TR EN

Dil Seçin

Ara

Çocuğun Hayal Dünyası Nasıl Beslenir?

Giderek karmaşıklaşan dünyamızda esnek ve çabuk düşünme çok önemli bir yetenek haline geldi. Okulda, işte ve genel olarak hayatta başarılı olmak için esnek ve çabuk düşünmek zorundayız. Ne var ki, bu yetenek otuz yaşından sonra geliştirilebilecek bir şey değil. Eğer çocuğunuzun bu yeteneğe sahip olmasını istiyorsanız, siz de çabuk düşünüp onun erken yaşlarını boşa geçirmemeniz gerekiyor. İki yaşıyla beraber yürümeye başlayan çocuklar, bu yeteneğin gelişiminde kritik yaşlardadır. Hayal gücü bu yaşlarda o kadar faaldir ki, çocuklar gerçek ile gerçek olmayanı bile doğru dürüst ayırt edemezler. Bu konuda zihinlerinde sadece “hayali” bir ayrım söz konusudur.

Hiçbir şey bu yaştaki çocuklara imkansız görünmez. Bir yetişkini allak bullak edecek bir görüntü, onlara gayet olağan bir şeymiş gibi gözükebilir. Gelgelelim iki yaş aynı zamanda çocuğun hareketlerini sınırlamayı ve kendini kontrol etmeyi öğrenmeye başladığı yaştır. Terazinin bu tarafına aşırı vurgu yapılırsa, çocuğu üretken kılan yetenekleri körelir. Ebeveynin hedefi, bu nazik şartlar altında, çocuğun uyması gereken sosyal yetenekleri ile hayal gücü gibi üretken melekeleri arasında sağlıklı bir denge kurmak olmalı. İşte, ebeveynlere çocuklarının hayal dünyalarını beslemeleri adına önerilerimizden bazıları:

 

  • Aktif uğraşları teşvik edin.

Hayal gücünü bir kas olarak kabul edin. Eğer siz bu kası egzersizle geliştirmezseniz, körelir. Televizyon seyretmek gibi pasif uğraşlarla vakit geçiren çocuklar, kendi hayal güçlerinin üreteceği “suret” ve fikirlerinden mahrum oluyorlar. Televizyon, onlara başkalarının ürettiği suret ve fikirleri hazır olarak veriyor. İşte bu nedenle, sesli kitap okuma ve dışarıda kısa bir yürüyüş gibi sıradan işler bile çocuğun üretken yeteneklerinin gelişiminde televizyondan çok daha etkilidir. Çocuğunuzla özellikle iki yaşından sonra konuşmalar yapmaya özen gösterin. Ona sorular sorun. Böylece aklından geçen düşünceleri toparlayıp size cevap vermeye çalışsın. Ona bol bol öyküler anlatın. Hayal gücü motoruna bu sayede ihtiyacı olan yakıtı koymuş olursunuz.

 

  • Elinin altında esnek ve güvenle kullanabileceği malzemeler olsun.

Yürümeye başlamış çocuklar pek çok şeyi alışılmışın dışında kullanmaktan ya da alışılmışın dışında kullanabilecekleri şeylerden hoşlanırlar. Onlara zehirli olmayan parmak boyaları, şekil verilen hamur ya da çamur, değişik şekillerde birleştirilebilecek tahta parçaları verin. Çocuklar anne babalarının giysilerini, ayakkabılarını da giyip çıkarmaktan çok zevk alırlar. Eski giysilerinizden bazısını bu iş için ayırabilirsiniz. Sivri köşeleri olmayan, sökülüp takılabilen parçalarıyla müzik enstrümanları da (özellikle vurmalı çalgılar) çocuğunuzun hayal gücü gelişiminde inanılmaz faydaları olan araçlardır.

 

  • Çocuğunuzun tercih yapmasına izin verin.

Uygun ve güvenli olduğu her zaman, çocuğunuzun kendi hayatıyla ilgili karar almasına izin verin. Mesela ona yeşil renkli bardaktan mı yoksa mavi renkli bardaktan mı su içmek istediğini sorun. Ceket mi, yoksa spor bir kıyafet mi giymek istediğini de sorabilirsiniz. Bu tercihler büyüklere önemsiz gibi görünebilir, ama çocuklar böylesi tercihler sayesinde hayatları üzerinde kontrol duygusu kazanarak, çok daha coşkulu bir yaşama kavuşacaklardır.

Kendi hayatına katılamayan çocuğun hayal gücünün, gerçek hayatla teması olmayan bir kaçış aracına dönüşmesi kaçınılmazdır. Hayal gücünün bu türü, sağlıklı olmaktan çok, marazidir.

 

  • Karışıklıkları hoş görün.

Çocuğunuz biraz ortalığı karıştıracak ölçüde ama onun kabiliyetlerini geliştirecek türden bir oyun oynadığında, aklınıza hücum eden “Ortalık çok karıştı!”, “Onun yeri orası değil!” gibi düşünceleri bir kenara bırakın. Çocuğunuzun gelişimi ortalığın biraz karışmasından çok daha önemli. Küçüklüğünde ortalığı karıştırmasına izin verilmeyen çocuklara, yaşları biraz büyüdüğünde rahat hareket edebilecekleri söylendiğinde, tereddüt duygusunu aşamadan öylece kalakalıyorlar. Hayal gücü, bir şeylerin yerini değiştirip sonra yeni bir biçime kavuşturmaktır biraz da. Tabi bu yer değişiklikleri sırasında ortalık biraz dağılacaktır ki bu da son derece normaldir.

 

  • Geliştirici uğraşlara siz de katılın.

Çocuğunuzun bu tür uğraşlarına siz de katılırsanız, onun kelime dağarcığı ve esnek düşünme yetenekleri kazanmasına yardım etmiş olursunuz. O parmağını boyadığında, oturun siz de parmağınızı boyayın. Eğer siz onun çalışmalarına ilgi ve saygı gösterirseniz, bu ona ekstra bir itici güç olur. Kendisinin onaylandığı duygusuyla ruhi gelişim kapıları ardına kadar açılır.

 

  • Beklentileriniz onun yeteneklerine uygun olsun.

Yeni yürümeye başlayan bir çocuğun anlaşılabilir bir ev resmi çizemeyeceğini ya da bir öyküyü başından sonuna mantık ölçüleriyle anlatamayacağını baştan bilmek lazım. Bu yaşta çocuktan bekleyebileceğiniz tek şey, hayal gücünün serbest uçuşlarıdır, sona ulaşmayan sıradışı öykülerdir, kağıt üstüne cesurca çizilmiş koyu renklerdir, melodiden çok duygu esiniyle söylenen şarkılardır ve çocuğun kendisi olarak yaptığı daha pek çok şeydir. Tüm bunlar çocuğunuzun fıtri halde yapabildikleridir. O nedenle, çocuğunuzu karşınızda size akran biri varmış gibi hareket etmeye, o derecede işler yapmaya zorlamayın. Elinden ne tür iş çıkarsa çıksın, onu övün, ödüllendirin, masanıza kargacık burgacık yazılarla dolu bir kağıt koymuş olsa bile. Hatta yaptıklarını buzdolabının üzerine asıp sergileyin.

 

  • Onu istemediği bir şeye zorlamayın.

Çocuğunuzun ilgi duymadığı faaliyetlere katılması için asla ısrar etmeyin. Kaldı ki sizin ısrarınız neticesinde böyle bir faaliyete katılsa bile dikkati çok kısa süreli olur. Şunu asla unutmayın ki, çocuğunuzun can sıkıntısıyla dişini sıkarak katıldığı faaliyetler hiçbir zaman onun üretken yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olmaz. Üretkenlik, merak ve zevk duygularıyla arkadaştır. Sıkıcı ortamlardan değişik, çarpıcı bir ürün ortaya çıktığı görülmemiştir.