Mahir İz Hoca, Ömer Ferid Kam ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatıyor:
Bir gün yine bir na’t yazmıştı. Şöyle başlıyordu:
“Vücûd-ı akdesin âlâdan âlâ, yâ Resûlullah,
Cemâlindir tecelligâh-ı Mevlâ, yâ Resûlullah.”
Mutasavvıfâne olan bu na’tı istinsah ettim. Son beyti şöyleydi:
“Ferîd-i bînevâyı defter-i uşşâkına kaydet,
Budur senden niyâz-i kalb-i şeydâ yâ Resulullah.”
…
Evde akşam yemeğe oturduğumuz zaman kapı şiddetle çalındı. Elimde peçete kapıya koştum. Bir de baktım ki, Ferid Bey pür heyecan kapıda; dedi ki:
Aman oğlum, ben büyük bir terbiyesizlik yaptım. Yazdığını getir de hemen onu düzelteyim. O büyük bir terbiyesizliktir. Resûlullah’a emr edilip “kaydet” denir mi? Hemen o mısraı şöyle düzelt:
“Ferîd-i bînevâ da defter-i uşşakına geçsin” dedi. Ve; “Hemen şimdi düzelt” diye te’kit edip gitti.
Eski hâli ile manzûmenin başkasının eline geçmesinden korkmuştu.
(Kaynak: Mahir İz, Yılların İzi)
…
Na’t: Nitelemek, iyi ve güzel şeyleri dile getirmek; nitelik, vasıf, tavsif etmek. Allah Resulü Hz. Muhammed'i yâd eden ve övgüyle bahseden edebî eserlere verilen isimdir.
İstinsâh: Bir kitabın veya bir metnin bir nüshasını yazmak, onu harfi harfine kopya etmek, aynısını yazmak.
Bînevâ: Zavallı, nasibsiz, muhtaç, çaresiz.
Uşşâk: Âşıklar.
Niyâz-i kalb-i şeydâ: Çok tutkun, müptela olan kalbimin duası yakarışı.
Pür heyecan: Heyecan dolu.
Te’kit: Sağlamlaştırmak, pekiştirmek.
Manzûme: Nazımla yazılmış, şiir biçiminde yazı.