eczalardan, çok muhtelif maddelerden, gayet hassas bir ölçüyle alınan maddelerden terkip edilmiştir...” denilmektedir.
Öyleyse, bu mucizevi işlerin sebepler ya da tabiat tarafından yapıldığını iddia etmek yüz derece akıldan uzak ve muhal değil midir? Renkleriyle gözümüze, tatlarıyla dilimize, kokularıyla burnumuza, zarafetleriyle iştihamıza hitap eden vitaminleriyle de bedenimizin imdadına koşan her bir meyve açıkça bize hikmetli bir Yaratıcısının varlığına şahitlik eder.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerîm’de bu konuya şöyle dikkatlerimiz çekilmektedir: “Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (En’am suresi, 141)