Elinize aldığınız bir dergideki resimler dört renkten oluşur. Yani bu dört renk (CMYK/mavi, kırmızı, sarı, siyah) çeşitli tonlarda ayrı ayrı basılır. Tüm katmanlar basılıp, baskı işlemi bittiğinde elinizdeki resim tüm güzelliğiyle ortaya çıkmış olur.
Eğer bu renklerden birisi basılmazsa o resim de ya anlaşılmaz, ya da kötü bir resim olarak kalır.
Bu örneği niçin verdim? Hayatı, hayatın anlamını, nereden gelip nereye gittiğimiz, niçin yaratıldığımız gibi insanın, hayatın ve kâinatın var olmasına dair tüm gerçeği tek bir resim olarak düşünebiliriz. İşte bu resmin de net olarak ortaya çıkması için tüm katmanlarının eksiksiz olmasına bağlıdır. Yoksa bazı katmanlar hesaba katılmazsa her şey anlaşılmaz olur.
Mesela bir kitabın kağıdı, içindeki anlamı, yazarına bakan yönü şeklinde katmanları olduğu gibi; kâinatın ve hayatın da maddesi, manası ve yaratanının iradesine bakan katmanları vardır.
Eğer mesela bir katman olarak ahireti hesaba katmayıp çıkardığınızda resmin en önemli katmanını saf dışı bırakmış ve resmin gerçek görüntüsünü yakalamaktan uzaklaşmış olursunuz.
Ya da yaratıcının iradesini, ilmini ve kudretini hesaba katmadığınızda, asıl katmanı işe dahil etmediğiniz için gerçek resmi göremezsiniz..
Aynı şekilde kâinatı ve içindekileri görmezden gelirseniz, diğer katmanları anlamakta zorlanır ve gerçek resmi yine göremezsiniz…
Bu ölçü, hayatın ve kâinatın bütünü için geçerli olduğu gibi yaşadığımız tek tek tüm olaylar için de geçerlidir. Yani her şeyin farklı katmanları vardır.
Mesela acıktınız ve yemek yediniz. Bu olayın katmanlarını da şöyle sıralayabiliriz:
Bir; maddi ihtiyacınız karşılandı.
İki; rabbinizin rızkınızı yaratıp vermesiyle Rezzak ismine mazhar oldunuz.
Üç; kâinat fabrikasını yaratan, bu fabrikasından şükür üretmeyi de irade ediyor, yani kainat fabrikasının o ürününü arının bal ürettiği gibi siz üreteceksiniz.
Dördüncüsü de; bu işinizin ahirete bakan yönü, katmanı ve anlamı. Burada fani bir rızka yapacağınız şükür ahirette ebedi rızıklanmanızı sağlayacak.
İşte bu gibi anlam katmanlarını gerçekleştirdiğimizde, resmi görebiliriz. Yoksa elimizdeki katmanları eksik basılmış bir resmin ne olduğunu, ne anlattığını bir ömür düşünsek de içinden çıkamayız.
İşin acayip tarafı da, Allah peygamberleriyle resmin katmanlarını ve nasıl bakılması gerektiğini bildirdiği halde, onları dinlemeyip, katmanları eksik bırakıp, sonra da ortada anlamlı bir resim göremeyince “Yaratıcı bu anlamsız resmi niye yaptı?..” diye ukalalık yapanlar…
Mahşerde amel defterlerini elimize aldığımızda da eksik katmanlı, dolayısıyla baskısı hatalı ve eksik bir kitap insanı ne hallere atar; böyle yarım yamalak, kusurlu, eksik baskılı kitaplar cennet kütüphanesinde yer bulur mu!..
Rabbimiz af ve mağfiret silgisiyle baskı hatalarını silip, lütuf kalemiyle düzeltmezse halimiz nice olur!..