Kuşlar da her canlı gibi rızık ister.
Ve her canlı gibi kendisine lâyık rızka kavuşur.
Peki, kuşa lâyık olan rızık hangisidir?
Ot değil, yaprak değil… Çünkü bunların vereceği enerji, bir kuşu uçurmaya yetmez. Oysa kuş uçmak için yaratılmış ve gagasından sindirim sistemine kadar her şeyi ona göre düzenlenmiştir.
Nasıl bir uçak motoru yüksek oktanlı benzin isterse, bir kuşun sindirim sistemi de yüksek kalorili gıda ister. Bunlar ise tohum, meyve, böcek gibi besinlerdir.
...
Bir kuşun gagasına bakarak onun neyle beslendiğini anlayabilirsiniz. Bir papağan gagası, martının işini çok zorlaştırırdı. Muhabbet kuşu için de makas gibi keskin gagasından daha mükemmel bir alet düşünülebilir mi? İsterseniz, ufacık danenin kabuğunu bir çırpıda soyup atıveren muhabbet kuşunun yaptığı işi, dilediğiniz âleti kullanmak suretiyle siz yapmayı bir deneyin!
Kuşun rızkı ne ise, ona iştahı vardır. Ve neye iştahı varsa, ona uygun bir vücut yapısıyla yaratılmıştır. Yeri göğü araştırıp bütün kuş cinslerini inceleseniz, hiç birinde en küçük bir hatadan eser göremezsiniz.
Kuşun yaratılması da, rızıklandırılması da öylesine kusursuzdur.
Kuşun yüksek kalorili besin alması yetmez. Alınan besin sür’atle enerjiye çevrilmeli ve posası az olmalıdır ki, kuşun vücudunda fazla ağırlık edip de uçuşta güçlük çıkarmasın.
Gerçekten de kuş, memeli hayvanlara nispetle, yediklerinin üç mislini enerjiye çevirir. Üstelik, bu işlem son derece yüksek bir hızla cereyan eder. Çoğu zaman bir veya iki saat içinde, bazen de yarım saatten az bir zamanda besin tamamen kana karışmış, artık maddeler vücuttan atılmıştır bile!
...
Kuşlar da her canlı gibi rızık ister.
Ve her canlı gibi kendisine lâyık rızka kavuşur.
Demek hepsini yaratan Bir olduğu gibi, rızıklandıran da Birdir. Ve O, kimin neye lâyık olduğunu görür, bilir ve verir.
Canlılar arasındaki rızık dağılımında görülen bu adalet, haşir gününde en büyük tecellîsini gösterecek olan bir adaletin bu dünyadaki bir habercisidir.