
Hastalığı Sevdim…

Ocak 2021, 529 |
![]() |
Eklenme Tarih: 24 Aralık 2020 21:01 | Selim Gündüzalp |
Abone Ol » Dergiyi Satın Al » 2,99₺
Ocak 2021, 529 Sayısı Tüm Yazıları
- 2 Duyuru / Zafer Araştırma Grubu
- 6 Satır Arası / Zafer Araştırma Grubu
- 8 Zeytin Yaprağı ve Şifası / Prof. Dr. Fatih Satıl
- 10 Balığın Cevabı / Ahmet Zafer
- 12 Yol Çatallandığında / Prof. Dr. Kemal Sayar
- 14 Epigenetik / Değişimi Nerede Arıyorsunuz? / Nihal Balcı
- 20 Tek Başına / Ayşe Zehra
- 21 Hasret / Cüneyd Suavi
- 22 Neden Affetmeli ve Bağışlamalıyız? / Prof. Dr. Nevzat Tarhan
- 24 Çiçek Açan Çöl / Elif E. Bayraktar
- 26 Kur'an Allah Kelamıdır, Çünkü... / Prof. Dr. Alaaddin Başar
- 29 Pencereden Seyret / Yüksel Karahan
- 30 Hastalığı Sevdim… / Selim Gündüzalp
- 32 Kuş Mektubu / Ayşe Şan
- 33 Hazır Cevaplar / Zafer Araştırma Grubu
- 34 Kur’ân-ı Mübîn / Doğruyu Yanlıştan, Hakkı Bâtıldan Ayırt Eden Kitap / Ümit Şimşek
- 36 “Beni göremezsin!” / Dr. Senai Demirci
- 38 Panorama / Kur'an-ı Hakîm / Zafer Araştırma Grubu
- 40 Evler ve İnsanlar / Ayten Yadigâr
- 42 Hayata Dair Notlar / Mehmet Tüzün
- 44 Röportaj / Psikiyatrist Mehmet Tüzün ile Kur'an ve Psikiyatri Üzerine Konuştuk / Aslınur Bahar
- 48 Bir Musibet Olarak Kuraklık ve Çâresi / Serdar Çınar
- 50 Hayır, Asla! / Ömer Sevinçgül
- 52 Sayılı Sözler / Zafer Araştırma Grubu
- 54 İman-İslam / İbrahim Erdinç Şumnu
- 56 Anne Hediyesi / Abdülkadir Şen
- 57 Zekâ Soruları / Doç. Dr. Erhan Pişkin
- 58 Düşünceler / Zafer Araştırma Grubu
- 60 Oku / Osman Suroğlu
YAZARIN DİĞER YAZILARI

Hastalığı Sevdim…
Bir söz vardır, “İnsan bir kitaba girdiği gibi çıkmaz” diye. Hastane de öyledir aslında, insan hastaneye girdiği gibi çıkmaz. Çıkmamalı da. Hastalık nasıl bizden bir şeyler alıp götürüyorsa, biz de ondan bir şeyler alabiliriz, almalıyız.

Bir Cam, Bir Can, Bir Cihan
Camsız duvarlara zindan derler. Cam, duvarları ev yapar. Evin içi ve dışı, iki dünyanın kesiştiği yerdir cam. Gündüz, evin güneşi; gece ay’ı, yıldızı olur cam…

Sonbahardan Özür
Yalanmış meğer. Hem de esaslı... Sonbahar şarkılarda söylendiği gibi değilmiş, yemyeşil bahçeler de varmış, tarlalar da. Üstelik sayısız meyveler bu mevsimde geliyormuş…

Derdim, Tasam, Şu Son Demde Ne Yapsam?
Belki bir yaz akşamında, belki de serin bir sabahta… Tam da yaşamanın altın çağında… Güzelliklerin tadı damağında… Belki de bir eylül akşamında ya da bir sonbahar sabahında… Ecel denen misafirim. Biliyorum geleceksin… Gözünün değdiği yerde çiçekler açacak. Bir el uzanacak bana doğru. Bir sahilden diğerine geçeceğim. Kocaman bir bahçedeki bir gül gibi… Açıldıkça açıldım, son noktasındayım. Akşam ezanlarının arasından bir veda çekiyorum: “Uğurlar olsun…” diyorum güne, ömre, hayata…