TR EN

Dil Seçin

Ara

İncir Çekirdeği

ÇİFTE STANDARTLI YAŞAMAK

Düşüncelerimiz, davranışlarımız kişilere ve durumlara göre sürekli değişiyorsa hayatımız belli ölçülere değil, rüzgarın esmesine göre şekilleniyor demektir. Bu halde ise biz köklü bir ağaç değil, ancak rüzgârda uçuşan zavallı bir yaprak oluruz.

Günlük işlerimizde kullandığımız ölçüler, şartlara ve mekanlara göre değişmiyor. Çünkü aksi halde hayat büyük bir kargaşaya döner. Medeniyetler de standartlar topluluğudur. Bir şey ne kadar standarda bağlanabilmiş ise, o kadar faydası artar.

Bizim hayatımızın standardı, hayatımızın karakteridir. Hayatımız da bir ağaç gibi karakterine göre meyve verecektir.

Mutluluk ve ebedi hayat meyvesi de ölçüleri belli olan bir hayat ağacının meyveleridir. Rüzgârın önündeki yaprakları ise ancak kuruyup yitmek bekler.

 

DAMLA

“Damlaya damlaya” göl biter.

 

LEZZET

Lezzet için sıcak çorbaya katlanıyoruz. Ağzımızı yakan yemeği, sıcaklığını gözardı ederek yiyoruz. Ama o yemek kadar sıcak bir kaşığı ağzımıza sürer miyiz?

Lezzetler insanı sürükler götürür bu hayatta.

 

HER ŞEYİ HALLETTİK

Doğmalar, büyümeler, gelişmeler, açmalar, solmalar.. her şeyi o kadar inceledik ki, hakkında birkaç kelam söyleyemeyeceğimiz bir şey kalmadı. Bizler her şeyi hallettik...

Hayatı anlamaya çalışıyoruz, ancak her şey gözlerimizin önünden kaybolup gidiyor. Biz aklımızı her şey zannediyoruz ve yanılıyoruz. Halbuki, baharın gelişini akılla izah etmek, baharı anlamak mı?

Bizi yaratan, bizi akıldan ibaret yaratmamış; binlerce duygu ile de donatmış. Öyle ise hayat bizi her şeyimizle bekliyor. Her şey hissedilmeyi bekliyor, yaşanmayı bekliyor.

Hayatın gerçeği yalın akılla yakalanmıyor, çünkü hayat yaşanmayı istiyor.

 

BİR İNSAN

Bir insanın doğması, güneşin doğmasından daha büyük bir lütuftur, Allah’tan insanlığa...

 

CAHİL

Bir insan, bilmesi gerekmeyen bir şeyi bilmemesinden dolayı cahil olmaz.

 

GERÇEK

İnsanların kanmasıyla gerçekler değişmez.

 

ALDANMAK

Kötü niyetli bir insan, bir başka insanı nasıl kandırıyorsa, şeytan da insanı öyle aldatıyor.

Çünkü aynı açık kapıları kullanıyorlar. İnsanın zaaflarını kendi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar.