TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

 

ORUÇ, İNSANI NEFSE KÖLELİKTEN KURTARIR

Oruç tutmadan önce nefsi kendisine emreden insan, oruçla birlikte bizzat nefsine emretmeye başlar.

Nefsinin ötesinde uzanan dünyaları tecrübe etmeye, bilinmeyen, keşfedilmemiş kıtaları keşfe koyulur.

           - Yusuf Kaplan, gerçek hayatı tadabilmenin, yemeyle eğlenmeyle değil, oruçla mümkün olduğunu meraklı ifadelerle anlatıyor.

 

***

 

BU ZAMANIN GEREĞİ ZİHİNSEL HİCRET 

Rasim Özdenören:

''Bugün yapacağımız hicret, zihinsel olandır.''

‘Edebiyat dünyasının çınarı’ Rasim Özdenören, seküler dünya ile inançları arasında sıkışmış günümüz Müslümanlarının ‘zihinsel hicret’e ihtiyacı olduğunu söylüyor. “Fiziksel hicret bir defaya mahsustu, oldu, bitti. Bugün yapacağımız hicret, zihinsel olandır. İçtenlikle, ‘Ben buyum ve yaşantım bunu gerektirir’ mülahazasıyla yapacaksın” diyen Özdenören, her Müslüman’ın bu anlayışa talip olması gerektiğini belirtti

Zihinsel hicret, zihnine İslam dışı girmiş olan kavramları, bilgileri İslam’ın öngörüsüyle, hükümleriyle değiştirmek. İslam dışı bilgileri, yanlışlıkları arkada bırakıp kendini İslam’a göre yeniden biçimlendirmen, bunu yaparken de kerhen yapmamak. İçten, isteyerek “Ben buyum ve yaşantım bunu gerektirir” mülahazasıyla yapacaksın. O zaman örnek olarak Asr-ı Saadet Müslüman’ı gelir akla. Hiç kimse birden ‘devr-i cahiliye’den devr-i İslam’a geçmiş değil. İslam’a geçmiş olmakla beraber sahabeler arasında bile devr-i cahiliye âdetini kafasında farkında olmaksızın taşıyan insanlar var. Kolay bir şey değil zihinsel hicret. Ama buna talip olmamız lazım.

           - Rasim Özdenören, Emeti Saruhan'a verdiği röportajda, Müslümanca yaşamanın ilk adımını ''zihinsel hicret'' tarif ediyor.

 

***

 

Ey gönül! Oruçluyken Allah'a misafirsin; sana gökyüzü sofrası yakışır.

          - Hz. Mevlânâ

 

***

 

BEYNİNİZİN GIDALARINI UNUTMAYIN

Kullanılmayan kas nasıl kaybolursa, çalışmayan beyin de öyle küçülür. Beyin ancak okumak, gözlemek, dinlemek ve düşünmekle çalışır.

           - Çalışmamak insan bedenine kilo aldırıyor. Fakat aynı şey beyin için geçerli değil; o çalışmadıkça küçülüyor. Dr. Muhammed Bozdağ, beyni ya da                  aklı canlı tutmanın anahtarlarını vermiş.

 

***

 

NASREDDİN HOCA PEYGAMBER SÜNNETİNİ YAŞATTI

Doç. Dr. Selami Şimşek:

''Nasreddin Hoca, güler yüzlülüğüyle, Hz. Peygamber'in sünnetini yaşattı.''

Konya'nın Nasreddin Hoca diyarı Akşehir ilçesinde gelenek haline gelen, anma ve mizah günleri kapsamında, Doç. Dr. Selami Şimşek, 'Nasreddin Hoca ve Tasavvuf' konulu konferans verdi. Nasreddin Hoca'nın Anadolu'nun 13. asırda gülen yüzü olduğunu belirten Şimşek, ''Ümmeti olduğumuz Hz. Peygamber, hiçbir zaman insanlara karşı asık suratlı olmamıştır. O daima güler yüzlü olmuştur. Nasreddin Hoca da bu sünneti yaşamış ve yaşatmıştır.'' şeklinde konuştu.

Nasreddin Hoca'nın, medeniyetimizin mimarlarından olduğunu söyleyen Şimşek, şunları söyledi: Gerek Hz. Mevlana, gerek Yunus Emre, gerek Ahmet Yesevi olsun, bütün Allah dostları latife ve nükte yapmışlardır. Bizim medeniyetimiz Ahmet Yesevi ile hikmetler saçmış, Mevlana ile sema etmiş, Hacı Bayram-ı Veli ile sevgi deryasına dalmış, Nasreddin Hoca ile gülen yüzünü, güleç yüzünü göstermiştir. Nasreddin Hoca deyince hemen onunla bütünleşik bir olgu haline gelen eşeği ve eşeğine ters binmesi akla gelir. Hoca'nın eşeği nefsi temsil eder, tasavvufi olarak Hoca'nın eieğe ters binmesi ise nefse itaatsizliği simgeler.''

 

***

 

Çocuklar sevgi isterler, özellikle de hak etmedikleri zamanlarda.

          - H. Hubert

 

***

 

''KÖTÜ KİTAP AKLI HARAP EDER!''

Hiçbir zaman kötü kitaplar çok az ya da iyi kitaplar çok fazla okunmaz. Kötü kitaplar zihin için zehir mesabesindedir, aklı harap ederler.

İyi olanı okumak için, kötü olanı hiçbir zaman okumamayı insan kendisine düstur edinmeli. Çünkü hayat kısa ve hem zaman, hem dinçlik insan için sınırlı.

           - Arthur Schopenhauer, kitap okuma ve iyi kitap seçme konusunda iki önemli noktaya dikkatimizi çekiyor. İlki, kötü kitapların hayatımızı zehirlediği;              ikincisi de insanın dünyadaki vaktinin sınırlı olduğu. Yani okumak çok hayati bir iş aslında.

 

***

 

YER GİBİ OKUMAYIN, BUYRUN YEYİN

İnsanların dizginlenemez iştahı, sonunda kitaba da göz dikti. Ev hanımları artık yemek kitabını servis yapacaklar. Bir Alman tasarım firması, Gerstenberg yayınevinin siparişi üzerine 'The Real Cookbook' 'Gerçek Yemek Kitabı'nı tasarladı. %100 taze hamurdan yapılan ve içinde klasik bir lazanya tarifi yer alan kitap, okunduktan sonra pişirilip sofradaki yerini alıyor.

Pratik bir kullanıma sahip dünyanın ilk tüketilebilir tarif kitabı, raflarda bekletilmeden servis ediliyor. Anlattığı yemeğin aynı zamanda 'gerekli malzemeler' listesinde de yer alan ilginç kitabın diğer kitaplara göre farkı ise, son kullanma tarihinin olması.