RAZI OLMAK
Bizi en çok mutlu edecek şey, Rabbimizin bizden razı olmasıdır. Bu bizim için belki her şeyden daha değerli bir müjde anlamı taşır. Ancak meselenin bir de diğer yönü vardır: Biz Rabbimizden razı mıyız? Yani, bizi sonsuz rahmetiyle yaratıp, yine sonsuz rahmetiyle muamele ettiğini bildiğimiz halde, bize verdiklerine razı mıyız? Aynı şekilde, bizim için Rabbimizin takdir ettiği şeyin, en hayırlısı olduğunu bildiğimiz halde, kısmetimize rıza gösteriyor muyuz?
Örnekleri çoğaltabilir ve kendimize şunu sorabiliriz: Bana, olumlu ya da olumsuz da gelse, Rabbimin, benim hakkımda takdir ettiği şeylere ne kadar razıyım?
Ne diyelim; Allah’ım! Biz bilmiyoruz. Sen ise sonsuz af ve merhamet sahibisin, affet…
DUYMAK
İnsanın kulağı, aklı kadar duyar.
DEĞER
Bir insanın değeri, bir çok kötülük yapabilme imkânı varken, dürüst kalabilmesindendir.
TAŞIMAK
Şişmanlık, içinde bol miktarda pişmanlık taşır.
NİYET
İnsanlar aynı limandan kalkan gemiler gibidir. Fakat varacağı liman, kişinin niyet defterinde yazılıdır, yani niyetine bağlıdır.
Niyetimiz rotamızı belirler. Rotamız ise, bizi varacağımız limana götürür.
Güzel niyetlerle yaşayalım ki; niyetlerimiz bizi mutlu olacağımız limanlara götürsün.
ÇOCUK
Çocuğumun yetişmesinde bazen endişeye kapılıyorum. Ona iyi örnek olabildiğimden şüpheleniyorum. Yanlış şeylerin etkisinde kalma ihtimaliyle üzülüyorum.
Düşündükçe aczimi görüyor ve Rabbime sığınıyorum:
“Allah’ım ben bilmiyorum, Sen her şeyi bilensin. Benim korumakta aciz kaldığımı, Sen koru. Benim yetiştirmekte yetersiz kaldığım evlâdımı, Sen en güzel şekilde terbiye et. Benim gözetemediğimi, Sen gözet. O zaten, Senin bana bir emanetin. Bana verdiğin güzel şeyleri ona da ver. Benim kusurlarımdan, eksikliklerimden onu koru. Ona karşı görevimde beni başarılı yap. Onu Sana emanet ediyorum; Sana havale ediyorum...” diyorum, dua ediyorum…
Ve görüyorum ki; ben çocuk yetiştirmiyorum. Allah, çocuğumu ve beni yetiştiriyor...