Çevremizdeki her canlıyı farklı desenlerle, renklerle ve yeteneklerle bezenmiş olarak görürüz. Dikkatle baktığınızda hayran kaldığımız bu canlılar niçin böyle farklı yaratılırlar? Bunun hikmeti, yani anlamı ve faydası nedir? İstedik ki, bu yazımızda bunları ele alalım. Bu dünya galerisinde Âlemlerin Rabbinin eserlerinin bu yönlerini görmeye çalışalım.
Hayvanların en keskin duyusu, görme duyusudur. Kartal gibi hızlı ve yırtıcı kuşlar, görme duygularının yardımıyla avlanırlar. Bir kaplan, bir keçinin izini koku alma duyusu ile bulsa bile, avının üzerine atılırken gözlerini kullanır.
Ancak, av kategorisindeki birçok hayvan da, avcıların bu fevkalade keskin görme duyularını alt edebilecek yeteneklerle donatılmıştır. Yani avcı hayvanların işi o kadar da kolay değildir.
Meselâ, ortamla uyumlu gizleyici bir renk, en keskin gözlü bir avcıyı bile rahatça yanıltabilir. Bundan dolayı Yaratıcımız, her hayvana çevresine uyumlu, onları kem gözlerden sakınacak bir elbise vermiştir. Kamuflaj, canlılara gizlenmeleri için verilmiş yeteneklerdir. Bu kabiliyetler, avlanabilecek bir hayvanın düşmanları tarafından görülmemesini sağladığı gibi, etçillerin de avlamak istedikleri hayvanlar tarafından daha az fark edilmelerini sağlar.
Ancak av ve avcı hayvanlar arasında sadece görme ile değil, koku, his, çevredeki değişiklikleri takip etme vs gibi pek çok boyutları olan bir ilişki söz konusudur.
Göz alıcı olmak ama fark edilmemek
Bazı hayvanlara gerçekten göz alıcı renkler verilmiştir. Onları gördüğünüz zaman hayran kalır ve kadar dikkat çekici olduklarını düşünürsünüz. Oysa bu özellikleri, onların iyi saklanmalarına engel olmaz. Leopar ve jaguar gibi yırtıcı kediler ve zürafa gibi benekli postları olan hayvanlar, hayvanat bahçesinde kolayca fark edilse de, yaşadıkları ortamda öyle değildir. Onlara verilen elbiseler, onların ormanda rahatça saklanmalarını sağlayan kamuflajlarıdır.
Bir zebranın gayet göz alıcı siyah ve beyaz çizgili postunun da onun hemen fark edilmesini sağlayacağı düşünülebilir. Fakat şu da var ki, susuzluklarını gidermek için sık sık su kenarına inmek zorunda olan zebralar, gölgeli bir dekorun önünde, yüksek ve açık renkli su kamışlarının arasında göze görünmez olurlar. Böylece zebralar, su kenarlarında avlanmayı seven aslanları şaşırtıp onlardan kurtulurlar.
Kaplan postunun dikey çizgileri de aynen böyle, av alanlarının sık çalılıklarında gizlenmesine yardım eder.
Her renk ortama her renkten hayvan
Aslan, kanguru ve tavşangiller gibi açık alan hayvanlarının postlarında benek veya çizgi cinsinden belirtiler yoksa da, onlara verilen postlar gene de saklanmalarına yardım eder. Bu hayvanların karınları genellikle beyaz, yani sırtlarından daha açık renklidir. Yukarıdan gelen parlak ışıklar hayvanın sırtının rengini açar, buna karşılık gövdelerinin alt yüzeyini gölgeye boğarak hayvanın üst ve alt kısımlarının ayırt edilemez hale gelmesine sebep olur. Böylece hayvan hareketsiz durduğu takdirde, resmin bir parçası gibi olmakta ve âdeta gözden silinmektedir.
Bazı hayvanların postları da, derece derece açılmakta ya da koyulaşmaktadır. Böylelikle, düşmanının cinsine göre aşağıdan ya da yukarıdan bakıldığında fark edilmeleri son derece zorlaşmaktadır.
Toprağa yakın yaşayan birçok hayvana toprak renginde postlar verilmiştir. Ağaçlarda yaşayan gri renkli sincaba ise, aşağıdan bakıldığında dalların arasında görülmesini zorlaştıran ve gökyüzünün rengine uyan beyaz uçlu kıllar verilmiştir.
Her mevsim değiştirilen post renkleri
Bazı hayvanların postlarının rengi ve deseni ise her zaman aynı değildir. Mevsimlerin değişmesiyle çevredeki renklerde büyük değişikliklerin olduğu yerlerde, hayvan postlarının kalınlığı ve rengi de ihtiyaca göre değiştirilir. Meselâ, ‘ermin’ diye de tanıdığımız kakum ile bir tavşan türünün kürkü, yazın kahverengidir ve ormanın zemininden ayırt edilmesi zordur. Aynı hayvanların kürkü kışın beyazlaştırılır ve böylece karlı yüzeyde görünmez olurlar.
Akılsız hayvanlar bunları düşünemez
İşte, şahit olduğumuz gibi, her şeyi binbir hikmetle yaratan Âlemlerin Rabbi Allah (cc), hayvanlar âleminde bizlere böyle nice eserler gösteriyor. Hayvanlarda yarattığı bu özel kıyafetlerle, onların sahipsiz olmadığı mesajını akıl sahipleri alıyor. Elbette bu akılsız ve şuursuz hayvanlar bu tercihleri kendileri yapamaz; bu ilim ve hüner isteyen işler onların işi olamaz.
Kendini akıllı addeden insana ise, hayvanlar âlemine vesveselerin toz dumanından sıyrılıp bakarak, onlarda gösterilen ince sanatların anlamlarını ve mesajlarını algılamak düşüyor.