Her çift tartışır. Bazıları açıktan açığa birbirine bağırarak tartışırken; bazıları da ilişki ve iletişim kurmayı reddeder. Yöntemleri ne olursa olsun, sonuç aynıdır: duyguların incinmesi ve düş kırıklığı.
Fakat yapıcı bir şekilde tartışmanız için bazı ipuçlarım var; bunlar eğer doğru bir şekilde uygulanırsa, gelişme ve problemlerin çözümü için bir yol olabilir.
1. Kızgınlığın kendisinin tahripkâr bir duygu olmadığını bilmek gerekir. Kızgınlıkla öfke arasında muazzam bir fark vardır. Bir kişi kızdığı zaman duygularını ifade etme ihtiyacı duyar; öfkelendiğinde ise, bir şeyleri ya da ilişkileri bozar.
2. Sinirlenmeden önce duygularınızı ifade edin. Siz veya eşiniz olaya olduğu gibi yaklaşabilirse ve güvenli bir şekilde çözmeye çalışırsa, olay tartışma noktasına gelmeyebilir. Bazen bazı şeyler sadece ifade edilmeye ihtiyaç duyar ve eğer eşiniz, sizin nasıl hissettiğinizi anlarsa, birçok tartışma önlenebilir.
3. Sesinizi yükseltmeyin. Kırılmış duygularınız veya farklılıklarınızla ilgili meselelerin bir fısıltıyla çözülebilmesi oldukça şaşırtıcıdır. Birbirine bağıran eşlere, sadece bir fısıltıyla iletişim kurmalarını tavsiye ederim ve böylece ilişkilerindeki kızgınlık faktörünü büyük ölçüde azaltmış olurlar.
4. İlişkinizi tehdit etmeyin ve her tartışmayı ilişkinize karşı bir tehdit olarak algılamayın. Bu tarz duygusal şantajlarla karşıdaki kişi panik ya da kaçış moduna girer. Siz ayrılmak istediğinizi söylerken, karşınızdaki yeni bir eş bulmak için planlar yapmaya yönelebilir; ya da karşınızdaki kişi ailesini kaybetmek fikriyle öylesine yıkılır ki, şiddetli bir depresyon yaşayabilir ve bu sizi sonuca götürmez.
5. Problemlerinizi biriktirmeyin. Biriktirdiğiniz takdirde, eski problemleriniz mevcut probleminizin çözümünü engelleyecektir. İlk önce mevcut meselenizin üstesinden gelin ve eğer gerçekten geçmişteki problemlerle ilgili karmaşık duygularınız varsa başka bir zaman onlarla ilgili konuşun.
6. Kızgınlığınızı bastırmayın. Eğer hissettiklerinizi uzun bir süre içinize atarsanız, bir gün bu duygularınız patlak verir ve pişman olacağınız şeyler söylersiniz ya da yaparsınız. Kızgınlık sevgiyi azaltmaz; sevdiğiniz kişilere kızmanız normaldir. Aslında sevdiğimiz kişiler bizi en çok üzenlerdir; çünkü onlar en çok sevdiğimiz kişilerdir.
7. Problemlerinizi kızmadan çözebileceğiniz yöntemler üretin. Konuşmanıza her biriniz beşer dakika boyunca duygularınızı ifade ederek başlayın; sonra yirmi dakikalık bir ara verip meseleleri düşünün ve geri gelip on dakika problemin çözümü için en iyi yolun ne olduğu hakkında müzakere edin. Ayrıca, problemin hemen çözülememesinin de normal olduğunu bilin.
8. İstismara asla müsaade edilmemelidir. İstismar sözlü saldırıyı ve kapıları çarpmak, tabakları kırmak veya dayak gibi şiddet çeşitlerini içerir. Eğer tartışmalarınız istismar düzeyine ulaşırsa, evden ayrılmanız gerekir. Şayet eşlerden biri kaba kuvvete başvurursa polis raporu tutulması ve bir terapistten randevu alınması zorunludur.
9. Her şeye reaksiyonda bulunmayın. Unutmayın ki aldırış etmemek de bir dikkattir. Eğer eşiniz sizi bir tartışmaya çekmek istiyorsa, uzak durun. Bazı insanlar hakikaten tartışmayı severler; çünkü bu durum onlara geçici bir güç duygusu ve haz verir. Bu kişilerin ilgiye olan ihtiyaçları içinde sıkışıp kalmayın.
10. Vücudunuzu dinleyin. Kızdığınız zaman vücudunuzda, kendinize, eşinize ve ilişkinize zarar verici şekilde davranmanıza sebep olabilecek bazı kimyasallar salgılanır. Duygularınızı anlamayı ve kızgınlık sürecinin sizi fiziksel ve duygusal olarak nasıl etkilediğini öğrenin.
Araştırmalar gösteriyor ki, zamanlarının %20’sinden fazlasını tartışarak geçiren çiftler büyük bir ihtimalle ilişkilerini devam ettiremiyorlar. Ümit ederim bu ipuçları tartışmalarınızı kontrol altına almanıza ve tartışmalarınızın şiddetini düşürmenize yardımcı olur. Eğer bu ipuçları size yardımcı olmazsa ve ilişkinizi korumak istiyorsanız nitelikli bir evlilik terapisti bulmalısınız.