Dönme Hareketi
Allah'ın iradesinin bir yansıması
Ara
Allah'ın iradesinin bir yansıması
Dönme hareketi sonlu âlemimizde sonsuzluğu gösteren ipuçlarından birisi… Ve bu harekete çok şey borçluyuz.
Günlük hayatımızda sürekli kullandığımız veya gördüğümüz cihazlarda kullanılan hareketli sistemlerin neredeyse tamamında dönme hareketi ile mekanik aktarımlar yapılmaktadır. Günümüz teknolojisine gelinceye kadar bu hareketlerin aktarımı değişmiş ve giderek gelişmiştir. Tüm kara, hava ve deniz taşıtları öteleme (doğru hat üzerinde ilerleme) hareketi yaparlar ancak bu hareketlerini tamamen dönme hareketine borçludurlar ve hareketin en son aktarıldığı yer olan tekerlekler veya pervaneler de sürekli dönerler.
İhtiyaç duyduğumuz ana enerji türlerinden olan elektrik, buharlı güç santrallerinde suyun bir çevrimden geçirilmesi (döndürülmesi) ile üretilir. Bu sistemlerde su, buhar fazında türbine aktarılır ve türbin milinin dönmesi sağlanarak elektrik enerjisi elde edilir. Günümüzde ısı enerjisini diğer enerji türlerine dönüştüren sistemlerinin tamamında iş akışkanları bir çevrimden (dönme) geçirilirler. Son yıllarda gündemde olan rüzgâr türbinlerinde, kanatlar rüzgâr sayesinde döner ve elektrik üretimi gerçekleştirilir.
Taşıt motorları, dişli çarklar, zincirler, kayışlar, cıvatalar, torna tezgâhları, matkaplar, pompalar, kompresörler, vanalar ve daha birçok makina parçası ve sisteminde temel hareket dönme hareketidir.
Tarihî gelişim incelendiğinde tüm mekanik sistemlerde, ihtiyaç duyulan enerjinin kaynağı ve kontrolü üzerinde değişiklikler olduğu görülür. İnsanlar eskiden bıçaklarını bilemek için kullandıkları taşları kendileri döndürürken, artık sadece bu işi yapan makineler üreterek bu makinelerin çalışması için gerekli enerjiyi temin etmekte ve bu enerjiyi daha iyi kontrol etmeye çalışmaktadırlar.
İki tip olan dalga hareketi (mekanik ve elektromanyetik), aslında titreşimin dönmesi olayıdır ve hayatımızın parçasıdır. Durgun su birikintisine bir taş atıldığında, merkezi taşın düştüğü nokta olmak üzere su üzerinde bir dalga hareketi başlar. Duyabildiğimiz veya duyamadığımız tüm sesler ortamda dalga hareketleri ile ilerler. Işık, diğer elektromanyetik ışınımlar gibi fotonlardan oluşur ve fotonlar dalga ve parçacık özelliği gösterirler. Bu tabii olayların tamamında söz konusu olan dönme hareketleri sayesinde görebilmekte, işitebilmekte ve iletişim kurabilmekteyiz. Günümüz iletişim araçları bu hareketten faydalanmaktadır.
Elbette ki dönme hareketi sadece günlük hayatımızda kullandığımız makine parçaları ile sınırlı değildir. Tüm âlemde dönme hareketi söz konusudur. Dünya, ay, güneş, güneş sistemi, samanyolu, kâinat… Büyük âlem ile beraber küçük âlem… Elektronlar… Her şeye dönme hareketi verilmiştir. Hz. Mevlana, âlemde her şeyin döndüğünü müşahede edince kendisi de dönmeye başlamıştır.
Dünyamızda daha birçok dönme hareketi sürekli yaşanmaktadır. Karbon, azot, su (yağmurlar) gibi.
Ayrıca bir de kendi maddî hayatımızda sürekli dönmeler yaşıyoruz. Eve dönme, işe dönme gibi. Bebeklikten itibaren maddi bir gelişim süreci yaşıyor ancak tekrar geri dönerek kontrol yeteneklerimizi kaybediyoruz.
Bir de güç ve iktidarda dönüşler var. Tarihte güç ve iktidarın milletler arasında sürekli döndüğünü görüyoruz. “Süper güç” kelimelerinin arkasından gelen devlet isminin beraberinde yıllarını da belirtmemiz gerekmektedir. Sümerler, Hititler, Persler, Yunanlar, Çinler, Roma, Moğollar, Türkler, Fransızlar, Ruslar, Almanlar bir zamanlar birer süper güç idiler… İktidar tarih boyunca yer değiştirip dönmüş.
Dönme hareketini sabah-akşam, akşam sabah tekrar ediyoruz. Yıllar boyunca aynı ayların, mevsimlerin dönmesine şahit oluyoruz.
Bir de hesapların dönmesine dikkat etmek gerekir. Çünkü hayat boyunca birçok hesap dönüyor. “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”
Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus bulunmaktadır; bu dönme hareketlerinin periyodu… Bazı periyotlar önceden kestirilebiliyor; namaz saatleri gibi. Ancak bazı hareketlerin dönme süresi hesaplanamıyor. Geçmişi okuyamadığımız gibi, hareketlerimizin geleceğe olan etkisini de ön göremiyoruz.
Bugün ortada olan Yahudi zulmü, belli süre öncesinde kendi başlarında değil miydi? İkinci dünya savaşında kendilerine ve masum evlatlarına yapılan insanlık ayıpları, maalesef günümüzde onlar tarafından başka mazlumlar üzerine dönmüş bulunuyor.
Devletler ve/veya milletler arasında yaşanan bu dönme hareketlerinin küçük çaplılarını aslında kendi hayatımızda sürekli görüyoruz. Uzun yıllar iktidar hırsı ile bir makam elde eden insanlar, bu iktidarlarını ‘büyük’ mücadeleler ile en fazla emekliliklerine kadar sürdürebiliyorlar… Ardından bir başka dönme hareketi…
Mümkün olsa da yukarıdan bir göz ile zamanın bu dönme hareketini seyredebilsek, bugün yapılan iktidar mücadelelerinin, bu uğurda yapılan zulümlerin ve haksızlıkların anlamsızlığını çok daha iyi göreceğimizden eminim. Çünkü bunu gören insanların mevcut olduğunu ve bunların hiç de uzağımızda olmadıklarını müşahede ediyoruz. Bakın Bediüzzaman Hazretleri nerelerden bakıyor:
“Evet, bakınız, zaman hatt-ı müstakim üzerine hareket etmiyor ki, mebde ve müntehâsı birbirinden uzaklaşsın. Belki küre-i arzın hareketi gibi bir daire içinde dönüyor. Bazan terakki içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir. Bazan tedennî içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşaallah. Hakikat-i İslâmiyenin güneşiyle, sulh-u umumî dairesinde hakikî medeniyeti görmeyi rahmet-i İlâhiyeden bekleyebilirsiniz.” (Hutbe-i Şamiye)
Bir zamanlar insanlık adına büyük ürünler ortaya koyabilen İslam âlemi, bugün maalesef yalnızca takipçilikle yetiniyor. Dönme hareketinin (Kader Programının) İslam âlemini, sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık için bir ümit olarak yetiştirdiği bugünlerden geleceğe bakarak gülümsemeliyiz…
Ve elbette ki bir gün döneceğimiz yeri unutmamalıyız:
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi, 35)
‘Aylak olmak, mevsimlere yabancı hâle gelmek ve sonsuzluğa doğru haşmetle ve mağrur…
Şu feleğin çemberlere olan aşkını biliyoruz. Nerede ve ne zaman bir iş…
İnsanoğlunun Elest’ten Cennete, Cennetten anne rahmine yansıyan varoluş macerasında yitirdiği hafızasının bundan…
Konunun çok önemli olmakla birlikte çok yönlü olması nedeniyle bu yazıda neyden…
“Alışın her yerdeyiz!” sloganıyla artık neredeyse tüm eylemlerde gördüğümüz LGBT aktivistleri görünürlüklerini…
Varlık âlemine baktığımızda canlılardan cansızlara, atomlardan güneş sistemine, bitkilerden hayvan ve insana…