TR EN

Dil Seçin

Ara

Hem Müslüman, Hem Evrimci Olunabilir Mi?

Hem Yaratıcıyı kabul edip, hem evrimi yani yaratıcı olmadan kendi kendine olmayı kabul etmek mantıken anlamsızdır.

 

Soru: “Evrim teorisine inanan birisi ve bu alanda çalışmalar yapan bir bilim adamının iman durumu nedir? Evrim teorisini kesinlikle reddetmek zorunda mıdır? Kur’an’da evrim teorisiyle ilgili bir konu geçmekte midir?”

 

İnsanların imanlarıyla ilgili bir hüküm vermeden, iman ve evrim hakkında birkaç kıyaslama yapabiliriz.

İlim, bir varlık hakkında bilgi sahibi olmak demektir. Bilimde inanma değil, bilme esastır. Dolayısıyla yukarıdaki soruyu, “Evrim Teorisine inanan değil, evrim teorisini bilen birisi” şekline getirmemiz daha doğru olur. O zaman zaten cevabın sorunun içerisinde olduğu görülecektir. Çünkü bir konuyu bilmek ayrı şey, inanmak ise, tamamen ayrı bir şeydir. Hıristiyanlığı bilen birisi Hıristiyan olmadığı gibi; İslâmiyet’i bilen bir kimse de, İslâmiyet’in bir takım temel rükünlerine inanmadığı sürece Müslüman olamaz.

Konuya bu açıdan bakınca, evrim teorisini bilmek, evrimcilerin iddialarının ve bu yolda delil diye sundukları bilgilerin neler olduğunu öğrenip, birilerine, görevi icabı onları öğretmek, bilimsel bir metot ve çalışma şeklidir.

Fakat birisi, evrim konusunda elde ettiği bilgilerin tamamen doğru olduğuna inansa, o zaman bu inancında, Kur’an’ın açık hükümlerine ters düşen bir takım hususlar bulunduğu için, elbette böyle bir inanç, İslâm dinine ters düşer.

Çünkü evrimciler ateizmi savunuyorlar. Ayrıca, evrim teorilerini yaratıcıyı reddeden bir görüş üzerine bina ediyorlar. Ve her şeyi bir yaratıcının değil, tesadüf ve tabiatın eseri olarak takdim ediyorlar. Allah’ı inkâr ederek işe başlayan bir düşüncenin, dinle bağdaşan bir yönü olabilir mi?

Ateist evrimciler, tek hücrenin tesadüfen evrimleşmesiyle silsile halinde bütün canlıların birbirinden meydana geldiğini ileri sürüyorlar. İnsanı da bu evrim halkasının en son ürünü olarak kabul ediyorlar. Evrim kelimesini, burada evolüsyon manasında kullandıkları halde, evrim lehine bilgi kargaşası meydana getirmek ve zihinleri bulandırmak, kendi bâtıl ve tamamen felsefî düşüncelerini yaymak için, kâinatta geçerli olan bir takım kanun ve prensiplerin yanında, her türlü değişme ve başkalaşmayı ifade ederken de yine evrim kelimesini kullanıyorlar. Böylece evrim kelimesinden kimin neyi kastettiği anlaşılmıyor.

Allah’ın sonsuz ilim, irade ve kudretiyle her türlü değişme, başkalaşma ve farklılaşma kâinatta cereyan etmektedir. Dolayısıyla Kur’an’da bütün varlıkların adım adım farklı yapılar kazandıklarına dikkat çekilir. Mesela, bir hücreyle anne karnında gelişmeye başlayan insanın tavırdan tavıra geçmesi nazara verilir. Dünyanın başlangıçta güneşle beraber bulunduğu ve daha sonra ondan ayrıldığına işaret edilir. İnsan ve diğer bütün bitkiler ve hayvanların hücreleri ve yapıları her an değişmektedir. Bütün bu değişiklikleri, yanlış olarak evrimle ifade ediyorlar. Hâlbuki bu değişiklikler bir kanun dahilinde görülmektedir. Kanunla hareket eden şeylerin her adımı planlıdır, bir planlayanı gösterir. Ateist evrimcilerin evolüsyon karşılığı kullandıkları evrim kelimesiyle hiçbir ilgisi olmadığı gibi, bütün değişiklikler Allah’ın tasarrufundadır. Yani tesadüf değil, Yaratıcının tercihi vardır.

Hâlbuki evrime inanan ve onu savunanlar, daha başlangıçta Allah’ı reddediyorlar. Yani hem Yaratıcıyı kabul edip, hem evrimi yani yaratıcı olmadan kendi kendine olmayı kabul etmek mantıken de anlamsızdır.