İnsanoğlunun Elest’ten Cennete, Cennetten anne rahmine yansıyan varoluş macerasında yitirdiği hafızasının bundan güzel bir kopyası olur mu?
Allah’ın birliğine şehadet etmenin sıcaklığını bir an bile unutmayarak yaşamak için, o parmağın dudaklara götürülmesindeki teslimiyeti ve şehadeti bilmem farkettiniz mi? Allah, kâinatın gözbebeği olarak yarattığı insanı anne rahmindeki engin dünyasında seyrederken ve ileride “Allah birdir” diyecek parmağını ilâhî bir sevda gibi dudaklarında gezdirirken, hepimize mânâdan bir kopya veriyor. Cenin hâlinde iken ilâhî zikre dair yaptığımız bu taahhüdü bir kez daha hatırlayalım:
Cennetten anne rahmine ışınlanırken, hayırlı dostlarımız olan melekler, bize:
“Haydi Allah kolaylık versin, dünyaya iniyorsun, ‘Allah (cc) bir’ demeyi unutma ve daima Fahr-i Kâinat ışığına koş.” demişlerdi. Bunun için ana rahmindeki bütün bebekler, bu hatıranın hazzını hiç olmazsa doğana kadar yaşamak için parmağını dudaklarında tutmaya devam etti.
Gönüllerinizdeki iman zevkinin en sıcak olduğu bu anı hatırlamaya çalışırsanız, her zaman “Allah’ın ‘bir’ olduğuna şahadet edeceğim ve Fahr-i Kâinat ışığından ayrılmayacağım.” dediğinizi duyar gibi olacaksınız.