TR EN

Dil Seçin

Ara

İlk Ribozom Nasıl Ortaya Çıktı?

İlk Ribozom Nasıl Ortaya Çıktı?

Allah bütün canlı varlıkların teşekkülünde bir takım prensipler, sebepler ve kaideler koymuştur. Ancak ilk yaratılışta bu prensip ve kanunların dışında bir yaratılış söz konusu olmalıdır.

Bir ribozom büyük ve küçük olmak üzere iki parçadan meydana geliyor. Bu iki ribozom, tek bir ribozomun sürekli kendisini eşlemesi sonrasındaki varyasyonlardan ve hatalardan ötürü oluştuğu ve bu ikisi birbirine bağlanarak ilk ribozomların ortaya çıkmasına neden oldukları iddia ediliyor. Evrimcilerin bu iddiasına nasıl bir cevap verirsiniz.

 

Cevap:

Ribozomun şu andaki teşekkülünde olduğu gibi, Allah bütün canlı varlıkların teşekkülünde bir takım prensipler, sebepler ve kaideler koymuştur. Ancak ilk yaratılışta bu prensip ve kanunların dışında bir yaratılış söz konusu olmalıdır. Bir başka ifade ile, sebep olarak tavuk yumurtadan ya da yumurta tavuktan oluyor. Ama ortada tavuk yok, yumurta da yokken, bunlardan birisinin doğrudan yaratıldığını kabul etmek aklın ve mantığın ve bilimsel düşüncenin gereğidir.

Ribozomlar hücre içerisinde sentezlenir. Bunlar proteinler ile mesenjır, ya da kalıp RNA moleküllerinden meydana gelmişlerdir.

Ribozomlar hücrede protein sentezinin yapıldığı yerlerdir. Taşıyıcı Ribo Nükleik Asit molekülleri (tRNA), sitoplazmada şifrelerine uygun amino asitleri yakalar, ribozoma gelerek, kendi ters kopyası olan ve ribozom üzerine yerleşmiş bulunan kalıp Ribo Nükleik Asit molekülleri (kRNA) ile bağlanır. Her bir tRNA molekülünün şifrelediği, yani taşıdığı amino asit farklı olabilir. Bunların taşıdığı amino asitler,  ribozom üzerinde birbirlerine bağlanır ve protein molekülleri yaratılır. İhtiyaca göre hücre içerisinde ribozom sentezlenir. Gerekli protein üretimi ribozomlarda sentezlenip sitoplazmaya verildikten sonra o ribozomlar, kendisini meydana getiren parçalara ayrılarak, ribozomu meydana getiren RNA ve protein molekülleri yine hücrede ihtiyaç olan yerlerde kullanılır.

Kısaca söylemek gerekirse, ribozomlar ihtiyaç halinde hücrede, protein ve RNA moleküllerinden, ne kadar sayıda ihtiyaç varsa o kadar imal edilir. RNA moleküllerinin bir kısmı sitoplazmadan amino asitleri ribozoma taşır. Bir kısım RNA molekülleri de bizzat ribozomun üzerine yerleşerek kalıp vazifesi görür. Neticede ribozomlar üzerine taşınan amino asitler peptit bağlarıyla birbirlerine bağlanarak proteinler yaratılır. İhtiyaç olan proteinler sentezlendikten sonra ribozomlar, yine kendilerini meydana getiren protein ve amino asit moleküllerine ayrıştırılır. Ribozomun parçalanmasından hâsıl olan ürünler yine hücrede ham madde olarak kullanılır.

Ribozomlar şekil olarak iki parçadan meydana gelmişlerdir. Bir büyük kısım, diğeri de daha küçük bir parçadır. Hücrenin meydana gelmesinde DNA ve RNA’ların sentezi ve dolayısıyla protein teşekkülü önemlidir. İşte hücrenin yaratılmış olmasını aklına sığıştıramayanlar, bu RNA’ların ve dolayısıyla ribozomların ilk defa tesadüfen meydana geldiğini açıklamak için, hatalardan ve varyasyonlardan, yani gelişigüzel değişmelerden bir ribozomun ortaya çıktığını ileri sürüyorlar.  Onların bu iddiaları, bilimsel bir veri değil,  hayallerinde canlandırdıkları bir senaryodur. Bu konuda herkes bir senaryo üretebilir.

Fakat, hiçbir şey gelişigüzel ve tesadüflerin eseri değildir. Herşeyin hem ilk ve hem de son yaratılışında; planlı, programlı, bilinerek, görerek, bir takım sebep ve sonuçlar kastedilerek yapıldığını anlıyoruz. Bu yapılanlar ise, bunları yapan ve yaratan sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi birisi, yani Allah’ı gösteriyor  ve eserleriyle bize O’nu tanıtıyor.