TR EN

Dil Seçin

Ara

Biricik Olmak

Biricik Olmak

Bir torna tezgâhından çıkan, yontulan “aynı iki parça” aslında birbirinden farklıdır. Nasıl mı? 

Anlatayım; Makinenin yontucu ağzı her yontmada mikron seviyede (milimetrenin binde biri) aşınır ve bu aşınma üretilen her parçayı bir diğerinden ancak mikroskopla görülebilecek seviyede farklı kılar. 

Kasıtlı bilinçli oluşmayan bu durum bugün adli bilimler alanında suçluların ortaya çıkarılmasını sağlayan birçok inceleme yönteminin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 

Örneğin bir fabrikada üretilen binlerce silahın, yontularak şekil verilmiş metal parçalardan imâl edildiği düşünüldüğünde, her bir silah, üreticinin kontrolü dışında kendine has bir kimliğe sahip olur. Mikron seviyedeki iz farklılıkları incelenerek suçlular belirlenir, olaylar aydınlatılır.

Kesilen, yontulan, şekil verilen her şey için geçerlidir bu. 

İnsan elinin ürünü olan her bir eşya böylece kaçınılmaz şekilde “biricik” olma özelliği kazanır. Zahiren birbirinin aynısı iki eşya aslında mikron seviyede birbirinden farklıdır. 

Doğada bulunan hayat sahibi her varlık için de durum farklı değildir. Gözün gördüğü canlı cansız her varlıkta bilinçli tasarlanmış ve kodlanmış bir “biricik” olma durumu hâkimdir. Hepimizin bildiği ancak göz ardı ettiğimiz bazı örnekler sıralayacak olursak:

Dünyanın her yerindeki elma ağaçlarında yetişen elmalar ilk bakışta aynıdır, ama aslında detayda birbirinden farklıdırlar. 

İnsanların parmak izi vardır, ama her birimizin parmak izi birbirinden farklıdır. 

Her insanın iki kulağı, iki gözü, bir ağzı ve bir burnu vardır, aynıyızdır. Ama aslında her sima, her yüz birbirinden farklıdır. 

İki dudağımızın arasından çıkan, etten tellerin ürettiği seslere sahibizdir, ama her birimizin ses tonu birbirinden farklıdır.

DNA denen mucizenin varlığı bile her insanı hem her zerresiyle, hem de bütünüyle onu diğer herkesten farklı ve biricik yapmaya yeter, artar bile. 

Her şey atomlardan oluşur, ama atomların dizilişi değişince farklı maddeler haline gelirler...

Bir kutu dolusu toplu iğne ya da bir kutu dolusu kürdan dahi aslında herbiri birbirinden farklıdır, yani biriciktir...

Eşya fıtraten aynı kalmayı, aynılaşmayı reddediyor, ne yaparsak yapalım Tek’liğe, Tek Olan’a doğru akıp gidiyor ve Tekliği ilan ediyor.

Her varlığın biricik olması ne muhteşemdir. 

Her şeyin zâhiren aynı olması Rabbimizin “Vâhid” isminin tecellisi iken, bu aynılık içinde birbirinden farklı olması ise “Ehad” isminin tecellisidir...

Bir torna tezgâhını seyre dalınca, mikroskop altında toplu iğneleri inceleyip her birinin mikron seviyede birbirinden aslında ne kadar farklı olduklarını görünce, bütün bunları bana düşündüren o hadis-i şerifi hatırladım.

Allah Resulü (asm) şöyle buyurmuştur: 

“Kim Esmâ-i Hüsnâ’yı mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah’ı zikrederse Cennete girer.”