Yaşlı bir kadın, kendisinden daha yaşlı olan eşine:
“Eskiden her yaş günümde bana pırlantalar getiriyordun.” demiş. “Oysa birkaç senedir, sadece tek bir çiçekle yetiniyorsun. Üstelik de yabanî bir çiçekle…”
İhtiyar adam, daha öncekiler gibi susmayı tercih etmiş. Gençlik yıllarındayken “Kır çiçeğim” dediği eşini üzmemek için bükmüş boynunu, o an boynunu büken çiçek gibi.
Kadın tekrar söylemiş aynı şeyi:
“Tek bir çiçek verdin bana, üstelik yabanî bir kır çiçeği.”
Adam yine susunca, çiçek dayanamamış.
Son bir gayretle doğrulup:
“Belki değersizim ama eşin beni şu karşıki dağdan kopardı.” demiş. “Yamaçları karla kaplanan dağdan.” Bükülmüş beline rağmen senin için oraya tırmanması, pırlantalardan daha değerli değil mi?”