TR EN

Dil Seçin

Ara

Kanımızdaki İp Cambazlarını Tanıyor muyuz?

Kanımızdaki İp Cambazlarını Tanıyor muyuz?

Bir damar zedelendiği ya da yırtıldığında, damar duvarı ve kandaki çeşitli mekanizmalar harekete geçerek kanın damar dışına çıkması engellenir ve kan kaybı önlenir. Kan ve dokularda pıhtılaşmayı etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar pıhtılaşmayı sağlayan ve pıhtılaşmayı engelleyen maddelerdir. Kan pıhtılaşması bu iki grup madde arasındaki dengeye bağlıdır.

Bir damar zedelendiği ya da yırtıldığında, damar duvarı ve kandaki çeşitli mekanizmalar harekete geçerek kanın damar dışına çıkması engellenir ve kan kaybı önlenir. Kan ve dokularda pıhtılaşmayı etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar pıhtılaşmayı sağlayan ve pıhtılaşmayı engelleyen maddelerdir. Kan pıhtılaşması bu iki grup madde arasındaki dengeye bağlıdır.

Normalde pıhtılaşmayı engelleyen maddeler baskındır ve kan pıhtılaşmaz; fakat damar zedelendiğinde, hemen yaranın iyileştirilmesi ile ilgili prosedür işletilmeye başlar ve o bölgede pıhtılaşmayı sağlayan maddeler baskın hale gelir. Pıhtılaşma sonucu akan kanın durdurulmasıyla yara kapanır. Dünyada, damarda açılan deliği kendi içinden bir mekanizma ile bir ağ örerek kapatabilen kandan başka bir sıvı yoktur.

 

Bir İpte Kırk Cambaz

Damarın yırtılmasına cevap olarak devreye giren pek çok kimyasal reaksiyonlar olur. Kanda ve dokularda, pıhtılaşmaya sebep olan 40’tan fazla madde bulunur. Bunların bir kısmı pıhtılaşmayı başlatmakta, bir kısmı hızlandırmakta, bir kısmı da pıhtılaşmayı sona erdirmekte görev alır.

Bedenimizde pıhtılaşma, pıhtılaşmayı hızlandıran faktörler ile pıhtılaşmayı engelleyen faktörler arasındaki dengeye bağlıdır. Bu denge, kırk tane ip cambazının, tek bir ip üstünde düşmeden dengeyi sağlamalarından daha zor bir iştir. 

İpte kaç cambaz durabilir?

Yaygın akciğer embolisi (BT)

 

Pıhtılaşmanın Yeri ve Zamanı

Damarda duvar yaralanmasından kısa bir süre sonra, kanamanın durması için o bölgede damarların çapı daraltılır. Önce protrombin aktivatörü denen bir kompleks oluşur, sonra bunun etkisiyle kanda bulunan protrombin başka bir maddeye dönüşür onun adı da ‘trombin’dir. O da fibrinojen denilen maddeyi fibrine çevirir.

Fibrin ise iplikçik tarzında bir yapıdır.  Fibrin sabitleme faktörü adı verilen bir protein pıhtıyı oluşturan fibrinleri birbirlerine iyice bağlayarak sıkıştırır. Bu arada kandaki trombosit adı verilen kan pulcukları, diğer kan hücreleri ve plazma yapımında da rol alır. Damarın iç duvarından salgılanan bazı maddeler kan pulcuklarını oraya yapıştırır. Antitrombin adı verilen başka protein ise, kanı pıhtılaştıran tüm proteinleri birer birer durdurur. Böylelikle kan, sadece ilgili yerde ve yeterli miktarda pıhtılaşır, damar içindeki kan akar gider ve görevini yapar.

Trombositler (kan pulcukları) kanın en küçük hücresel elemanlarıdır. Normalde kanın 1 mm3’ünde 150.000-400.000 adet pulcuk vardır, sayısı 50.000/mm3 altına düşmedikçe genellikle bir belirti vermez, bu değerin altında olduğunda darbelerden sonra çabuk morarma meydana gelebilir. Sayısı 30.000/mm3 altına indiğinde diş eti, burun kanamaları ortaya çıkabilir. Kadın hastalarda uzamış adet kanamaları görülebilir. 10.000/mm3 ve altında olduğunda kendiliğinden ciltte nokta şeklinde veya geniş morartılar şeklinde kanamalar görülebilir.

Protrombin kan plazması içinde bulunan bir proteindir. Karaciğerde yapılır ve yapımında K vitaminine ihtiyaç vardır. K vitamini bağırsak kanalında bulunan bakteriler tarafından sentezlenir. Karaciğer hastalıklarında yeterli miktarda yapılamadığı için ciddi kanamalar olabilir. Fibrinojen de plazma içinde bulunan ve karaciğerde yapılan ikinci bir proteindir. Pıhtılaşmada gerekli üçüncü bir madde de yeterli miktarda Kalsiyum (Ca)’dur.

 

Çok Hassas Süreçler

Pıhtılaşma mekanizması çok acil bir karar verilmesini gerektiren ve kanamayı durdurmak için ince hesaplamalara ihtiyaç duyulan bir olaydır. Ve bu olayda insanın kendi iradesinin hiçbir katkısı yoktur.

Başarılı bir pıhtılaşma için moleküler düzeyde hayati mekanizmaların çalışması ve bütün parçalarının eksiksiz ve bir bütün olarak zamanı geldiğinde hareket ettirilmesi gerekir. Bu mükemmel sistemdeki tek bir aksama, zincirin halkalarının birinde bir gecikme kanın damarların içinde pıhtılaşmasına veya hiç pıhtılaşmamasına neden olacak ve her iki durum da ölüme bile sebebiyet verebilecektir.

Pıhtılaşama olmaması şeklinde bir bozukluk olursa bu sefer kanamalar durdurulamaz. Mesela Hemofili hastalığı kalıtsal olan ve erkeklerde kendini gösteren böyle bir kan hastalığıdır.

Kan damarında oluşan anormal pıhtıya trombüs denir. Pıhtı bir kez oluştuktan sonra, pıhtının yanından geçen kan pıhtıyı yerinden koparıp kan akımıyla birlikte sürükleme eğilimindedir. Dolaşımda serbest dolaşan pıhtılara emboli denir. Bu sefer de yaygın damar içi pıhtılaşması veya yaygın akciğer embolisi gibi ciddi başka bir kan hastalığı meydana gelir.

Bu yazıda özeti verdiğimiz pıhtılaşma olayındaki muazzam detaylara ve son derece hassas zamanlama ve dengelere sahip bu sistemi kuran ve her an işleten Rabbimizin bu kesintisiz nimetini düşünüyor muyuz?

Bu kadar ince matematiksel hesaplamalar gerektiren bu işler, tesadüfen ya da kendi kendine olabilir mi?..