TR EN

Dil Seçin

Ara

Ramazan Bayramdır

Hoş geldin ey mübarek Ramazan. Hoş geldin ey ayların sultanı, gönlümüzün sultanı hoş geldin. Daha hoş geldin bile demeden, bir de baktık ki geçip gitmektesin. Tut elimizden, kaldır düştüğümüz yerden. Sarıp, sardır yaralarımızı. Ümitler sendedir... Dilerim, bizlerden hoşnut ve memnun gidiyorsundur. Rabbimin yüce katına dua ve dileklerimizi de götürmeyi unutma. Her halimiz O’nun malûmu ama senden de lehimizde bir şahitlik bekliyoruz.

“Kulların Seni seviyor Allah’ım. Emirlerini dinliyorlar, bana da saygı gösteriyorlar.” demeni istiyoruz. Üzerimizde zerrece bir hakkın kalmasın, ne olur helâl et.

Hoş geldin, bir yıldır beklediğimiz, aylardır gün gün yolunu gözlediğimiz... Merhaba, ey bin yıldır gözlediğimiz, bin aydan hayırlı olan ay. Merhaba, gecelerin nuruna ve incisine. İçinde gizli Kadir gecesine, merhaba... Orucuna, ezanına, bu ayda inen Kur’an’ına, iftarına, sahuruna, hepsine merhaba... İnsanı yoğurup, yeniden insan eden o gizemli haline de merhaba. Seninle tekrar doğuşumuza merhaba... Merhaba derken, şimdi elvedalara döndü dilimiz. Merhabayla elveda bir arada. Ey şehri rahmet, ey şehri gufran elveda. Sayılı günler çabuk geçermiş meğer. Göz açıp kapayıncaya kadar, geçip gittin bile. Bari son günlerini doya doya yaşayalım. Hiç olmazsa bu demlerin, kadrini kıymetini bilenlerden olalım. Şimdi sırası gelmişken, şunu da hatırlayalım.

Hani bir vakit ki, sevgili Peygamberimize ümmetinin ömrü gösterilmişti, bunu kısa bulup üzülmüştü. Ümmetinin sevap kazanmakta diğer ümmetlere yetişemeyeceğinden endişe etmişti. Bunun üzerine de Rabbimiz O’na, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini vermişti. İşte o günlerin eşiğindeyiz. Yüce kitabımızın, Kur’an’ımızın indirildiği, şerefli bir gecenin içindeyiz. Tan yeri ağarıncaya dek bağışlanma ve affın devam ettiği sonsuz ve sayısız rahmetin bolca yağdığı kudsi bir gecedeyiz. Rabbim, güzel Allah’ım. Ömrümde bir defa olsun, Kadir gecesinin sırrına ermişlerden ve bu gecede tüm günahları affedilmişlerden eyle bizi...

Hep böyle oluyor, güzel günler çabuk geçiyor. Olsun, biz seni hiç unutmayacağız. Dünyamıza binbir güzellikler kattın, birbirinden değerli alışkanlıklar kazandırdın. İçimizde gizli, soylu davranışları keşfedip, çıkardın. Bunları yaşamamızı istedin bizden, hayatımıza uygulamamızı bekledin. Biz de öyle elimizden geldiğince çalıştık, çabaladık. Senin gibi bir yol göstericiye sahip olduğumuz için, ne mutlu bize. Hastalar, ihtiyarlar, gençler, çocuklar, nice farklı yaşlar ve gruplar üzerinde, kendine özgü bir cazibeye sahipsin. Gelişinle sevindiriyorsun, hak ettiğin saygıyı da görüyorsun. Ne muhteşem bir aysın. İçimizde hayranlık uyandırıyorsun. Neden mi? Hayatıyla ilgili sayısız dertleri, problemleri olanları, her türlü hayali yıkılmış hatta onları çoktan ruhunun derinliklerine gömmüş insanları bile ne yapıp ediyor, bir yerinden tutup kaldırıyorsun. Kendine dost ve yakın ediyorsun. Rahmetinle kuşattın, kendine has bir yücelik ve güzellik anlayışını kısa bir zamanda kalplerimizde hâkim kıldın. Bu inanılmaz ve olağanüstü bir şeydi. Bunun için seni hep sevgiyle hatırlayacağız, unutmayacağız. Güle güle git. Güle güle... Varsın ağlasın midemiz, sen ruhlarımızı güldürdün ya o yeter. Şeytana ve nefsimize oyuncak olmaktan kurtardın hepimizi.

Allah’a inanıp emirlerine uymanın güzelliğini, kul olmanın o erişilmez enginliğini, sevincini seninle tattık. Gelmeseydin, olmasaydın dünyamız neler kaybederdi kim bilir. Kaç hayat sönüp gizlenirdi, kaç hayat kim bilir. Bırakın düşünmeyi bunun hayali bile ürkütüyor. Geçip giden her saatinde yeni bir ömür, yeni bir hayat gizli. Saniyelerin bile elmastan, altından daha kıymetli. Her biri hazineler değerinde sayısız hediyelerle geldin bize. Sonsuz imkânlar sundun bakıp da perişan halimize.

Allah’ım, kadir kıymet bilen kullarından eyle bizi. Eksiğimizle, kusurumuzla, hatamızla, sevabımızla, kulluğumuzdan razı ol. Sana yönelişimizden, Sana yaptığımız ibadetlerden, Seni isteyişimizden razı ol. Başkasından değil Senden isteyişimizden razı ol. Orucumuzdan, namazımızdan, zekâtımızdan fitremizden, sadakamızdan, haccımızdan, umremizden, ömrümüzden, hayatımızdan razı ol. Bizi, bayrama da ulaştır. Bizi ahirete, cennete de ulaştır. Cemalini görmeye, rızana da ulaştır. Cehennem ateşinden de koru. Bize mağfiret et, bize merhamet et, bizi affet. Amin...

Gelişinde bir değil, binler rahmet vardı. Zaman içinde özel bir zamanın, mekân içinde özel bir mekânın vardı senin. Yerin bir başkaydı gözümüzde, gönlümüzde. Seninle coştu yüreklerimiz. Sebepsiz yere ağlamalarımız çoğaldı. Rabbimizin affına sığındık bu gözyaşlarımızla. Çocuklaştık âdeta. Şimdi kaybettiği anneciğine tekrar kavuşan bir yavrunun huzuru ve sıcaklığı var içimizde.

Allah’ım ne güzel bir aydır ramazanın. Ve bu ayın sonunda sunduğun armağanın, bayramın ne güzel. Zaten ramazan da bir bayram değil mi? Tam da bittik, tükendik dediğimiz bir anda yetişiyorsun hep. Tekrar kurup, tekrar ayarlıyorsun ruhumuzun zembereklerini iyilere, güzelliklere doğru. Rabbimizin rahmetine yaklaştırıyorsun adım adım bizi. Ne kadar da muhtaçtık, ne kadar da acıkmıştık sana ey Ramazan, ey mübarek ay. Hiç doyamadık sana, hiç kanamadık. Yemeklere doyduk, sulara kandık, ama sana bir türlü doyamadık, sana hiç kanamadık.

Allah’ım, bir mübarek ay ile, rahmetinle kuşattın, nurunla aydınlattın her yanımızı. Günler, geceler bir başka güzeldi. Geceler, iftarlar ve sahurlar ile renklendi, ahenklendi. Verdiğin nimetleri özlemeye, açlığa niyet etmeye, acıkıp, el süremeyip emir dinlemeye hasrettik. Şükür ki hasretimiz bitti, dindirdin. Emir dinlemeyi öğrettin bir ay boyunca. Her nimetin kadar açlık da güzel bir nimetmiş. Sen istediğin, sen emrettiğin için aç kalmak da yemek kadar güzelmiş. Vücudumuzdaki her bir organın emanet olduğunu, seninle daha iyi anladık. Göz, harama bakmaktan, dil, yalan yanlış konuşmaktan, kulak, çirkin sözleri işitmekten uzak kaldı, Sen emrettiğin, sen istediğin için. Ya Rab! Kusurumuzu affet, bizi kendine kul kabul et. Emanetini almak zamanına kadar bizi emanetinde emin kıl. Amin.

Sabrı, tevekkülü, iktisadı, kanaati ve daha nice unuttuğumuz pırlanta misal sayısız nimetleri hatırlamamıza vesile oldun. Hiçbir topluluğun yaşadığı güne, aya, benzemiyorsun sen. Zaman üstü bir zaman, mekân üstü bir mekânsın şu garip dünyada. Kökü, ta cennete kadar uzanmış kokular var sende. Dal budak salmış, sayısız uhrevi meyveler var orucunda, ibadetlerinde. Her saniyende sayısız hediyelerinin var olduğunu ruhum hissediyor. Işık ışık rahmetin nur olup yağıyor üstümüze.

Allah’ım, ruhlarımız Seni Rab bilmişti. ‘Kalu bela’ deyip tanımıştı ta ötelerde. Ama dünya gurbetine düştü düşeli verdiği bu sözü unuttu. O âlemden, ötelerden bir iz, bir işaret bekleyip durdu. Belli, o günleri özlüyordu. Ruhlarımız, o anların hasretiyle yanıyordu. Ey Ramazan, Rahman’ın bir bayramısın sen ruhlarımıza. Şükür ki; geldin, yetiştin imdadımıza. Dillerimiz sevgili Peygamberimizin adıyla dolu. Ona rahmet ve salâvatlar ile dopdolu. Şimdi bu demde kalbim; Sana doğru ey Rabbim, tam bir yöneliş halinde.

Geldiğin zaman işte böyle sevindirdin, bayram neşesi yaşattın hepimize. Allah’ım, elimizden tuttuğun ve rahmetinle yar olduğun hangi an yok ki? Biz aciz ve biçare kullarını sevmediğin hangi zaman yok ki. Senden başka, bize kim daha şefkatli, Senden gayrı bizi Senin gibi seven kim var ki? Kim olabilir ki? Şükür ki varsın. Ancak Senin dilemenle, yaratmanla varım. Bu dünyada Sensin benim biricik yârim. Halimi, duamı, dileğimi arzedecek Senden başka kimseciğim de yok. Bir Sen biliyorsun beni ve ben gibi biçareleri.

Sonsuz rahmetin ve şefkatin hep ümidimiz oldu. İçimiz hep sevginle doluydu. Bitmeyecek sandığımız karanlık geceler, nice sıkıntılı anlar derdimize deva olan şifalarınla, ruhumuza rahmet sunan şefkatinle sona erdi. Sonsuza dek devam edecek bu rahmetin, hiç bitmeyecek bu nimetlerin. Bunun işaretini de veriyorsun Allah’ım, müjdelerini de gönderiyorsun. Kalbim bu mesajı alıyor. Bazen bir gülle ya da bir günle. Bazen ayla ya da yıldızla, bazen mübarek ayın Ramazanla, oruçla... Bazen de bir sesle, bir nefesle, sevgili Peygamberinle, doyumsuz müjdeyi veriyorsun: “Bu dünyada misafirimsiniz.” diyorsun, “Gözlerinizin görmediği, hayal bile edemeyeceğiniz daha nice nimetleri cennetimde size ebediyen sunacağım. Ne istediyseniz her şeyi size eksiksiz vereceğim.” müjdesini duyuyorum, alıyorum. Bu yıl bir bayram gibi geldi ramazan. Zaten ramazan da bir bayram değil mi? Bu mübarek ayda, günahları boyunu aşmış ve taşmış nice kullarını rahmet ve gufranına boğuyorsun, affediyorsun. Rahmet kapıların ardına kadar açık. Sen rahmeti gadabını geçmiş bir Rahmansın. Sen Haksın, Sen Sübhansın...

Sen Bizi affettiğin gibi, bize de affetmeyi sevdir. Kendini beğenmişlikten kurtar. Şeytanın her türlü hile ve aldatmasından, günahlara ve isyana sürükleyen zararlarından Sana sığınıyoruz. Bizi ahir zamanın fitnelerinden koru Allah’ım. Kabrin ve ahiretin şerrinden koru, cehennem azabından koru Allah’ım.

Ey mübarek ay! Ruhlarımızın tam ihtiyaç duyduğu bir anda geldin, bir bayram coşkusu yaşattın bize. Kalkın dedin, kalkmaya çalıştık sahurlarında elhamdülillah. Tutun dedin, orucuna tutunduk, tutmaya çalıştık çok şükür. Dualarımız daha içten, nimetlerine özlem daha da anlamlı şimdi. Şeytan derdine yansın. Senin emrinle, tutsak, bir köşede bağlı bekliyor. Rahmetinden uzak mı uzak. Kıvranıyor kıskançlık ateşiyle, neler kaybettiğini her yıl görüyor, kahroluyor. Hasedinden çatlayacak neredeyse. O eriyip bittikçe nefsimiz de onun pençesinden kendini kurtarıyor, temizleniyor.

Ramazanla imanımızın kıymetini anladık. Ne şerefli bir yücelikmiş bu, kulluğumuzun saltanatını sürdük. Emrine boyun eğmekle ve Sana doğru yönelmekle alçalıyor nefsimiz, gururumuz kırılıyor. Her insana, her nefse zor gelen bir ibadettir oruç. Ama ey Ramazan, sen geldin mi en azgın nefisleri bile dizginleyip, hayatımızı Rabbimin rahmetiyle süslüyorsun. Ramazan bayramdır, şimdi bu bayramı yaşıyoruz. 

Kalbimdeki imanın verdiği güç ve duyarlılık, nefsimi de razı etmiş, onun da boynunu bükmüş durumda. Bir güzellik daha var bu ayın sonunda, o da bekliyor bizleri. En az bu ay kadar güzel bir sonu, bir finali var, bir bayramı var bu ayın. Son bir defa daha sonsuz nimetlerini lütfettiğin bir bayram var, bir şölen daha var. Gerçi Ramazanın her günü, her anı ayrı bir bayram. Ama bu bir başka. Bayram içre bir bayram var asıl bayramdan önce. O da, bin aydan daha hayırlı diye buyurduğun Kadir gecesidir. Kıymetini bilelim diye, kadrini bilelim diye mi Kadir gecesi koydun adını? 83 yıla denk bir ömrün bütün güzelliğini bu bir gecede toplamışsın. Zor değil şüphesiz Senin için koskoca çınar ağacını bir tohumda toplamak, hiç de zor değil. Dilersen bir ömrü bir geceye sığdırabilirsin. Bu eşsiz geceye yetişmek nimetlerin en büyüğü. Böyle bir geceye yetişmek bayram öncesi bayram olmaz da ne olur. Bu gecenin hürmetine, tövbe edip af dileyenlerin, hatalarından dönenlerin, pişmanlık duyanların günahlarını affediyorsun.

Allah’ım bizim de günahlarımızı bağışla. Namazlarımızı, dualarımızı, ibadetlerimizi kabul buyur. Kur’an’ı bizden, bizi Kur’an’dan uzaklaştırma. Yolumuzu Kur’an ile aç. Aç olan ruhumuzu Kuran ile doyur. Bahtımızı Kur’an ile aç. Dünyamızı Kur’an ile aydınlat. Ahiretimizi Kur’an ile kurtar. Bize katında makbul saydığın duaların yollarını ve hallerini göster. Dualarımızı kabul buyur. Çocukluğumdaki o saf ve temiz duygular içinde bu geceye çıkmayı nasip et. Dualarımızın katında kabul edilip, ellerimiz boş dönmemeyi diliyoruz Senden. Affına, rahmetine mazhar olmayı nasip et...

Eli gözü bağlı bir zindana atsalar, sonra da bana orada günleri unuttursalar, bayramın geldiği gün inanın yanılmam. Ruhum onu bilir, kokusundan tanır. Tereddüt bile etmez. Buna adım gibi inanmışım, iman etmişimdir. Dünya günlerinden bir gün değildir Ramazan günleri. Cennetten indirdiğin, yüce katından gönderdiğin özel günler, özel anlardır onlar Allah’ım, tüm kalbimle biliyorum bunu. Şimdi tekbirleriyle yeri göğü inleten bu bayram sabahında ve bayram gününde yaşadığım tüm güzel duygular için sana hamdediyorum. Kabirdeki ruhlara ve göklerdeki meleklere de bu bayramı seyrettirdiğine inanırım.

Bu uhrevi bayramdan her kulun, hatta kurdun kuşun bile hissesi var. Bir ben miyim bu bayram gününde hissesiz kalan kulun ey Rabbim? Ne olur günahlarımı affet. Hayatıma yepyeni ve bembeyaz bir sayfa aç. Kulun olmak şerefiyle bir ömre yeniden, yeni baştan başlamayı nasip et. Bayram sabahına bu duygularla çıkmayı hepimize, bütün insanlara nasip et. Senden sonsuz rahmet ve affına sığınarak bunu en içten duygularla ve dualarımla diliyorum, ne olur mahrum bırakma. Kulum de, kabul et ben fakiri de. Safında el tutup Sana Rabbim diyerek affına uğramışların zümresine dahil eyle. Amin diyenlerle beraber..

Evet, ramazan bir bayramdır. Kokusu cennetten, ta ötelerden gelir. Her varlık eşlik eder katılır bu bayrama, bu neşeye. Göklerde ayrı bir neşe, yerde de ayrı bir sevinç vardır, bu hissedilir. Hele ikindi sonraları her yerde o top sesleri arefeden bayramın girdiğinin müjdesidir. Akşam namazıyla beraber Ramazan biter, bayram girer. Her şey bir akış halinde. Dilekler tutulur, dualar edilir. Sevinçle girer tüm inananlar bayrama. Rabbim, bayram sabahlarının neşesini ve sevincini ömrümüzün her bir gününde duymayı Senden ümit ediyoruz, diliyoruz.