TR EN

Dil Seçin

Ara

Bak Şu Çakallara!

Meksika bozkırlarından birinde, küçük bir turna sürüsü uçmaktan yorulmuş, minik bir gölcüğün kıyısında mola vermişti.

Ansızın ortaya çıkan bir çakal, turna kuşlarının kendisini rahatlıkla görebilecekleri bir tepeciğin üzerine çıkıp, deliler gibi zıplamaya başladı.

Sadece zıplasa iyi! Bu çakal aklını oynatmıştı sanki! Hopluyor, zıplıyor, kendisini yere atıyor, bir palyaço gibi olmadık saçma hareketleri üst üste tekrarlıyordu.

Turnalar şaşkınlık içinde çakalın bu saçma sapan gösterisini izlemeye başladılar. Sürü, su içmeyi bırakmış, film seyreder gibi çakalı seyrediyordu.

Tam bu sırada, çılgın çakalın gösterisini hayran hayran seyreden turna sürüsünün arkasında bir başka çakal ortaya çıktı.

Ama bu ikinci çakalın pek öyle gülünecek seyirlik bir hali yoktu.

Usul usul turnalara doğru yaklaşmaktaydı. Turnalar ise önlerindeki çakalın acayipliklerini seyre daldıkları için, arkadan geleni hiç fark etmemişlerdi bile.

Çakal yaklaştı.. yaklaştı.. yaklaştı ve turna kuşlarından bir tanesinin üzerine atladığı gibi kaptı.

Olayın farkına varan turnalar korku içinde uçuşup kaçıştılar.

Turnalar kaçınca, gölcüğün kıyısında kala kala iki çakal ve ölmek üzere olan bir turna kuşu kaldı.

Az önce deliler gibi kendisini yerden yere atan çakal, bu tuhaf gösteriyi ânında kesti ve öteki çakalın ağzında son nefesini vermekte olan nefis turna kuşunu paylaşmak üzere ortağının yanına koştu...