TR EN

Dil Seçin

Ara

İncir Çekirdeği

KÂR

İyilik yap, yanında kâr kalsın.

 

GEÇER AKÇEYE ÇEVİRMEK

Hayatımızı elimizdeki imkanlarımızı geliştirmek için yaşıyoruz. Ne kadar zenginleşsek de, dünya yolculuğumuz sona erip, kazandığımız her şeyi geride bırakıyoruz. Ancak yolculuğumuz devam ediyor. Burada kazandıklarımız ise o yolculuğumuzda bize bir fayda sağlamıyor.

Burada kazandıklarımız burada geçer akçe ama ötede değil. İnsan bu diyarda kazandıklarını aynı zamanda gelecek yolculuğu için de geçer akçeye çevirme yolunu araştırmalı. Kendi parasını, seyahate gideceği ülkenin para birimine çevirdiği gibi...

 

SİNEMADAKİ KOLTUKLARI SEVMEK

Bir şeyi seveceğimiz zaman, onunla ilgili kendimizce bilerek veya bilmeyerek, hep olumlu düşüncelerden oluşan bir tablo çiziyoruz. Meselâ, eskimesini, bozulmasını, ayrılacağımızı hiç düşünmüyoruz.

Bindiğimiz otobüsteki ya da gittiğimiz sinemadaki koltuğu sevemiyoruz ama evimizdeki koltuğu sevebiliyoruz. Çünkü, sinemanın koltuğundan biraz sonra ayrılacağımızı biliyoruz, ama evimizdeki koltukla ilgili hiç ayrılık düşünmüyoruz, onu böylece sevebiliyoruz.

Demek ki sevgi duygusu devamlılık istiyor, ebedilik istiyor; yani Cennet istiyor. Öyleyse orasını istemeli; orası için çalışmalı...

 

KÖTÜLÜK

Kötülük de karanlık gibidir. Kuvvetli görünür, her şeyi istilâ etmiş gibidir ama, en küçük bir ışığa karşı koyacak gücü yoktur.

Her ışığın kaynağı vardır; karanlık ise kaynaktan değil ışıksızlıktan ortaya çıkar.

Hakikat ve bâtıl, iman ve inkâr, âdil olmak ve zorbalık da böyledir. Hakikat için, iman için, adalet için, başarı için, kararlı olarak çabalamak gerekirken; inkâr, zorbalık, tembellik, küfür.. için bir zahmete girmeye ihtiyaç yoktur, o sahada bir şey yapmamakla ortaya çıkarlar.

Bir binayı yıkmaya iki ırgat yeter de, yapmaya neler neler lâzımdır.

 

YAŞAM

Dünya, ya bir köprüdür veya uçurumun kıyısı. Ya ebedi hayatın sınırında yaşıyoruz ya da hiçliğin...

Ahirete inanmak tutunacak tek dalı insanın.

 

CENNET KÜTÜPHANESİ

Hayatımız bir kitap gibi. Ömrün bitiminde tamamlanacak bir kitap.

Her kitap gibi bizim kitabımızın değeri de içinde yazılanlar kadar olacak. Asıl önemli olan da hayat kitabımızın sayfalarını nelerle doldurduğumuz.

Durum böyleyken, kitabımızın muhtevasını değil de sadece bulunduğu yeri önemsemek ne kadar doğru acaba! Adeta bütün derdimiz en güzel rafa, daha üstteki rafa, en rahat rafa.. ulaşmanın çabası gibi…

Oysa kendimizi sadece dünya kütüphanesine değil, ahiret kütüphanesine de hazırlamalıyız. Orada sayfalarımız boşsa ya da değersiz şeylerle doluysa, yerimiz neresi olacak!.. Cennet kitaplığında yer alacak değeri olacak mı kitabımızın?

Evet kitabı kitap yapan içindekilerdir.

Güzelliklerle, ilimle, erdemle, vefayla dolu bir hayatın kitabı da, dünya kitaplığında şimdilik alt raflarda duruyorsa, mahşer elemesinde lâyık olduğu yeri elbette bulacak…

 

AŞK

İnsanın kalbi bir mücevher sandığı ise ve her bir duygusu bir mücevherse, aşk bunların içinde en değerlilerindendir.

İnsanı insan yapan duygulardan biridir aşk. Ama her insan da aşkı taşıyamaz.

Mecnun, Leyla’da olgunlaşmadan Mevlâ’ya gidemedi.

Her güzellik Allah’tandır ve Allah’ındır. Bir şeyi bir şekilde seven, aslında Onun yarattığı bir şeyi, dolayısıyla Ona ait bir güzelliği seviyordur.

Yarattıklarını bu kadar seviyorsa insan, onları yaratanı tanısa ne kadar sever acaba?..