TR EN

Dil Seçin

Ara

Bu Kaçıncı Bahar / Dünya Hali

Güneş gözünüzü ve gönlünüzü okşar...

Bahardır...

Mevsimlerin sabahıdır.

Sonbahar ki, ikindi; yaz, öğle sıcağıdır...

Kış; gece... Ve bahar... Bir güne başlar gibi...

•••

Koca dünyanın kaçıncı günü, kaçıncı çiçeklenişi ve renklenişidir?

Sağımdaki çocuk, solumdaki ihtiyar; söyleyin!

Zaman nedir?

Ben aranızda kaldım bu bahar da...

•••

Bir güne başlar gibi... Hayata başlar gibi...

•••

Ya geçen bahar?

Ve ondan önceki?

Daha önceki?

•••

Sorular... Darağacında sallanan

İpin ucundaki yağlı ilmik! Zaman gibi...

•••

Güneş gözümü ve gönlümü okşuyor şimdi...

Çiçekler sonra...

Ve açık yeşil taze yapraklar ağaçlarda...

Koca dünyanın macerasının bilinmeyen bir yerinde... Ellerim ceplerimde...

Kendime bir şiir söylüyorum: çaresizliğimden.

•••

Aşk...

Tutunup unutmak her şeyi...

Veya tutunup farkına varmak her şeyin, bir bahar sabahı...

•••

İstanbul’un fethini mi hatırlamalıyım Mayıs diye?

Sadece Mayısta hatırladığım için mi küsmeliyim kendime?

Halbuki, bir yanım kahpe Bizans;

Fatihini bekleyen...

Bir yanımda Genç Osman’ı boğuyor gözü dönmüş uşaklar!

Ben, Şirin ini arayan Ferhat kimi zaman...

Kimi zaman odun taşıyan Yunus’a hevesli...

•••

Al işte bahar! Kaçıncı olduğunun ne önemi var?

Aşk gibi...

Ve ne olmak istersen; sahne hazır, dekor hazır.

Senaryo çok... Soru çok...

•••

Sultan Mehmed, Ferhatdan daha mı az âşık veya Yunustan daha mı az derviş?

Halbuki surları yıkan Ferhat tarafıydı...

Mağluplara korkmayındiyen tarafı Yunus...

Hepsi bir arada olunca Fatih” diyorlar adama...

•••

Ve hiç bir şey olamadan, aşka tutunmak...

Kimim ben! Söyleyin...

Sağımdaki çocuk, solumdaki ihtiyar...

Aranızda kaldım.

Mehmed olmaya, Ferhad olmaya,

Yunus olmaya kaç baharım var?

Ve Fatih olmaya...

•••

Bir güne başlar gibi...

Hayata başlar gibi...

Bir bahar sabahı. Hem de Mayıs...

Sultan Mehmed’in kabrinde... Ellerim açık...

Bir adam giriş kapısında Türbeye yardımdiye bağırıyor...

Hiçbir şey olamadım...

Ama... Özür diliyorum...