TR EN

Dil Seçin

Ara

Hastalık İmtihansa, Çocuklar Neden Hastalanıyor?

Hastalık İmtihansa, Çocuklar Neden Hastalanıyor?

Bu dünyadaki her şey, her yönüyle ebedî hayatımızın hazırlığı olduğundan, yaşadıklarımızın ahirete bakan anlamlarının daha önemli olduğunu unutmamalıyız.

Bu soruyu çeşitli açılardan değerlendirdiğimizde birden fazla cevabı olduğunu görürüz. Elbette ki cevaplar burada vereceklerimizle sınırlı olmayabilir. Yine de biz ilk akla gelen birkaç tanesine kısaca bakalım.

Bir defa çocuk imtihana tâbi olmadığı halde muhatap olduğu bu zorluk karşılığında elbette Rabbi tarafından mükâfatlandırılacaktır. Bu mükâfatlandırmanın keyfiyetini bilemesek de Rabbimiz en âdil, en merhametli, en cömert olandır ve her hak edene hakkını verendir. Meselenin çocuğa bakan bir yönü böyledir.

Ayrıca anne baba olanlar çok iyi bilirler ki, çocuğun hastalanması çocuktan çok anne babası için imtihandır. Çocuk hastalığın etkisi ile bir sıkıntı çekiyorsa da, ebeveyni, özellikle de annesi katbekat fazla sıkıntı çeker. Evladının şifası için gecesini gündüzüne katar, kendini unutur.

Elbette bu söylediklerimiz imtihanın sıkıntı tarafı ile ilgilidir ve Rabbimizin anne baba fıtratına yerleştirdiği şefkat duygusundan kaynaklanan güç ve enerji ile imtihanın bu tarafı, daha kolay üstesinden gelinebilir hale gelmektedir.

Fakat evladın hastalanmasındaki asıl imtihan isyan edip etmeme imtihanıdır. Burada çok dikkatli olunmalı, ölçüyü aşmadan, tevekkül ile görev yerine getirilmelidir. Şifa verip vermemek Allah’ın takdiridir. Ebeveyne düşen şifayı bulma yolunda sebeplere başvurmak, neticeyi dua ile Allah’tan istemektir.

Bu cevaptan sonra ister istemez akla şu soru gelir:

Peki ya ailesi olmayan çocuklar? Onlar da hastalanıyor. Aileleri olmadığına göre, onların hastalığı kimin imtihanı?

Onların hastalık ve mağduriyetleri toplumun imtihanıdır. O çocuğun şifasını aramak, mağduriyetten kurtarmak, eli ulaşabilecek herkesin görevidir. Pek çok hadis-i şerif ve ayetlerde yetimlere yardımcı olmak, onları sevindirmek tavsiye edilip ödülünün büyük olduğundan bahsedilmiş, onlara zarar verecek davranışlar men edilmiştir.

Meselenin başka bir boyutu, Rabbimizin bizi yaratırken âlemde kurduğu sebep-sonuç temelli sistemle ilgilidir. Eğer dünyada çocuklar hasta olmasaydı, duruma Âlemler Rabbi tarafınan müdahale edildiği çok belli olacak, o zaman da Allah’a inanıp inanmama konusunda insanın iradesi zorlanmış olacaktı. Bu ise dünyayı bir imtihan alanı olmaktan çıkaracak, dolayısıyla varlığını anlamsız hale getirecekti.

Özetle, çocukların hasta olması çocuklardan çok büyüklere bakan bir durumdur. Belki Rabbimiz bu şekilde bize şöyle bir mesaj iletmeyi de murat etmiş olabilir:

Evlatlarınız size emanetimdir. Akılları erene kadar onlarla ilgilenmek, korumak, göz kulak olmak sizin görevinizdir. Onları size verdiğim gibi, sağlıklarıyla veya tamamen geri alarak da sizi imtihan ederim. Aynen bunun gibi, kendi canınız da size emanetimdir ve eninde sonunda emanetimi geri alacağım. Sorumluluğunuzda olduğu sürece bu emanetime de hakkıyla sahip çıkın ve onu cehennemden koruyun.

Son olarak; karşılaştığımız çocuk yaşta ölümler, bize ölümün yaş ile ilgisinin olmadığı, her an bizim de kapımızı çalabileceği gerçeğini hatırlatmalı, dosdoğru yol üzerinde olmaya sevk etmelidir.

Bu dünyadaki her şey, her yönüyle ebedî hayatımızın hazırlığı olduğundan, yaşadıklarımızın ahirete bakan anlamlarının daha önemli olduğunu unutmamalıyız.