TR EN

Dil Seçin

Ara

İncir Çekirdeği

AKILLI MÜŞTERİ

Bu dünya bir pazar yeri gibidir. Alış-verişteki gibi yaşamımızda da seçici davranmalıyız. Akıllı müşteri olmalıyız. Duyduklarımız, gördüklerimiz, âlemimize aldığımız şeyler; bir zaman sonra, çekilmez yükler hâline gelebilir.

Bizi ilgilendirmeyen şeylere arkamızı dönmeyi bilmeliyiz.

 

HAYAT NORMALE DÖNÜNCE...

Hayatın akışını değiştiren bir olay yaşanmıştır, deprem olmuştur, sel gelmiştir, toplumsal bir olay olmuştur… Ve aynı zamanda bazı insanlar da bunlardan zarar görmüştür.

Bir zaman geçer ve şok etkisi azalır, yaşananlar unutulur ve denir ki: “hayat normale döndü.”

Ancak yaşanan şeyden zarar görenler, hatta dünyasını değiştirenler için hayat bir daha normale dönmeyecektir, bu ise hiç düşünülmez.

Bundan dolayı “hayatın normale dönmesi,” aslında unutmanın da adıdır bizim için.

 

VİRÜS FİKİRLER

Bir virüsün bilgisayara verdiği zarar, düşünce ve duygularımıza bulaşan bâtıl fikir virüslerinin bize verdiği zarardan daha mı çok? Bilgisayar virüsü bilgilerimizi yok ediyor, akıl ve kalbimize bulaşan bâtıl bilgi, düşünce ve inanç virüsleri ise, hem dünya hem de ebedi hayatımızı mahvediyor.

 

ŞÜPHELİ ÇOCUK

Çocuk, sevildiğini bilmek, görmek ve hissetmek ister. İnanıyorum ki hırçın, söz dinlemeyen çocuklar sevildiğinden şüphe duyan çocuklardır.

 

BİR BAKMAK, ÇOK GÖRMEK

İnsan, meselâ bir paraya baktığında, gözü onun kâğıdını, aklı onun değerini, duyguları da o değerle nelere ulaşabileceğini görür. Ya da bir sanat eserine baktığında, gözü maddesini, aklı diğer sanat eserleri arasındaki yerini, duyguları ise o eserin mesajlarını alır.

Şu an bir sergideyiz: dünya sergisi.

Çiçeğinden böceğine, atomundan güneşlerine kadar her şeyiyle çok sanatlı eserler sergileniyor. Üstelik tazeleniyor Âlemler Rabbinin eserleri…

Seyrettiğimiz bu âleme baktığımızda da sadece maddesini görmek yeterli olur mu hiç!?.

Bu kadar güzelliklerin yaratılması, bize de akıl ve duyguların verilmesi boşuna olabilir mi?

 

BAŞTAN BAŞA KÖTÜLÜK MÜ?

Şeytan bize daima yaptığımız kötü şeyleri ve olumsuz yönlerimizi hatırlatır.

Biz onun bu tuzağına düşersek, güzel bir şey yapacak enerjiyi kendimizde bulamaz ve şevkimizi kaybederiz. Yapabildiklerimizi de isteksizce yaparız.

Halbuki biz insanız, kötü yanlarımız olduğu gibi iyi yönlerimiz de var. Kendimizi bir bütün olarak görmeliyiz.

İyi yönlerimiz ve işlerimiz için onları bize veren Allah’a şükredip, kötü yönlerimiz içinse affedici olan Rabbimize tövbe etmeliyiz.

 

HAYATIMIZIN KİTABI

Hepimiz, yaşadığımız hayatla kendi kitabımızı yazıyoruz. Yaşadıklarımız bizim kitabımızın satırlarını gösteriyor. Hükümlerimiz, seçimlerimiz, tutumlarımız, birer konu oluyor yazdığımız kitabımıza. Her kitap gibi, hayatımız da değerini içindekine göre bulacak.

Acaba bizden sonra yaşam kitabımıza bakanların okuyabileceği bir şeyler mi yazıyoruz? Yoksa hayatımız, rasgele ardı ardına dizilmiş, ama hiçbir anlamı olmayan harf istiflemesi mi olacak?..

Yarın bu kitabımız elimize verildiğinde, adım adım, gün gün doldurduğumuz sayfaları bizi sevindirebilecek mi? İşte insanın en büyük meselesi bu…