TR EN

Dil Seçin

Ara

Mevla Görelim Ne’yler, Ne’ylerse Güzel Eyler...

Mevla Görelim Ne’yler, Ne’ylerse Güzel Eyler...

Unutur insan… 

Böyledir, bir hesap soracak olanın olduğunu unutunca, haddini aşar kendine olmadık roller biçer. “Malik-i Hakiki’den gaflet, nefsin firavunluğuna sebep olur.” 

Firavun da Âlemlerin Rabbinden gafil olunca, kendini ilah zannetmişti. O zamanda yaşasaydık belki de onun baskısının hiç bitmeyeceğini, saltanatının hiç yıkılmayacağını düşünecek ve karamsarlığa düşecektik... Ama “Tuzak Kuranların En Hayırlısı” onu kendi tuzağında boğdu.

Kendi tuzağında boğmak derken; şöyle bir kıssa işitmiştim: Musa Peygamber beraberindekilerle Kızıldenizde Allah’ın açtığı geçitten çıkınca, Firavun ve askerleri peşlerinden gelemesin diye dönüp geçidin kapanmasını ister. Fakat “Henüz değil” cevabını alır. O sırada Firavun ve askerleri de Kızıldenizde açılan geçide girmiş ve ilerlemektedirler. Musa Peygamber yakalanma endişesiyle onları takip ederken Firavun ve ordusunun tamamı geçide girmiş olur… İşte “beklenen an” gelir ve Kızıldeniz üzerlerine kapanır. Musa Peygamber ve beraberindekiler kurtulurlar.

Evet şahit olduğumuz zulümler gerçekten de dayanılır gibi değil. Ama planların üstünde planı olan var. Kaderin üstünde de bir kader var. Oyunları bozan “Hayru’l-Mâkirîn” var. Onları kendi zulümlerinde boğacak olan Kahhar-ı Zülcelal var.

Şimdi de firavunluk taslayan İsrail, ordusu ve yandaşlarının zulümleri akla geliyor. Bunlar da en kısa sürede helak olup gidecekler.

Aslında bu yaptıklarıyla helak oldular ama farkında değiller daha… 

İnsana ceza ve mükafat yaptığı iştir aslında. Kötü bir iş yapana, o işi yapması peşin cezadır. İyi bir iş yapana da o işi yapması muaccel ödüldür…

Olayların içindeyken insanın endişeler, korkular yaşaması, sorular sorması elbette normal. Ama kaderden “Henüz değil.” cevabını aldığımızda arif olup beklemeyi bilmeliyiz ki, Mevlamızın ne eylerse güzel eyleyeceğini görelim.

Her şey gibi dünyanın da, yaşanan hadiselerin de dizgini Allah’ın elinde. İnsanlar tercihlerine göre yürüyorlar, ama dünya bir açıdan sınanma yeri ve insanlar böyle böyle imtihan oluyorlar. Herkesin planları olduğu gibi Âlemlerin Sahibi olan Allah’ın da planı var. Güzel işler yapanlara güzel mükâfatlar hazırlayan, sabredenlere bunun karşılığını müjdeleyen Allah var. Bazılarının tuzakları olduğu gibi Muntakim olan Allah’ın da tuzakları var. Hiçbir şey başıboş değil…

Bir de işin olumlu yönü… Her yaratılan şeyde bir hayır tarafı var. Gazze saldırıları başladıktan sonra insanlar, hem İslam’ın hem de Müslümanların hiç şahit olmadıkları yönlerini gördüler. Bu Müslümanları bu kadar sabırlı, bu kadar metanetli yapan ve bunca katliama rağmen ayakta tutan dini merak ettiler. Ve sonuçta Kur’an okudular, İslamiyeti öğrendiler. Vicdanlarında aradıkları gerçeği buldular. Bu saldırılardan sonra bir ay içinde sadece Fransa’da 20 binden fazla insan Müslüman olmuş, bunların çoğu da gençlerden oluşuyormuş. Tüm engellemelere ve çarpıtmalara rağmen dünyanın her yerinden böyle güzel haberler de alıyoruz. Binlerce, belki onbinlerce kardeşleri kazandık.

Ölen kardeşlerimiz de şehit oldular ve kazandılar. Malları, mülkleri sadaka olarak yazıldı, onları da kazandılar. 

Kaybedenler her zamanki gibi zalimler, Allah’a ve Müslümanlara düşmanlık edenler oldu.

Tarihte nice zalimler, nice mazlumlar yaşayıp geçmiş dünya sahnesinden. Zalim zulmünü, mazlum hakkını yazdırıp gitmiş buradan… O zalimlerin onca zulümleriyle ellerine ne geçti? Hiç!.. Evet bütün kazandıkları sonunda bir hiç oldu, zulümlerinin hesabını vermeye gittiler.

Bediüzzaman Hazretleri ahiretin varlığının bir delili olarak, zalimin hak ettiği cezasını görmeden, mazlumun da hakkını almadan buradan gitmesini gösterir ve “Demek ki bir mahkeme-i Kübra var.” der.

Kâinata ve dünyaya baktığımızda bir atomun en küçük parçası belli kanunlara göre hareket ediyor. Öte yandan en büyük galaksiler de belli kanunların mahkumu olarak akıp gidiyorlar. Kanunsuz, kuralsız hiçbir şey yok… Arada kalan insanların ufak tefek işleri mi başıboş bırakılacak. Kim sahibi olduğu malını mülkünü kendi haline bırakıyor? Mülkün sahibi olan Allah (cc), her an başka başka yaratmalarıyla mülkünü tesadüflere bırakmadığını gösteriyor… 

Evet, “Mevla görelim ne’yler, ne’ylerse güzel eyler…”