TR EN

Dil Seçin

Ara

Dünyanın İnce Ayarları

Dünyanın İnce Ayarları

Üzerinde yaşadığımız dünyamız çok hassas dengeler üzerine oturtulmuş, üstelik bu dengeler özel olarak insanoğlu için ayarlanmıştır. Eğer mevcut yüzlerce dengeden birkaçını yakından incelersek, yaşadığımız dünyanın bizim için nasıl dizayn edildiğini daha iyi anlarız.

Yerçekimi: Eğer daha güçlü olsaydı; Dünya atmosferi çok fazla amonyak ve metan biriktirir, bu da hayat için çok olumsuz olurdu. Eğer daha zayıf olsaydı; Dünya atmosferi çok fazla su kaybeder, canlılık mümkün olmazdı.

Güneşe uzaklık: Eğer daha fazla olsaydı; gezegen çok soğur, atmosferdeki su döngüsü olumsuz etkilenir, gezegen buzul çağına girerdi. Eğer daha yakın olsaydı; gezegen kavrulur hayat imkânsızlaşırdı.

Yer kabuğunun kalınlığı: Eğer daha kalın olsaydı; atmosferden yer kabuğuna çok fazla miktarda oksijen transfer edilirdi. Eğer daha ince olsaydı; hayatı imkânsız kılacak kadar fazla sayıda volkanik hareket olurdu.

Dünyanın kendi çevresinde dönme hızı: Eğer daha yavaş olsaydı; gece gündüz arası ısı farkları çok yüksek olurdu. Eğer daha hızlı olsaydı; atmosfer rüzgârları çok çok büyük hızlara ulaşır, kasırgalar ve tufanlar hayatı imkânsızlaştırırdı.

Ay ile Dünya arasındaki çekim etkisi: Eğer daha fazla olsaydı; Ay’ın şiddetli çekiminin, atmosfer şartları, dünyanın kendi eksenindeki dönüş hızı ve okyanuslardaki gelgitler üzerinde çok sert etkileri olurdu. Eğer daha az olsaydı; şiddetli iklim değişikliklerine neden olurdu.

Dünyanın manyetik alanı: Eğer daha güçlü olsaydı; çok sert elektromanyetik fırtınalar olurdu. Eğer daha zayıf olsaydı; güneş rüzgârı denilen ve güneşten fırlatılan zararlı partiküllere karşı dünyanın koruması kalkardı. Her iki durumda da hayat imkânsız olurdu.

Albedo etkisi: (Yeryüzünden yansıyan güneş ışığının, yeryüzüne ulaşan güneş ışığına oranı): Eğer daha fazla olsaydı; hızla buzul çağına girilirdi. Eğer daha az olsaydı; sera etkisi aşırı ısınmaya neden olur, dünya önce buzdağlarının erimesiyle sular altında kalır, daha sonra kavrulurdu.

Atmosferdeki oksijen ve azot oranı: Eğer daha fazla olsaydı; hayatî fonksiyonlar olumsuz şekilde hızlanırdı. Eğer daha az olsaydı; hayatî fonksiyonlar olumsuz şekilde yavaşlardı.

Atmosferdeki karbondioksit ve su oranı: Eğer daha fazla olsaydı; atmosfer çok fazla ısınırdı. Eğer daha az olsaydı; atmosfer ısısı düşerdi.

Ozon tabakasının kalınlığı: Eğer daha fazla olsaydı; yeryüzü ısısı çok düşerdi. Eğer daha az olsaydı; yeryüzü aşırı ısınır, güneşten gelen zararlı ultraviole ışınlarına karşı koruma kalmazdı.

Sismik (deprem) hareketleri: Eğer daha fazla olsaydı; canlılar için sürekli bir yıkım olurdu. Eğer daha az olsaydı; okyanus zeminindeki besinler suya karışmaz, okyanus ve deniz hayatı dolayısıyla bütün dünya canlıları olumsuz etkilenirdi.

Atmosferdeki oksijen oranı: Eğer daha fazla olsaydı; bitkiler ve hidrokarbonlar tahrip olurdu. Eğer daha az olsaydı; diğer canlıların solunum yapması zorlaşırdı.

İşte tüm bu dengeleri, “bunlar nasıl kuruldu?” ya da “hangi irade evreni insan hayatına uygun olarak düzenledi?” sorularıyla incelediğimizde, bunların Allah’ın yaratışının çok açık birer delili olduğunu görebiliriz.

Allah, evreni büyük bir hikmet ve güçle yaratmış ve dünyayı da insanın yaşaması için özel olarak hazırlamıştır. Pek çok insan bundan habersiz bir hayat sürer, ama gerçek budur. İşte bu nedenle Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:

“Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Ancak insanların çoğu bilmezler.” (Mü’min Suresi, 57)

Bir başka âyette ise Allah’ın evrendeki gücü şöyle haber verilir: “Allah geceyi gündüze bağlayıp katar, gündüzü de geceye bağlayıp katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır. Her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir.” “İşte bunları yaratıp düzene koyan Allah sizin Rabbinizdir; mülk O’nundur. O’ndan başka taptıklarınız ise, bir çekirdeğin incecik zarına bile malik olamazlar.” (Fatir Suresi, 13)