TR EN

Dil Seçin

Ara

Müslümanlar Bir Ve Beraber Olmalı

Müslümanlar hep birlikte İslâm’a, Kur’an’a sımsıkı yapışmalı; dinin emirlerinden dışarı çıkmamalı; ve birbirlerinden asla kopmamalıdır. Bu, Allah’ın emridir.

Peygamberimizin bildirdiğine göre, Müslümanların İslâmiyet etrafında toplanması Allah Teâlâ’yı son derece memnun eder.

Müslümanlar birbirinin dostudur.

Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.

Kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler.

Onların kalplerini kaynaştıran, onları birbirine ısındıran Allah’tır. Eğer Allah onların kalplerini kaynaştırmasaydı, dünyadaki her şey verilse böyle bir muhabbeti sağlamak mümkün olmazdı.

Peygamber Efendimiz de, Müslümanları, birbirine sımsıkı kenetlenen binalara benzetti.

“Size bir ve beraber olmayı, ayrılıktan sakınmayı öğütlüyorum. Çünkü şeytan yalnız olanla beraber, iki kişiden daha uzaktır. Cennetin ta orta yerinde olmak isteyen kimse İslâm toplumundan ayrılmasın.” buyurdu.

 

En hayırlı üç nesil

Dine sıkı sıkı sarılmanın, bir ve beraber olmanın en güzel örneğini ilk üç nesil verdi.

Bu üç nesil; Peygamber Efendimizin öğrencileri olan Sahabeler, onların öğrencileri Tâbiîler ve Tâbiîlerin öğrencileri Etbâü’t-tâbiîlerdir.

Peygamber Efendimiz bu üç nesli “en hayırlı nesiller” diye övdü; onların yolundan gitmeyi tavsiye etti ve İslâm cemaatinden bir karış bile ayrılmayı İslâmiyet’ten kopmak diye gösterdi.

“Cemaat rahmet, ayrılık azaptır.” buyurdu.

İşte bu sebeple Müslümanlar toplumda derin yaralar açacak olan tefrikadan kaçınmalı, birlik ve beraberliğin getireceği huzur ve sükûnu arzu etmelidir.

İslâm cemaatinden kopmak, toplumdan ayrı bir hayat sürüp tek başına ölmek, Resul-i Ekrem’in benzetmesiyle, “Müslümanca bir hayat süremeden başıboş yaşayıp ölen Câhiliye devri halkı”nın durumuna düşmektir.

 

Birliği bozan olursa

Peygamber Efendimize göre, insanın Müslüman cemaatine bağlı kalması, tertemiz bir kalp taşıdığını gösterir.

İslâm toplumunun birliği ve beraberliği her şeyden önemlidir.

Toplumu koruyan Allah, toplumun huzurunu bozmaya çalışan ise şeytandır.

Bu sebeple herkes içinde yaşadığı toplumun huzurunu korumaya çalışmalıdır.

Bir de Müslümanlar Allah’a ve Resulüne itaat etmeli ve birbiriyle çekişmemelidir; yoksa korkuya kapılır, güçlerini kaybederler.

Bir konuda anlaşmazlığa düşen Müslümanların, çözümü Allah’a ve Peygamber’e, yani Kur’an’a ve Sünnet’e bırakmaları gerekir.