TR EN

Dil Seçin

Ara

Ey Nefsim Dinle!

Kaç yıldır dinler, okur, konuşursun bilir misin? Okumanın anlamını düşündün mü? Okumayı bilmezsen anlatmayı nerden bileceksin. Dinlemeyi mi seversin, anlatmayı mı? Sahi söyle, nefsine mi çağırırsın, hakka mı davet edersin? Önde misin, arkada mısın? Sözün önder olurken, amelin geride mi? Yoksa sadece dilin mi hakka bağlı, bedenin dilinin şahidi mi, söyler misin?

Amel defterin satın aldığın kitaplar değil, amelin tartılacak unutmayasın. Kullanılmayan eşyalar israf olduğu gibi, satın aldığın kitaplar da israf hanesine yazılmasın. Kitapların seni bilgili gösterebilir fakat amelin şahit mi sana? Alkış mı bekledin dinleyeninden ya da amelinin azlığına değil, cemaatinin azlığına mı üzülürsün?

Ey nefsim, sen yüzmeyi kitaptan okuyup fakat bilmeyen ya da bilmeden suya atlayıp ‘kurtarıcı’ kesilen misin? Sen evvela kendini kurtarmalısın. Bu ise en zor meseledir. Kendini kandırma! Züğürtsün ama zengin edebiyatı yapmaktasın. Ya da kibirli fakir misali kendini her şeyden müstağni görmektesin.

Ey nefsim, zor değil mi kendini yazmak! Sen vadesini düşünmeden verilen ‘çek’ gibi karşılıksızsın. Belki de içinde taş kaynatılıp, etrafındakileri kandıran gibisin. Söyle kuzum sen nesin. İçinde ‘kurt mu’ barındırırsın? Nefsinin azı dişlerini saklar mısın? Gördüğüne ve göremediğine ayrı ayrı mı davranırsın? Hele anlat bana kendini. Memnun musun kendinden?

Ey nefsim, kabre dostlarınla girmeyeceksin. Kitabını kendin okuyacaksın. Asıl olan sensin sen. Kendini kurtarmadan başkasını kurtaramazsın. Özünle sözün bir mi? Kitapların ve sözlerin senden şikâyetçi olacak. Ne zaman uyanacaksın! Kur’an sana “aklını kullanmayacak mısın?” diyor. Mecnun musun ya da sefih mi? Sana hakaret etmiyorum, ikaz ediyorum. Yoksa sen, ben misin? Bu toplumda nice senler ve benler var.

Haydi, adı ‘tövbe’ olan gerçeğe dön. Tadı acıdır fakat akıbet çok tatlıdır. Tövbe nedir mi dersin? O imandır, ibadettir. Sulhtur, adalettir ve ahlâktır. Tövbe kısaca ‘istikamettir.’

Ey nefsim, sen mızıkçısın! Sözünde durmuyorsun. Oyunbozansın. Yenilen doymazmış. Sen kaç kez oldu sözünü bozdun. Yolun açık olsun, nereye gittiğini bil. Şeytan bile kınamanı kabul etmeyecek. “Kendini kına diyecek” ve faydasını da göremeyeceksin. Bırak inadı kendine dön, kanma kalabalıklara. Çıkar yol değil; imrenmek başkasının zenginliğine.

Sen zayıf değilsin, gücünü kullan ve karar ver. Nara mı, nura mı kurban etmektesin kendini. Ağlamak burada fayda verir, ukbada değil bil. Nice gözyaşları var gözükmez, niceleri de kimseyi inandırmaz. Titreme, korkma, gerçek bunlar. Cümleler karışık fakat manalar aynı, harfler taşıyamıyor hakikati. Beli büküldü sözün, sanki öleyazdı cümleler. Sense hâlâ şaşkın durmaktasın. İnanmıyor musun bana? Baksana ben, senim sen. Kendinden korkma. Gölgenden korkar mısın sen; dikkat et, hayat mezarlık gibi, bırak ıslık çalmayı, duaya yönel. Kendinden başla ve korkun gitsin.

Ey nefsim, ayrılık zamanı geldi, elveda demeden bana son söyleyeceğin var mı? Yoksa ben sana derim ki; Sen kabiliyetlisin ve cefakârsın. Güçlüsün ve isteklisin. Tam zamanı şimdi. Gözlerini yum ve ellerini aç. Sadece ve sadece ALLAH de ve tekrar ALLAH de. Ve secdeye kapan tekrar ALLAH deyip akıt gözyaşını.. Allah, gene Allah.