TR EN

Dil Seçin

Ara

Kuşların Renkleri Neden Solmaz?

Kuşlardaki etkileyici renkler hiç solmadan hayatları boyunca aynı canlılıkta kalır.

Rengarenk kuşları görünce hepimiz Rabbimizin yarattığı harikalardan bir örnek olan bu güzel varlıklardan etkileniriz. Farklı türlerdeki farklı renk kombinasyonları ve desenler ve özellikle de renklerdeki parlaklık dikkat çekicidir.

Belki çok tefekkür etme fırsatımız olmamış olabilir, ancak kuşlardaki bu etkileyici renkler hiç solmadan hayatları boyunca aynı canlılıkta kalır. Yani bizim günlük hayatta farklı şeyler için kullandığımız boyalardan farklı olarak renk parlaklığında bozulma olmaz. İşte kuşlardaki renklerin zaman içinde bozulma göstermemesini fark eden bazı araştırmacılar, bu konunun üzerine giderek ilginç verilere ulaştılar. Nature Scientific Reports’da daha yeni yayın aşamasında olan araştırmanın ilginç bulguları şöyle:

Fransa’da Sheffield Üniversite’si bilim adamları X-ışını tarama yöntemi yardımı ile mavi renkli Jay (mavi alakarga) kuşlarının tüylerini incelediler ve bu kuşların vücudunda şaşırtıcı düzeyde bir renk üretme ve renk kontrol etme mekanizmaları olduğunu ortaya çıkardılar.

Mavi alakarga kuşunun tüyleri insan saçına benzeyen nanostrüktür yapısındaki keratinden yapılmıştı. Bu keratin renk özelliğine alt yapı oluşturabilmesi için süngersi bir yapıda yaratılmıştı. İşte bilim adamları bu kuşların tüylerinin hammaddesi olan bu keratinin süngersi yapısındaki minik deliklerin renk oluşturmada esas mekanizma olduğunu ortaya çıkardılar. Buna göre mavi alakargalarda bu minik deliklerin büyüklüğünü kontrol etmede müthiş bir mekanizma yaratılmıştı. Tüye gelen ışık bu deliklerin büyüklüklerine göre farklı şekillerde geri yansıyor ve dolayısıyla deliklerden farklı frekansta geri yansıyan ışık da farklı renklerin görülmesine yol açıyordu. Daha büyük delikler daha büyük dalga boyu anlamına gelmekte ve beyaz renk ortaya çıkmakta, daha küçük delikler ise daha küçük dalga boyuna yani mavi rengin görülmesini sağlıyordu.

Bu mükemmel mekanizma yerine, eğer renkler pigmentlerden oluşsaydı, bu pigmentler kuşun diyetinden oluşmuş olacaktı ve zaman içinde renklerde solma mutlaka görülecekti. Fakat bu nanostrüktür tüy yapısında zaman içinde değişiklik olmadığından, kuşlar yaşlansa da renklerinde solma meydana gelmez. Biz insanlarda ise farklı bir yaratılma söz konusudur. Bizim saç renklerimiz pigmentler ile belirlenir ve yaşlandıkça daha az üretilen bu pigmentlerin azalması saçlarımızın ağarmasına sebep olur.

Sheffield Üniversitesi Fizik ve Astronomi bölümü araştırmacılarından Dr. Andrew Parnell bu konuda şöyle bir yorum yapıyor:

“Konvansiyonel olarak materyallerin yapısını bu şekilde kullanarak ışığı kontrol etmek için ultra hassas malzemelere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorduk. Ancak kuşların tüylerinde bile doğada böyle mükemmel malzeme üretilebiliyorsa, bizim de benzerlerini üretebilmemiz lazım diye düşünüyoruz.” Yani bilim dünyası, kuşların renklerini oluşturmada kullanılan bu olağanüstü yapısal özelliği, henüz taklit etme aşamasına bile gelmiş değil.

Kuşların bu özelliklerini taklit eden benzeri materyaller üretebilirsek, hem dayanıklı solmayan renkler üretebiliriz, hem de nanostrüktür yapısındaki bu malzemelerin delik büyüklüklerini kontrol ederek farklı renkleri de elde etmemiz mümkün olabilir. Örneğin, kumaşlarda bunu yapmayı başarabilirsek, yıkamakla solmayan renkler elde etmiş oluruz.

Tabiatta yaygın olarak gördüğümüz yeşil renk ise, bu süngersi nanostrüktür yapısı ile elde edilemez. Bunun sebebi ise yeşil rengin elde edilmesi için çok karmaşık ve dar bir dalga boyunun gerekli olması. Bunun için tabiatta yaratılan başka bazı örneklerde, mavi alakargardakine benzer yapılar ile gösterilen mavi rengin yanına sarı pigment eklenerek yeşil renk görmemiz sağlanıyor.

Anlaşılan o ki bize belki de basit gibi gelen renk elde etme konusunda bile tabiatta olağanüstü yaratılış örnekleri bulunuyor. Bu ve benzeri yaratılış harikalarından öğrenecek çok şeyimiz var, bir yandan Rabbimize hamd ederken, bir yandan da tabiata tefekkür nazarı ile bakmaya devam etmeliyiz.

Saçlarımızın ağarmaması konusuna gelince; kuş olmak dışında çare yok gibi görünüyor…

 

Referanslar:

1. http://www.sciencedaily.com/releases/2015/12/151221071504.html