TR EN

Dil Seçin

Ara

Beynin Tazelenme Mekanizması: Uyku

Beynin Tazelenme Mekanizması: Uyku

Beyin uykuda temizleniyor.

Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) yaptık.

(Nebe Suresi, 9. ayet meali)

 

Bilim adamları ilk kez, uyku sonrası beynin niye daha iyi çalıştığını izah eden bir gerçeğe ulaştı. Farelerde yeni yapılan bir araştırma uyku ile ilgili çok ilginç bir gerçeği ortaya koydu. Tıpkı çöp kamyonlarının gece az olan trafik sırasında temizlik işini daha rahat yapabilmesinde olduğu gibi, beyin de bazı fonksiyonları uyanık durumdan çok daha iyi yapabiliyor.

Rochester Üniversitesi araştırmacılarından Maiken Nedergaard, uyanıkken yapılan beyin faaliyetleri sırasında ortaya çıkan bazı zararlı ve temizlenmesi gereken yan ürünlerin aktif temizlenmesinin en iyi uyku sırasında gerçekleştiğini söylüyor.

Şimdiye kadar, uykuda beynin hafıza merkezinde bazı önemli faaliyetlerin gerçekleştiğini, vücudumuzdaki kasların dinlendiğini, diğer bazı organların kendilerini yenileme fırsatı bulduğunu ve bağışıklık sistemimizin uykuda güçlendiğini biliyorduk. Harvard Üniversitesinden Charles Czeisler’e göre, toksik atıkların beyinden temizlenmesi ile ilgili yeni ortaya konulan bulgular, ilk kez moleküler seviyede neden uykuya ihtiyacımız olduğunu göstermiştir. Bu araştırmanın sonuçları 17 Ekim 2013’te dünyanın en tanınmış bilim dergilerinden olan Science’da yayınlandı.

Vücudumuzdaki tüm hücreler çalışırken bazı atık maddeler üretirler. Toksik olan bu atık maddeler eğer temizlenmezse birikerek hücrelerimiz için öldürücü hale gelebilirler. Genellikle bu maddelerin temizlenmesi lenfatik dolaşım sistemimiz sayesinde gerçekleşir. Ancak bu dolaşım sistemi beynimizde kan-beyin bariyeri adı verilen bir engel olmasından dolayı yoktur. O nedenle beynimizde oluşan zararlı atıkların temizlenmesi için başka mekanizmalara ihtiyaç vardır.

İşte bu mekanizmaya dair ilk bulgular 2012 Ağustos’unda Science Translational Medicine’da yayınlandı. Beynimiz beyin omurilik sıvısı adı verilen berrak bir sıvı içerişinde durur. Bu sıvı ne beyne gelen kan ile ne de vücudun geri kalan kısmında dolaşan lenf sıvısı ile karışmaz. Bu sıvı beyin kıvrımları arasındaki bazı özel kanallardan geçerek dolaşır ve adeta beyni sürekli yıkayıp temizler.

Kabaca beynimizde iki ana tip hücre vardır. Birisi sinyalleri alan asıl işi yapan nöronlar, diğeri de nöronları aktif ve sağlıklı tutan yardımcı glial hücreler. İşte bu glial hücreler beynin çevresinde bazı temizleme kanalları oluştururlar. Bu kanallarda beyinde oluşan zararlı toksik maddeler süzülür ve bunlar kan dolaşımına nakledilir ve bu şekilde beyin bölgesinden uzaklaştırılır. Kana geçen bu maddeleri karaciğer temizler.

İşte bu bulguların ilk kez ortaya konduğu farelerde yapılan araştırmalarda, bu temizleme mekanizmasının uyku halinde uyanıklığa göre 10 kat daha aktif çalıştığı gösterildi. Özel bir boya maddesi ile bu temizlenme hızı ölçüldüğünde toksik proteinlerin uyku esnasında 2 kat daha hızlı uzaklaştırıldığı anlaşıldı.

Daha sonra yapılan bir araştırmada da uyku sırasında nöronlar %60 oranında küçülerek, nöronların arasındaki bu kanalları genişlettiği ve buraların serebrospinal sıvı ile dolduğu gösterildi. Bu genişleme sonrasında glial hücreler metabolik olarak daha aktif hale geçerek bu sıvıyı pompalar ve hücreler arasındaki toksik proteinlerin temizlenmesini sağlarlar. Uyanıklık halde ise nöronlar tekrar genişler ve hücre aralarındaki bu kanallardaki sıvı tekrar beynin dış kısmına geçer. Tabii bu temizleme işi çok enerji gerektirir. Onun için ancak uyku esnasında, nöronlar daha aktif iken gerekli enerji bu işe yönlendirilebilir.

İşte yukarıda bahsedilen toksinler, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların sebebidir. Dolayısıyla bu tür araştırmalar sadece, neden gerçekten uykuya ihtiyacımız olduğunu değil, bu kanalların daha iyi çalışmasını sağlayarak bu tür hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek ilaçların da bulunmasına vesile olabilir.

Hatta bu konudaki ilginç bir iddia da uykumuzu getiren şeyin beynimizde biriken bu toksinler olduğu yönündedir. Hatta bazı bilim adamları, yarasa gibi küçük beyinli hayvanların 20 saat gibi çok uzun süre uyumasını, fil gibi büyük beyinli hayvanların 4 saat uyumasını bile bu temizlenme mekanizmasının beynin büyüklüğüne bağlı olarak farklı olabileceğine bağlamaktadır. Yani büyük beyinlerde belki bu temizlenme işi, daha büyük temizlenme kanalları olduğundan çok daha hızlı olabilmektedir.

Elbette bu konuların insanlarda da araştırılması gerekmektedir. Uyku ve uyanıklık arasında bu denli farklı fonksiyonların beyinde ortaya çıkması birçok değişik soruları da akla getirmektedir. Beyin konusunda uzman Müslüman bilim adamlarının da sünnete uygun uyku saatleri ile ilgili—kaylule, sabah namazı sonrası yatılmamasının tavsiye edilmesi gibi—bu bulgular ışığında bazı araştırmalar yapması gerekecektir. Belki de beynimizdeki bu temizleme mekanizmasını hızlandıran bazı yollar bularak, ileride daha az uyku ile yeterli dinlenme sağlamamız bile mümkün olabilir.

Bundan sonra yatmadan önce, Rabbimizin iradesi ve kanunuyla uykumuz sırasında işleyen bu harikulade mekanizmaları tefekkür ederek uykuya dalmayı deneyelim. Zira abdestli olarak yatıp Rabbimizin zikir ve tefekkürü ile meşgul iken uyumak Peygamber Efendimizin (sav) tavsiyesidir. Böyle uyuyup gece uyanıldığında, dünya veya ahiret ile ilgili bir şey istediğimizde, Rabbimizin bu duayı kabul edeceği bir hadis-i şerifte müjdelenmektedir.