TR EN

Dil Seçin

Ara

Adını Hz. Meryem’den Alan Şifalı Bir Bitki: Biberiye

Adını Hz. Meryem’den Alan Şifalı Bir Bitki: Biberiye

Bilimsel adı Rosmarinus officinalis olan bu şifalı bitki, halk arasında yaygın olarak Biberiye ve Kuşdili adlarıyla bilinir. “Rosmarinus” terimi Latince’de “deniz şebnemi” anlamına gelir. Avrupa’da ise bitkisinin Hz. Meryem ile ilgili efsanelerinden olsa gerek, biberiye bitkisine “Rose of Mary” denilmiş ve literatüre de “Rosemary” olarak geçmiştir.

Efsaneye göre bitkinin mavi çiçekleri, rengini Hz. Meryem’in pelerininden almaktadır. Hz. Meryem, mavi pelerinini bu bitki üzerine düşürmüştür bundan dolayı bitkinin çiçekleri mavi renkte açmaktadır. Bir başka rivayete göre de Hz. İsa henüz bebekken, Hz. Meryem biricik oğlu Hz. İsa’yı onları takip edenlerden korumak için biberiye çalılığının içine bırakmıştır. Biberiye sayesinde Hz. İsa hayatta kalabilmiştir. 

Romalılar ve Yunanlılar Şifalı Biberiyeyi Kutsal Kabul Ediyordu 

Romalılar ve Yunanlılar ise bitkinin koruyucu etkisinin olduğuna inandıklarından Biberiyeyi kutsal kabul ediyor ve tütsü olarak kullanıyorlardı. Romalıların ölüye saygı ritüelinin bir parçası olarak gördükleri biberiye bitkisini yakalarına takar ve tabuta serperlerdi. Yunanlılar ise düğme iliğine konulursa iyi şans getireceğine inandıkları biberiyeyi hep yanlarında taşırlardı. Eski Yunanlılarda hafızayı kuvvetlendirmek ve konsantrasyonu artırmak amacıyla, bilginlerin başlarına biberiye çelenkleri taktığı bilinmektedir. Bu nedenle, günümüzde de bazı uzmanlar tarafından biberiye bitkisi Alzaymır ve demans hastalığına karşı koruyucu olarak önerilmektedir.

Biberiye, Tarih Boyunca Hekimler Tarafından Birçok Hastalığın Tedavisi İçin Önerildi

Roma döneminin meşhur hekimi Dioskorides eserlerinde, belirli mide hastalıkları ve sarılık tedavisi için biberiye tavsiye etmektedir. Antik Romanın hekimlerinden Galen ise biberiye bitkisinin taze yapraklarından elde edilen öz suyunun şifalı özelliklerinden söz etmektedir.

Endülüs’ün en önemli bilim adamlarından, Müslümanların Altın Çağı’nın ve Müslüman Tarım Devrimi’nin en büyük eczacı ve botanikçilerinden biri olan İbni Baytar, Tercüme-i Müfredât-ı İbn-i Baytar adlı meşhur eserinde de biberiye bitkisinden bahsetmektedir.

Biberiyenin Halk Arasında Kullanımı

Zaman zaman bahçelerimizi süsleyen ve çit bitkisi olarak kullandığımız bu güzel kokulu şifalı bitkinin yararları saymakla bitmez. Kuşdili adıyla da bilinen biberiye halk arasında; dâhilen gaz giderici, hazım sistemi uyarıcısı, safra artırıcı, terletici ve idrar söktürücü olarak kullanılır. Safra ve ince bağırsak üzerinde spazm çözücü, merkezi sinir sitemi uyarıcısı ve vücudun bağışıklık sistemini güçlendirici özellikte yaratılmıştır. Yaratanın bitkinin içine yerleştirdiği antioksidan bileşikler nedeniyle, antimikrobiyal ve antiviral özelliği de vardır. Bilhassa, uçuk, grip ve hepatit virüslerine karşı antiviral etkisi bulunmaktadır.

Bitkiler Neyi Gösterir?

Tabiatta yaratılan her bir bitki, bir eczahanede hazırlanmış bir ilaç gibidir ki; çok çeşitli maddelerden, gayet hassas ölçülerle alınarak terkip edilmiştir. Mükemmel bir eczahane düşünün ki, raflarındaki her kavanozun içinde farklı farklı maddeler var ve bunlardan hassas ölçülerle alınıp ilaçlar yapılıyor. Şüphesiz ki bu ilaçlar, gayet maharetli, kimyager ve hakîm bir eczacıyı gösterir. Aynen bu örnekteki gibi, yeryüzü de bir eczahane gibidir. Burada bulunan bitkiler ve canlılar ise, bu eczahanedeki maddelerden hassas ölçülerle alınıp yapılan ilaçlar gibidir. 

İşte gördüğümüz bitki ve canlılar bize, o büyük yeryüzü eczahanesinin hakîm bir eczacısının olduğunu bildirir ve Onu o güzel eserleriyle tanıtır.

İşte şifalı biberiye bitkisine de bu nazarla bakarak, bizim için böyle şifalı bitkileri yaratan hadsiz merhamet sahibi Rabbimize şükredebiliriz.

Bitkinin tıbbi amaçlı kullanılışı

1 çay kaşığı kurutulmuş biberiye yaprağı bir fincan suda 10 dakika demlenir, biraz bekledikten sonra içilir.

Bununla birlikte “ottur zararı yoktur” demeyelim. Her şeyin çoğu zarar, azı karardır kaidesini unutmayalım. Şifalı bitkileri kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız. Mümkünse fitoterapi (bitkisel tedavi) eğitimi almış bir hekimle bitkisel tedaviye devam ediniz.