TR EN

Dil Seçin

Ara

Yağmuru Kim Yağdırıyor? / Saadet Asrı Hatırası

Yağmuru Kim Yağdırıyor? / Saadet Asrı Hatırası

Hudeybiye yılıydı. Peygamber Efendimiz (asm) ve ashabı, Medine’den sefere çıkmışlardı.

Gece olduğunda yağmur yağdı. Sabah hep birlikte namaz kıldılar.

Peygamber Efendimiz (asm) namazdan sonra ashabına şöyle dedi:

“Bilir misiniz Rabbiniz ne buyurdu?”

Ashab:

“Allah ve Resulü en iyi bilendir!” dediler.

Peygamber Efendimiz (asm):

“Allah şöyle buyurdu:” dedi. “Kullarımdan kimisi bana iman etmiş, kimisi de kâfir olarak sabaha çıkmıştır. Her kim, Allah’ın fazl ve rahmetiyle (Allah’ın lütfu ile) üzerimize yağmur yağdı dediyse, o Bana iman etmiş; kim de şöyle şöyle oldu da bize (filan) yıldız sayesinde yağmur yağdı dediyse, işte o da Beni inkâr, yıldızlara iman etmiştir!(*) buyurdu” dedi. (Buharî, Sahih, c.5. s.62; Müslim, Sahih, c.1 s.85)

(*) İnsan; ilmi, iradeyi, kudreti kime veriyorsa onu ilah yerine koyuyor, yani ona tapıyor demektir. Varlık âlemlerinde gördüğümüz şeyleri de sebeplere, tabiata, kanunlara vb vermek onları ilah yerine koyup, onlara tapmaktır. Bu ise Allah’a imana zıttır; en büyük günah olan ve dönülmezse affedilmeyecek olan şirktir (ortak; Allah’ın işine başka bir şeyi ortak yapmak).

Yukarıdaki hadisi şerifte geçtiği şekliyle, yağmurun yağmasını bulutlara, atmosferik olaylara, tabiata veya başka sebeplere bağlamak, bu işteki ilmi, iradeyi, kudreti sebeplere vermek yani onları ilah yerine koymaktır. Oysa Allah, sebeplerini, kanunlarını vs. kullanarak yağmuru yaratıp yağdırır.

Kanunlar, tabiat, sebepler vb gibi şeyler ise, ilmi ve iradesi olmayan, yaratma gücü bulunmayan şeylerdir. Yani bir şeyi sadece Allah (cc) yaratabilir.

Bir Müslüman Allah’a şirk koşmaz, Allah’ın yaptığı işi, eseri sebeplere vermez, onlara tapmaz.