TR EN

Dil Seçin

Ara

Kalpler Neden Mühürlenir? / Bir Soru

Allahü Teâlâ Bakara Sûresinin beşinci âyet-i kerîmesinde, Peygamber Efendimize (sav) hitaben şöyle buyurmaktadır:

“Sen inkâr edenleri korkutsan da, korkutmasan da birdir. Onlar inanmazlar. Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine perde çekmiştir. Onlar için büyük bir azab vardır.”

Bu âyet-i kerîmeyi basit bir anlayışla ele alan bazı insanlar; Allah bu adamların kalblerini mühürlemiştir. Bunlar nasıl iman ve ibâdet etsinler, hakikatleri görsünler ve işitsinler?” iddiasında bulunmaktadırlar. Halbuki, meseleyi tefekkür, insaf ve vicdan ölçüleri içerisinde ele alan bir mü’min için, böyle bir iddianın yeri yoktur. Evvelâ, âyet-i kerîmedeki inkâr etme fiili insanlara, mühürleme ve perde çekme fiilleri ise Cenâb-ı Hakka aittir. Bilindiği gibi, ihtiyarî fiillerde Cenâb-ı Hakk’ın iradesi, insanların cüz’î iradelerine tâbidir. Burada da inkâra insanlar sapmakta, Allah da onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemekte, gözlerine perde çekmektedir.

Fahr-i Kâinat olan Peygamberimiz (sav) Hazretleri, Her doğan çocuk İslâm fıtratı üzerine dünyaya gelir.” hadîs-i şerifleriyle, insanların iman etmelerine ve hidâyete ermelerine bir mâni bulunmadığını beyan etmiştir. Nitekim, Allahü Teâlâ Hazretleri de Kehf Sûresinin 55inci âyetinde, şöyle buyurmaktadır:

“İmanın lüzumuna delâlet eden deliller insanlara geldiğinde onları imandan ve Rablerine istiğfardan hiçbir şey menetmedi...”

Şurası muhakkaktır ki, Cenâb-ı Hakk’ın insanın nefsinde ve kâinatta sergilediği nihayetsiz lütûf ve ihsanları imanın nuru ile görülür. Başta küfür olmak üzere günahlar ve isyanlar bu seyre perde olurlar. İnsan günah ve isyana devam ettikçe Rabbi ile arasındaki perdeler kalınlaşır, kesafet peyda eder. Bir insan, işlediği günahlara tevbe ederek mahcubiyetini sürura ve huzura çevirmediği takdirde, nefs-i emmaresinin hükmetmesiyle kalbinde iman nûru yerine, gurur, riyâ, şehvet ve en nihayette küfür yerleşir. Bu hâl ise onun basiretinin kör olmasına ve netice olarak kalbinin mühürlenmesine yol açar.

Hûd Sûresinin 117inci âyet-i kerîmesinde, Rabbin, kasabaların ehlini sâlih halde iken, zulüm ile helâk edecek değildir.” buyurulmaktadır. Aynı şekilde, Rahmân ve Rahîm olan Allahü Azimüşşân elbette iman ve sâlih amel üzere bulunan bir insanın kalbini mühürlemez. Ancak küfür yolunda yürüyen kimseler, kâinatta Allah’ın varlığına, birliğine, rahmet ve keremine şehadet eden sayısız delilleri okumamakla ve nihayetsiz sadâları işitmemekle, kalblerinin ve kulaklarının mühürlenmesine ve gözlerine perde çekilmesine kendileri sebep olurlar.