TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

HAYATI DOLU DOLU YAŞAMAK NEDİR?

Mehmet Ali Birand (ışıklar içinde yatsın) Abbas Güçlü’nün programında gençlere (kanser hastalığını atlattıktan hemen sonra) şunu tavsiye etmişti:

‘Çocuklar, hayatı dolu dolu yaşayın…’

Hayatı dolu dolu yaşamak nedir? Boş bir hayatı dolu dolu yaşasan ne olur, yaşamasan ne olur?

Gününü gün etmek, vur patlasın çal oynasın yaşamak, Camus’nün dediği gibi, upuzun uykudan ibarettir.

Hayır yani, ne olacak dolu dolu yaşarsan?

O an gelecek ve öleceksin! Ardından en fazla konuşacaklar:

‘Seni unutmayacağız.’ diyecekler mesela.

‘Adını yaşatacağız…’

‘Çok çalıştı, çok eser bıraktı…’

‘Mühim insandı…’

‘Rahat uyu…’

Halbuki, ölüm ‘uyku’ falan değildir. Ölümü yanlış anlamamak gerekir. Ölüm hakkında hiçbir şey bilmeden yaşam hakkında da hiçbir şey bilinmez. Bunun tam tersi de doğrudur.

Tarkovski (annesinin ölümü üzerine) günlüğünde şöyle dile getirmişti bunu: ‘Yaşam hakkında hiçbir şey bilmeden ölüm hakkında ne bilebiliriz ki.’

Her insan doğar ve ölür; herkesin bildiği en yalın hakikat budur.

Uzun lafın kısası, doğum ve ölüm arasında ‘zaman’ vardır sadece.

İster yetmiş ister yedi bin yıl yaşa, yaşadığın ‘zamandır.’ Zaman da malumunuz ne dündür ne yarındır; o andır.

Ölüm düşüncesi işte bu anı yaşanmaya değer kılar.

Şayet ölüm yok olup gitmekse o anı yaşamak nedir ki?!

           — Salih Tuna, ‘Ölümü yanlış anlamayalım’ başlıklı yazısında, “hayatı dolu dolu yaşamak” denilen yaldızlı sözleri bu soruyla sınıyor: “Boş bir hayatı dolu dolu yaşasan ne olur, yaşamasan ne olur?”

 

***

 

“Dünyadaki haber miktarının her gün tamı tamına bir gazeteye sığacak kadar olması ne acayip.”

           — J. Seinfeld, insanların dünyadan, birilerinin istediği kadar ve yine birilerinin istediği gibi haberdar edilmesini böyle bir espriyle hicvetmiş.

 

***

 

BİR ÖMÜR AYDINLIK İÇİN EKRANI KARARTIN!..

Bir şeye on-on iki saat zaman ayırıp onun karşılığında da hiçbir şey elde edememek, çok ağır bir maliyettir. Hakikaten günlük hayatın içinde okumakla, sabretmekle, dinlemekle, konuşmakla, yüz yüze etkileşimle elde edeceğimiz birçok değer, maalesef online oyunlarla elimizden uçup gidiyor. Çözüm, teknolojinin bizi ele geçirmesine izin verecek kadar onunla hemhal olmamak, ruhumuzu teknolojiye esir etmemek. Çözüm, daha büyük estetik arayışlar, manevî arayışlar içine girerek içsel hayatımızı zenginleştirmek. Hayatın içinde gerçek etkileşime dayalı, birbirimize hikâyelerimizi yüz yüze anlatabildiğimiz, bunu yaparken yüzümüzün kıvrımlarını, sesimizdeki kırılmalarını hissettiğimiz etkileşimlere ihtiyacımız var. Bütün bunlardan sonra, hayatımızdaki yeni slogan şu olmalı: Ekranı kapatın, hayatı açın.

           — Prof. Dr. Kemal Sayar

 

***

 

Gerçeği söylemenin tek yolu, iyilikle konuşmaktır.

Yalnızca sevgi dolu bir insanın sözcükleri duyulabilir.

           — H. D. Thoreau

 

***

 

BİLGİ

“Vahşi bir aslanın pençesinden kurtarılan insan, tanınmayan biri mi, yoksa ünlü biri tarafından mı kurtarıldığına aldırış etmez. Öyleyse neden meşhurlardan bilgi arayışı içindeyiz?”

           — İmam Gazalî, başına ebedi hayatı kazanıp kaybetme davası açılmış bir insan için önemli olanın, kurtuluşuna faydası olacak bilgileri edinmesi olduğunu, insanın herkesten ve her şeyden ibret alıp bilgi edinebilmesi gerektiğini böyle ifade ediyor.

 

***

 

Toprak ne kadar zengin olursa olsun, ekilmedikçe mahsul vermez.

Kafalar da öyle… Ekilmeyen kafalar da fikir üretmez.

           — Seneca

 

***

 

HAWKİNG, YARATICININ VARLIĞINI KABUL ETTİ

Ünlü Fizikçi Stephen Hawking:

“Evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. Ama bu hiçbir şekilde, Bilim kurallarını koyan ve onları da yaratan bir Tanrı olmadığı anlamına gelmez…”

Stephen Hawking, Kanal D Londra Temsilcisi Ayşegül Ekinci’ye verdiği röportajda ilk kez Allah’ın varlığını kabul etti. Röportaj sırasında sorulan bir soruya Hawking’in çalışma ekibinin de şaşırdığı görüldü.

Yazıları sese dönüştüren bir bilgisayar yardımıyla konuşan ve yıllardır Allah’ın varlığını inkâr eden açıklamaları ile önde gelen ateistlerden olan ünlü Fizikçi Stephen Hawking 70. yaşına girdiği şu günlerde herkesi şaşırtan bir açıklama yaptı. Hawking, “Evrenin oluşumu bilimsel bir gerçekliğe dayanır ve bu Tanrı’nın olmadığı anlamına gelmez.” dedi.

Hawking bu röportaj sırasında ilk kez Allah’ın varlığını kabul ettiğini böyle ifade etti. Hawking Tanrı ile ilgili sorulan soruya “Evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. Ama bu hiçbir şekilde, Bilim kurallarını koyan ve onları da yaratan bir Tanrı olmadığı anlamına gelmez…” cevabını verdi. Ne diyelim, Hawking’e geldiği bu noktada söyleyeceğimiz, Allah hidayetini artırsın...

 

***

 

Bana hiç acımayın.

Çünkü altmışıncı yaşımda bile Allah’ın yarattığı şeyler karşısında hayretler içerisindeyim.

Hayret içinde olmak, çabuk yaşlanmamanın belki de en emin yollarından biridir.

           — S. Coletto