TR EN

Dil Seçin

Ara

Bilim Tereyağını Akladı!

Bilim Tereyağını Akladı!

Tereyağı yıllardır tıp çevrelerince hep suçlanıyordu. Kolesterolü yükselttiği; dolayısıyla hipertansiyon, enfarktüs, felç gibi hastalıklara zemin hazırladığı iddia ediliyordu.

Tereyağının doymuş yağ ihtiva ettiği, böylelikle kalp-damar hastalıklarını artırdığı söyleniyordu.

Şimdi ise, yeni araştırmalar bu bilgilerin yanlış olduğunu gösterilmiş durumda. Time dergisi, tereyağının başta kalp olmak üzere insan vücuduna zarar vermediğini ve tereyağı yemek gerektiğini kapak yaptı. 

Tereyağı kolesterolü yükseltmiyor aksine dengeli hale getiriyordu.

Aslında atalarımızın binlerce yıldır yaygın olarak kullandığı yağ, tereyağıdır. Özellikle kırsal bölgelerde bol tüketilmesine rağmen insanlarımızın sağlığına olumsuz bir etki yapmadığı biliniyordu. Tam tersi faydalı olduğu belliydi.

Tereyağı bilimsel olarak tespit edilmiş, oldukça besleyici muhtevaya sahiptir: En iyi A vitamini kaynağıdır. Lesitin’den zengindir. Yüksek oranda  antioksidan (dinçleştirici) maddeleri ihtiva eder. İyi bir iyot kaynağıdır. Konjuge linoleik asiti bol bulundurduğu için iltihap kurutucudur, alerji ve kansere karşı koruyucudur.  Diş çürükleri ve osteoporoz riskini düşürür, hafıza ve öğrenme kapasitesini artırır. Yeterli miktarda kalsiyum, fosfor, demir ve çeşitli vitaminler (A1, B1, B2, nikotinik asit, D, K, C gibi) bulundurur.

Ayrıca tereyağının sindirimi kolaydır, mideyi yormaz. Kokusu güzel, tadı ise oldukça lezzetlidir. Çiğ olarak da yenebilir, yemek ve unlu mamullere katılabilir. Tereyağı ile pişmiş yemeğin, böreğin veya baklavanın kokusu harikadır ve tadı tarif edilmez haz verir. Pilavın lezzeti, baklavanın ışıltısı ondadır.

Çabuk eridiği için—margarinlerin yaptığı gibi kan pıhtılaşmasını kolaylaştırarak—çeşitli hastalıklara da yol açmaz. Tereyağı herkese tavsiye edilebilecek çok üstün bir gıdadır.

Evet, tıp, yumurtadan sonra tereyağı konusunda da yanıldığını kabul etti ve tereyağının şifaya sebep olduğu anlaşıldı. Zaten bu konuda, Peygamber Efendimiz’in (sav.) söylediği “Sığırın sütünde deva, yağında şifa vardır.” hadisi de yeterli mesajı vermektedir.