TR EN

Dil Seçin

Ara

Kalpten Büyük Maratoncu Var mı?

Kalpten Büyük Maratoncu Var mı?

Kalp dakikada 5 litre kan pompalar. Bu, saatte 300 litre, günde 7200 litre kan pompalaması demektir.

İnsanlar yürürler, koşarlar. Bunun için çizgili kaslarını kullanırlar. Sağlıklı bir insan günde 7 km tempolu yürüyebilir. Peki yorulmadan ne kadar koşabilir? Kenyalı atlet Dennis Kimetto 42 kilometrelik parkuru iki saat, iki dakika ve 57 saniyede tamamlayarak 2014’de yeni bir dünya rekoru kırmıştı. Koşmak için ayak, bacak ve güçlü adalelere ihtiyaç olduğu gibi kalbin de güçlü atışlarına ihtiyaç vardır.

Kalp dakikada 5 litre kan pompalar. Bu, saatte 300 litre, günde 7200 litre kan pompalaması demektir.

 

Peki kalp kası gece gündüz, yürürken koşarken ömür boyu yorulmadan nasıl çalışır? Bunu nasıl başarır?

Bu soruların cevabını bulmak için kalp kası hücrelerinin içine iyice bakmak lazımdır. Kalp kası hücreleri içinde “gıdayı enerjiye çeviren küçük makineler” (mitekondri) vardır. Bunlar hacim olarak kalp kası hücrelerinin yüzde 30-35’ini oluştururlar. Bu oran diğer iskelet kas hücrelerinde yüzde 1-2’dir. Böyle yüksek oranda yaratılmaları sayesinde, kalp kasının enerji ihtiyacı düzenli ve yeterli olarak sağlanır.

Mitekondri (sarı renkli)

Mitekondri paketleri (çevresi mavi)

 

Kalbin kas hücreleri kasılmak için enerjiden başka sinirsel uyarıya da ihtiyaç duyarlar 

Kalp kası içinde dağılmış yaygın ağ şeklinde özel bir sinir ileti sistemi yaratılmıştır. Kalbin kasılması, sağ kulakçık üst kısmında yer alan ve adına sinüs düğümü denen hücre grubunun çıkarttığı elektriksel uyarılar ile başlar. 

Sinüs düğümünden çıkan uyarıların sıklığı vücudun ihtiyacı ile orantılı olarak artıp azalır. Yani egzersiz halindeki bir insanın kalbinin hızlı atmasının sebebi sinüs düğümündeki hücrelerin daha sık aralıklarla uyarı çıkartmasıdır. Sinüs düğümünden çıkan uyarılar her iki kulakçığa yayılarak kulakçıkların kasılmasını sağlarlar.

Bu sırada karıncıklar gevşemiş durumdadır. Bu uyarılar sağ kulakçık ile karıncık bileşkesinde bulunan ve atriyoventriküler düğüm adı verilen bölgeye de ulaşırlar. Atriyoventriküler düğüm ve bunun devamındaki his demeti kulakçık ile karıncıklar arasındaki tek elektriksel bağlantıdır. Atriyoventriküler düğüme gelen uyarı burada bir süre bekletilir ve daha sonra karıncığa geçişine izin verilir. Kalbin vücuda ve akciğerlere kan pompalaması böylece gece gündüz devam eder durur.

Kalp sinir sistemi

 

İnsanın kalbi dursa, bir süre sonra solunum da durur

Kalp durursa temel yaşam için gerekli oksijen organlara gidemez. Oksijensiz yaşama tahammülsüz ve yaşam için önemli bir organ beyindir. Ve en geç 5 dakika içinde kalp masajı ve suni solunumla kalbin tekrar çalışması sağlanmalıdır. Kalp daha geç çalıştırılırsa beyin oksijensiz kaldığı için artık bitkisel hayata girilir. Bunun ise geri dönüşü yoktur.

Her insan anne karnında birleşen 2 hücrenin bölünmesiyle başlayan mucizevi serüvenini 9 ay 10 günde tamamlar ve dünyaya gözlerini öyle açar. Artık anne karnındaki gelişim tamamlanmış tek başına hayata adım atılmıştır. 

Anne rahmi denilen bir fabrikada adeta insana ait organlar, sistemler özel tasarımlarına göre ayrı ayrı ama bir arada üretilip montajları, kusursuz bir şekilde yapılarak insan hayata bırakılır.

Her organ kendine verilen görevleri yapabilmesi için bu süreç içinde hazırlanmıştır. Kalp de bunlardan biridir. Bunlar tesadüfen böyle olabilir mi? Ya da kendi kendine olabilir mi? Veya Tabiat yapabilir mi? Peki öyleyse kim yapıyor?

Bunları yapmak için ilim, irade ve bir güç gerekir, o nerede ve kimdedir?

Descartes, “düşünüyorum o halde varım” diyor. Hadi öyleyse siz de düşünün ve varlığınız anlam kazansın… Dünyada bunun cevabını sizden başka bir canlının düşünemediğini de düşünün…