TR EN

Dil Seçin

Ara

“Oruç İnsan Olmanın Şartıdır”

... Bir emanet ki, gelir gelmez, bizi,

bizdeki emanetlerin sahibi yapmaya başlar.

Evimizi ev yapar, yabancılaşan şehrimizi kendi şehrimiz yapar,

uzuvlarımıza göğün mührünü vurur, ruhumuzu kölelikten azad eder.

Gece, sahurda, evlerin ışıkları bir bir yanınca,

şehir, bir şölen hazırlığındaymışçasına uyanır.

Oruçla gelen ruhların uyanışı da tıpkı sahurdaki ışıkların bir bir yanışı gibi,

biri yanınca öbürünü de çağırmış gibi bir şölendir.

Oruç ruhların şölenidir.

— Sezai Karakoç

 

Aldığımız bütün gıdalar, sindirildikten sonra kana karışarak, kan damarları vasıtasıyla vücudumuzun her tarafına dağıtılmaktadır.

Peygamberimiz (sav) ‘Şeytan, insanın içine kan damarları yolu ile girer.” buyurmuştur. Şeytanın, insana şehvet ve maddî arzuları vasıtasıyla saldırdığını İmam Gazalî, İhya-yı Ulumiddin’de aynı hadis-i şerife istinaden söylemektedir. Çünkü, şeytanın bizdeki yardımcı kuvvetleri şehevî arzulardır, şehvet de yemek ve içmek suretiyle kuvvetlenir. Hadis, maddi kuvvetlerin şeytanın işine nasıl yaradığını açıkça ifade ve izah etmektedir.

Yine Peygamberimiz (sav), “Şeytanın yollarını oruç tutarak daraltınız.” demişti. Bununla da hayvanî arzuların azaltılmasını ve zayıflatılmasını istemişti.

Yolunu kapayın ve kesin demeyip de daraltın demesinde de İslam dinindeki orucun gayesini izah bakımından bir incelik vardır. Çünkü İslam dininin istediği şey nefsanî kuvvetleri tamamen ortadan kaldırmak değil, onları terbiye etmektir. Nefsin insanın bineği olduğunu ve nefsin üzerimizde bir takım hakları bulunduğunu yine Peygamberimiz (sav) söylemişti.

Bir at terbiyecisi atını itaat altına alabilmek için nasıl hareket ederse, bir müslüman da kendi nefsine karşı öyle hareket etmek zorundadır. Ne nefsini çok doyurup azdıracak, ne de aç bırakıp bezdirecek ve iş göremez hale getirecektir. Çünkü gaye aç kalmak değil, gaye ıslah ve terbiyedir, oruç ise bunun vasıtasıdır.

İslam dininin istediği oruç, herkesin rahatça yapabileceği bir ibadettir. Herkesin yapabileceği bir şeyi emretmekle müslümanlık, dindar olarak toplum içinde birkaç tane çok iyi insan bulunsun da diğerleri ne olursa olsun demiyor. Toplum fertlerinin bütünü ile aynı terbiyeden geçmesine ve toplum hayatında ahlâk seviyesinin böylece yükselmesine çalışıyor. Bu bakımdan oruç da namaz gibi herkese farz kılınmış bir ibadettir.

Kur’an, ‘Sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, oruç size de farz kılındı.’ (Bakara:183) diyerek, diğer ibadetlerin farz oluşlarını bildirirken kullandığından daha başka ve genel bir ifade kullanır. Bütün ümmetler ve bütün insanlık konu edilir ki; oruç insanlığın davası ve insan olmanın şartı demek olur.