TR EN

Dil Seçin

Ara

İncir Çekirdeği

DUYGU BAHÇELERİ

Dışımızdaki günlerden, gecelerden, mevsimlerden çok, içimizde değişimler yaşıyoruz. Çocuğumun duygu ve davranışlarındaki gördüğüm değişiklikler karşısında epeyce zorlandım. Olduğu yerde çırpınan bir bebekken, kemikleri yeterli olgunluğa geldiğinde, hemen yürüme hissi geldi. Daha önce ne kadar yürümeyi öğretmeye kalksam da, mümkün olmadı. Karşımdaki bebek, yeni gelişmelerle sürekli şekillendirilen bir insandı. Ben ise böyle bir şeyle karşılaşacağımı düşünmediğim için şaşıp kalmıştım. Ben onun gelişmesinde sadece bir seyirciden ibarettim. Allah, gerekli duyguyu yaratıp, zamanı geldiğinde her şeyi öğretiyordu ona.

Aslında bu değişme ve gelişmeler ömür boyu sürer. Sadece bebekler değil, her insan, doğumundan başlayarak, hayatında, duygusal çalkantılar, büyük duygusal değişimler, yerine göre fırtınalar yaşar.

Ancak bu duygusal çalkantılar sonucu, insan da gelişir. Yani insanın duygular âlemi, bir bahçe gibidir. Rabbimiz bizim duygu bahçemizde yeşerteceği yepyeni duygular için, zaman içinde, hadiselerle yer ve zemin hazırlamaktadır.

Küçük bir çocuğun, çevresiyle girdiği çatışma sonucu benlik duygusu gelişir. Ergenlik çağına yetişen bir insan, girdiği bunalımların itmesiyle, toplumdaki statüsünü arayıp, bir ailenin sorumluluğunu taşıyabilecek olgunluğu kazanır. Olgunluk yaşına erişmiş bir insan da; durup, geçmiş yıllarına doğru bir bakar; giden ömrü ona telâş verir. Kim bilir, belki de Rabbimiz, ömrünün sonuna yaklaşan insana, açığını kapatıp, gideceği ebedî hayatına daha fazla bir şeyler taşıyabilsin diye bu duygu telaşını yaşatmaktadır...

Allah her insanı farklı yarattığına göre bu duygusal terbiye de, herkeste başka başka olacaktır. Anladığım o ki, bu çalkantılara, bu değişmelere bizim ihtiyacımız var. Çünkü insanı insan yapan, diğer yaratılmışların üstüne taşıyan, binlerce duygu ile donatılmış olmasıdır. Rabbimiz türlü türlü hadiselerle duygu bahçemizi geliştirir.

Bu duygularla, kendimizi, Yaratıcımızı, çevremizi tanır; bu duygularla yaşarız...

Her şeyin bir hikmeti var...