
Sevenin Çok, Sevmeyenin De Var
Nisan 2012, 424 |
![]() |
Eklenme Tarih: 25 Mayıs 2020 20:19 | Mustafa Aydın |
Cemaatimizden davranışlarıyla ve kalbiyle, kibar ve nazik bir duruş sergileyen Nihat Efendi yolda beni görünce bisikletinden indi ve bana doğru yöneldi; sevgi ve saygısını ifade ederek, söz arasında “Hocam; sevenin çok, sevmeyenin de var” dedi.
Kendimi temize çıkarmak için değil, bir hatıra olarak şunu nakledeyim: Yıllar önceydi Adapazarı Yeni Cami İmam Hatibi merhum baba dostu Hasan Yıldırım’dan dinlemiştim. Düzce merkez camiinde vaaz eden bir hoca efendi “bir kimseden herkes memnunsa o münafıktır, herkes memnun değilse o da münafıktır” der. Vaazı dinleyen babamın hafızlık hocası Hasan Şen hocaefendi kendisinin Düzce’de çok sevildiğini zannederek bu sözden çok etkilenir ve üzülür. Bir gün dostunun dükkânına ziyarete gider söz arasında, bazı insanların kendisinden memnun olmadığını ve şikâyetlerinin olduğunu duyunca Allah’a hamd eder. Dükkân sahibi hamdin sebebini sorunca, hocamız dinlediği vaazı anlatır. Buna benzer bir ifadeyi ben de Fahreddin Razı’nın tefsirinde okumuştum.
Şimdi konuya dönecek olursak, Kur’an’ın insan eğitimde “kendinizi temize çıkarmayın” hükmü vardır. İnsan ne kendini ne de başkasını tam anlamıyla temize çıkarmamalıdır. Zarif bir dostumun vefatındaki sohbetimde anlattığım şu hadis dinleyenlerimin aklını karıştırmış olacak ki bana anlattım diye biraz kırıldılar.
Ensâr kadınlarından olan Ümmü’l-Ala (r. anha), Muhacirler Medine’ye hicret ettiklerinde; Muhacirleri kur’a ile aralarında taksim ettiklerini söyledi ve şöyle devam etti: Bizim ailemizin payına Osman b. Mazun düşmüştü. Biz, Osman’ı evlerimizde misafir ettik. Fakat Osman’ı bir müddet sonra ölümcül bir hastalık yakaladı. Vefat edince yıkandı ve kendi elbisesi içinde kefenlendi. Sonra Resulûllah (as), cenazenin yanına geldi. O sıra ben (cenazeyi tezkiye ederek), “Ey Ebâ’s-Saîb! Allah’ın rahmeti senin üzerine olsun. Benim şahadetim şudur ki, Allah Teâlâ muhakkak sana ikram etmiştir,” dedim. Bunun üzerine Resulûllah:
“Allah Teâlâ’nın bu ölüye ikram ve inayet buyurduğunu sana bildiren nedir?” buyurdu. Ben de O’na:
“Ey Allah’ın Resulü! Babam sana feda olsun. Allah (bu imanlı kuluna ikram etmez de) kime ikram eder?” dedim.
Bu defa da Resulûllah (as): “Osman b. Mazun’a gelince, yemin ederim ki O’na ölüm gelmiştir ve yine yemin ederim ki ben, Allah’ın Resulü olduğum halde bana nasıl muamele edileceğini bilemem!” buyurdu. Bunun üzerine Ümmü’l-Ala dedi ki:
“Vallahi, bundan sonra ben, kimseyi tezkiye etmeye cesaret edemiyorum,” demiştir.
Buhârî, hadisin devamında şu rivayeti getirmiştir: Resulûllah (as):
“Ben Osman b. Mazun’a da ne yapılacağını bilemem!” buyurdu. Ümmü’l-Ala (r. anha),
“Resulûllah’ın bu sözü beni kederlendirdi ve akabinde uyudum. Rüyamda Osman’a ait, akmakta olan bir pınar gördüm. Uyanınca bu rüyayı Resulûllah’a haber verdim. Resulûllah:
“Senin Osman için gördüğün akar pınar onun (sevap getiren) amelidir” buyurdu.
…
Bir insanın sevilmemesinden dolayı başkasını suçlaması asla doğru değildir. Bize düşen “Rabbimiz biz kendimize zulmettik” itirafında bulunup bağışlanma dilemektir. Sevilmememiz günah ve kusurlarımızdan dolayı ise, insanın kendi kendisini sevmesi de doğru değildir. Günah işlense dahi, günah ne sevilir ve ne de savunabilir. Onların sevmediği ben değil, işlediğim günahımdır. Bu durum da sevilmemeyi hak ettirir.
Şarap içen bir Müslüman’a, başka birisinin “Allah sana lânet etsin” demesi üzerine Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) lânet okuyan şahsı ikaz etmiş ve “Bırakın onu. O Allah ve Resulünü seviyor ya!” demiştir. Şu bilinmeli ki, günah işlesek de Allah ve Resulü sevgimizdedir ve sevdamızdır.
Bir insanın günah ve sevaplarını, Allah’tan sonra en iyi kendisi bilir. Bu sebepledir ki Kur’an’ın şu hükmü unutulmamalıdır. A’raf suresi 8: “O gün tartı haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” Bu ve benzeri ayetler sevabı ağır gelenlerin kurtuluşunu müjdeler. Her Salih amel on ve katlarıyla ikram edildiğine göre ümidimiz odur ki, kurtuluşa erenlerden oluruz. Fakat bu bir dua ve temennidir; yoksa son hüküm Allah’a aittir, bize değil.
Sevilmemekten sorumlu olan, sevemeyenler değil, sevilmeyecek iş yapan ‘ben’dir. Yusuf peygamberi yok edip, baba sevgisini almak isteyenler, gün geldi Yusuf’un merhametine muhtaç oldular. Biz de Yusuf’un kardeşleri gibi sevilmeyecek iş yapmışsak, Yusuf ahlâklı dostlardan af ve kınanmamayı bekleriz.
Velâkin bazen de “Siz nasihat edenleri sevmezsiniz” ayeti gelir gözümün önüne. Neyse son dileğim şudur ve sizden de âmin sözünü beklerim:
“Rabbimiz bizi ahiret gününde rezil ve rusvay etme.” Âmin.
Nisan 2012, 424 Sayısı Tüm Yazıları
- 2 Hesap / Selim Gündüzalp
- 6 Kâinat Ağacının Meyveleri / Prof. Dr. Alaaddin Başar
- 8 Söz İncileri / Prof. Dr. Şadi Eren
- 9 İnsanın Mutluluğu Kulluğundadır / Mehmet Kırkıncı
- 10 Satır Arkası / Ender Akay
- 12 Vücudumuzun Dinamik Ordusu / Akyuvarlarımız / Dr. Yaşar Çil
- 14 Uçan Kuşa Yakıt / Ümit Şimşek
- 15 Tarlanın Hangi Mahsulü Vereceği, Ne Ektiğinize Bağlıdır / Prof. Dr. Adem Tatlı
- 16 Çağımızda Evlilikler Neden Kısa Sürüyor? / Banu Yaşar
- 19 Su Gibi Aziz Ol / Yaşar Değirmenci
- 20 Niçin Dünya? / Ömer Sevinçgül
- 21 Kır Çiçeği / Cüneyd Suavi
- 22 Yıkıcı Tartışmalardan Kaçınmanın 10 Yolu / İclal Eskioğlu
- 24 Peygamberi Sevmek Ne Demek? / Metin Karabaşoğlu
- 25 Niyetin Tadı / Aslınur Bahar
- 26 Kırkambar / Zafer Araştırma Grubu
- 28 Huzurlu Bir Hayat İçin Merhameti Yaşatmalı / Prof. Dr. Kemal Sayar
- 30 Sana Hasret Bitmez Yâ Rasulallah / Selim Gündüzalp
- 33 Ne İstersin? / Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu
- 34 Kuantum Elektrodinamiği / Prof. Dr. Nevzat Tarhan
- 35 Sahabe Ahlâkı / Melike Kabay
- 36 Bir Yaratılış Mucizesi: KEDİ / Dr. Mustafa Reyhanlı
- 38 Besmele Ve Yemek / Erkan Uysal
- 40 Şefkatin Dini, Milliyeti Var Mı Ki? / İsmail Tezer
- 41 Hazır Cevaplar / Zafer Araştırma Grubu
- 42 Uzayda Hayat Var Mı? / Dr. Mustafa Kara
- 44 Gözün İçindeki Perde: Katarakt / Dr. Ali Sipahier
- 46 Göklerde Bir Zerre İdim / Betül Tomor
- 47 Çanta Vagonu / Prof. Dr. Osman Devlez
- 48 Kur'an Bize Neleri Ders Verir? / Prof. Dr. Niyazi Beki
- 50 Prof. Dr. Osman Çakmak İle Yeni Çıkan Kitabı 'Göklerin Kapıları'nı Konuştuk / Selçuk Yıldırım
- 52 Sevenin Çok, Sevmeyenin De Var / Mustafa Aydın
- 54 İyi Ki Renkli Görüyoruz / Doç. Dr. Rasim Soylu
- 56 Ruhsal Şifa / Banu Yaşar
- 58 Düşünceler / Zafer Araştırma Grubu
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İslam'ın Kardeşlik İlkesi
Kur’an, tüm inananları birbirinin kardeşleri olarak nitelendirir ve bu söylemiyle evrensel barışı tesis için en mükemmel ilkeye dikkat çekmiş olur. Bu ilkesiyle insan olmanın gereği olan ‘kardeşlik’ kavramına da özel bir mana ve sorumluluk yükler.
Sevenin Çok, Sevmeyenin De Var
Kur’an’ın insan eğitimde “kendinizi temize çıkarmayın” hükmü vardır.
Önce Çalışmak Sonra İnfak
İslam Dini; tüm kâinatın insanın mutluluğu için yaratıldığını, insanınsa Allah’a ibadet için var edildiğini ifade eder. Hayatın tümü ibadet manası içinde değerlendirildiğine göre, ihtiyaçların yerine getirilmesi de ibadet manzumesindendir.

İbrik
Sular çeşmelerden akmadan evvel ibrikler vardı evlerde, camilerde, abdest almak için. Kulplu, emzikli, karınlı ve ince boyunlu su kaplarıydı. Asil bir duruşları vardı görev ifa etmeden önce. İş başına geçtiler mi de, tevazuyla başlarını eğerler ve toprağa yüz sürercesine israf etmeden akıtırlardı sularını.