TR EN

Dil Seçin

Ara

Allah Resulü İnsanların Hatalarını Nasıl Düzeltirdi? II

Allah Resulü İnsanların Hatalarını Nasıl Düzeltirdi? II

Ebu Said el-Hudri (ra) şöyle anlatıyor: Peygamberimiz (asm) mescide girdi, mescidin ortasında bir adam oturmuş, parmaklarını birbirine kenetlemiş kendi kendine konuşuyordu. Efendimiz ona imada bulundu, adam anlamadı. Peygamberimiz (asm) bana döndü ve:

“Birisi namaz kılarken parmaklarını birbirine kenetlemesin. Çünkü parmakları kenetlemek şeytandandır. Zira biriniz mescidde bulunduğu sürece oradan çıkıncaya kadar namazdaymış gibidir.” buyurdu. (Ahmed, III, 54)

Ebû Hüreyre (ra) şöyle anlatır:

Peygamber aleyhissalatü vesselamın yanında otururken bir kişi gelip:

“Yâ Rasûlallah helak oldum” dedi. Allah Resûlü (asm): “Ne oldu?” buyurdular.

“Oruçlu olduğum halde eşimle ilişkide bulundum.”

“Âzâd edecek bir köle bulabilir misin?”

“Hayır.”

“İki ay peş peşe oruç tutabilir misin?”

“Hayır.”

“Altmış fakire yemek yedirebilir misin?”

“Hayır, yâ Rasûlallah!”

Adam, Allah Resûlü’nün yanında bir süre bekledi. Derken Efendimiz’e bir sepet hurma getirildi. Fahr-i Kâinât Efendimiz:

“Soru soran nerede?” buyurdular. O kişi:

“Benim yâ Rasûlallah!” dedi. Allah Resûlü (asm):

“Bunu al ve tasadduk et!” buyurdu.

“Benden daha fakir birine mi tasadduk edeceğim yâ Rasûlallah? Vallâhi (Medine’nin) şu iki kara taşlığı arasında benim ailemden daha fakiri yok!” dedi.

Resulullah (asm) mübârek dişleri görününceye kadar tebessüm ettiler, sonra da:

“Al götür, onu ailene yedir” buyurdular. (Buhârî, Savm, 30)

Üsâme bin Zeyd (ra) şöyle demiştir:

Resûlullah (asm), bizi Cüheyne kabilesinin Huraka kolu üzerine göndermişti. Sabahleyin onlar sularının başında iken üzerlerine hücum ettik. Ben ve Ensar’dan bir kişi onlardan bir adama ulaştık. Biz onun üzerine yürüyünce, adam: “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilâh yoktur)” dedi. Bunun üzerine Ensar’dan olan arkadaşım ona hücumdan vazgeçti; ben ise mızrağımı ona sapladım ve adamı öldürdüm. Biz Medine’ye gelince bu hâdise Peygamber Efendimiz’in kulağına gitti ve bana:
“Ey Üsâme! Lâ ilâhe illallah dedikten sonra adamı öldürdün mü?” buyurdu. Ben:
“Yâ Rasulallah! O, bu sözü sadece canını kurtarmak için söyledi” dedim. Peygamber Efendimiz tekrar:
“Lâ ilâhe illallah dedikten sonra adamı öldürdün mü?” diye yine sordu ve bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, ben, daha önce Müslüman olmamış olmayı bile temenni ettim. (Buhârî, Diyât 2, Meğâzî 45; Müslim, Îmân l58-159)

Müslim’in bir rivâyeti şöyledir:

Resûlullah aleyhissalatü vesselam şöyle buyurdu:
“Adam lâ ilâhe illallah dedi ve sen de onu öldürdün, öyle mi?” Ben: “Yâ Rasûlallah! O, bu sözü sadece silahtan korktuğu için söyledi” dedim. Peygamber Efendimiz:
“Kalbini mi yardın ki, bu sebeple söyleyip söylemediğini bilesin?” buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, ilk defa o gün Müslüman olmuş olmayı temenni ettim. (Müslim, İman, 158)